Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, bugünkü “Türkiye, neden beklenen ve özlenendir?” başlıklı yazısında “İnsanlığın önünü açacak hakikat medeniyeti yolculuğunun bayraktarlığını bir kez daha biz yapacağız” görüşünü savundu.
Türkiye’nin her bakımdan bağlandığı Batı’ya bağımlılıktan kurtulmaya başlamasının, Washington’a, Londra’ya, Brüksel’e meydan okumasının, istiklal ve istikbal mücadelesinde önemli kilometre taşları olduğunu belirten Kaplan şöyle devam etti: “ Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ısrarla Afrika Açılımı üzerinde durması, bunu kalıcı, köklü bir stratejiye dönüştürme çabası, bu açıdan önemlidir. Türkiye’nin kabına sığmayan tarihî yükünü ve yükümlülüğünü yerine getirme sorumluluğunun bir göstergesidir bu. Türkiye’nin Türkiye’den ibaret olmadığının, Türkiye’nin ama tarihî medeniyet iddialarını kuşanan bir Türkiye’nin beklenen olduğunun işaretidir. Emperyalistlere meydan okunmasıdır aynı zamanda.
Elbette daha işin başında bile değiliz. Elbette sadece siyasete endeksleyerek böyle bir yolculuk gerçekleştirilemez aslâ! Önce fikir, eğitim, kültür, sanatta hakikat medeniyetini yeşertecek sahih, arı duru, tertemiz, diriltici hakikat tohumları ekeceğiz, bu tohumları ekecek öncü kuşakları yetiştireceğiz…
Genç kuşakları kaybediyoruz çünkü.
Eğitim sistemimiz iflas etti.
Kültür ve medya rejimimiz, Batılıların kölesi gibi, mankurtlaştırıcı bir işlev üstleniyor: Ülkeyi zihnen köleleştiriyor, Batıya teslim ediyor savaşmadan hem de.
Her şeye rağmen biz, yılmayacağız: Önümüzü açacak öncü kuşaklar yetiştirmek için bütün gecemizi, gündüzümüzü seferber edeceğiz.”