Yeni Şafak yazarı: FETÖ, masum insanların da telefonuna 'ByLock' bulaştırdı, içeri attırdı!

Yeni Şafak yazarı: FETÖ, masum insanların da telefonuna 'ByLock' bulaştırdı, içeri attırdı!

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerle (KHK) yapılan ihraçlarla ilgili olarak "FETÖ, yalan, iftira, kumpas gibi iğrenç yollara başvurarak masum insanları mazlum konumuna düşürecek her tür şeytanî yola başvurmaya devam ediyor hâlâ" dedi. "Bunlardan biri de KHK üzerinden tezgâhlandı" görüşünü dile getiren Kaplan "FETÖ'yle ilgisi olmayan insanların telefonlarına bylock bulaştırdı; pek çok insanı bir anda bylock'tan ötürü içeri attırdı, işlerinden ihraç ettirdi" ifadesini kullandı.

Kaplan, "Amaç, masum insanlara zulmetmek ve böylelikle Erdoğa'ın altını oymaktı" diye yazdı.

Yusuf Kaplan'ın "FETÖ kumpasına kurban gidenlerin mağduriyetleri giderilmeli" başlığıyla yayımlanan (17 Mart 2017) yazısı şöyle:

Türkiye, 15 Temmuz'da 200 yıllık yakın tarihinin en büyük darbe ve işgal girişimine maruz kaldı. ABD'nin ve AB ülkelerinin, İngilizlerin ve Yahudilerin yıllardır besleyip büyüttüğü, küre ölçeğinde önünü açtığı bir örgüt, FETÖ, kullanılarak tarihimizin en büyük ihanetini yaşadı ülkemiz. Ama Allah'a şükür, bu millet, göğsünü siper ederek tankları püskürttü ve tarihe geçecek muazzam bir destan yazdı. Burada Erdoğan'ın kararlı liderliği, belirleyici rol oynadı. Bunu söylemek bile gerekmiyor elbette. FETÖ, sadece Türkiye'ye saldırının aşağılık bir taşeronu değildi; aynı zamanda, İslâm'ı dönüştürmeyi, protestanlaştırmayı ve küresel sistemin zorbalıklarına direnen tek din olan İslâm'ı küresel sisteme boyun eğdirerek tıpkı Budizm, Hinduizm, Şintoizm ve Zen gibi fosilleştirmeyi amaçlayan bin yıllık İslâm tarihinde son iki yüzyılda icat edilen ve kullanılan “paralel din” örgütlerinden en sinsisi, en tehlikelisiydi.

FETÖ'nün amacı: Masum insanları mazlum durumuna düşürerek Erdoğan'ın altını oymak

15 Temmuz saldırısı püskürtüldü ama FETÖ, saldırısını, iğrenç yöntemlerle sürdürmeye devam ediyor: Ekonomik olarak, sosyal-siyasî olarak Türkiye'ye zarar vermek için elinden gelen her türlü iğrenç yönteme başvuruyor: Kılıktan kılığa giriyor, Kemalist, ateist, PKK'cı kılığına bürünen hesaplarla bu ülkeye, bu ülkenin masum insanına verebileceği en maksimum zararın hesabını yapıyor! FETÖ, hiç bir Müslüman cemaatte görülmeyecek karaktersizlikleri sergilemekten çekinmiyor: Yalan, iftira, kumpas gibi iğrenç yollara başvurarak masum insanları mazlum konumuna düşürecek her tür şeytanî yola başvurmaya devam ediyor hâlâ! Bunlardan biri de KHK üzerinden tezgâhlandı: FETÖ'yle ilgisi olmayan insanların telefonlarına bylock bulaştırdı; pek çok insanı bir anda bylock'tan ötürü içeri attırdı, işlerinden ihraç ettirdi: Amaç, masum insanlara zulmetmek ve böylelikle Erdoğa'ın altını oymaktı!

İğrençliğin böylesi görülmedi

Burada başka yöntemlerle de masum insanlara iğrenç zulümler yapıldı: FETÖ, bürokrasideki her tür kılığa giren kriptolarını kullanarak, FETÖ'yle zırnık kadar ilgisi olmayan hatta bizzat tanıdığım ve FETÖ'yle kıyasıya mücadele eden insanları iftiralarla işlerinden uzaklaştırdı, içeri attırdı!

Ardından da sosyal medyayı kullanarak, gazeteleri, televizyonları, bazı partileri kullanarak, bizzat FETÖ'nün zulmüyle mazlum konumuna düşen masum insanları sömürerek FETÖ soruşturmasını sulandırmaya, ülkede kaos ortamı oluşturmaya çalıştı! İğrençliğin böylesi görülmedi! Referanduma giderken FETÖ'yle ilgisi olmayan, FETÖ'nün yanından yöresinden geçmeyen mazlumlara bir Müslüman olarak vicdanen sahip çıkmak ve FETÖ'nün kumpasını çökertmek zorundayız. FETÖ kumpasının mağduru olan pek çok insan dinledim. İnsanın yüreği dayanamıyor. FETÖ'yle zırnık kadar ilgisi olmayan, kumpasın kurbanı olan bu insanların feryadına kulak vermek, her şeyden önce, bizim Müslümanlar olarak ahlâk, vicdan ve merhamet borcumuz.

İki tür mağduriyet söz konusu

Burada temelde iki tür mağduriyet söz konusu: Birincisi: FETÖ ile hiçbir irtibatı olmadığı halde banka hesabından dolayı ihraç olanlar gibi. Bu mağduriyetleri yaşayanlar kısmen daha şanslı; çünkü eğer tek kriterden dolayı ihraç olmuşlarsa adlî bir süreç yaşamıyorlar. Kurulacak komisyonda muhtemelen aklanıp görevlerine geri dönecekler. İkinci ve asıl mağduriyet ise biraz karmaşık: Bu tür ihraçların büyük bölümü bylock sebebi ile gerçekleşti. Bu grupta olanların belli bir bölümü ihraç olmakla kalmıyor aynı zamanda gözaltı ve tutukluluk yaşıyor. Bunların bir kısmı şu an halen tutuklu. Burada iftiraya dayalı ihbarlar ve kumpaslar nedeniyle ihraç edilen, FETÖ'yle hiç bir ilişkisi olmayan ihraçlardan sözediyorum sadece. FETÖ'cü olanlar elbette ki ihraç edilecek ve hakettikleri şekilde cezalandırılacak! Bunda tereddüt edilmemeli. Cep telefonlarındaki IP çakışmasından dolayı Bylock kullanmadığı halde kullandı görünen çok sayıda insan var. İkinci el telefonlar, başkasına verilmiş hatlar, başkası adına açılmış hatlar da yine Bylock mağduriyetlerine yol açabiliyor.

FETÖ soruşturmasının sulandırılmasını önlemek için...

Gerçek bylock mağdurlarının dikkatle araştırılması gerekiyor.Hatta büyük kısmı savcılıklara gidip suç duyurusunda bulunmak suretiyle bu incelemeleri başlatma yoluna gidiyor. Fakat Ankara, İstanbul gibi büyük şehirlerde savcılar bu başvuruları kabul etmiyor. Kabul edilse bile sonucun gelmesi çok zaman alıyor. Bylock'ta hatalar olduğu konusunu bizzat Başbakan, İçişleri Bakanı ve birçok uzman gündeme getirmişti. Bylock konusunda mağduriyet yaşayanların belli bir bölümü 686 nolu KHK ile ihraç edilenler. Bu KHK ile ihraç olanların tekrar kontrolüne öncelik verilmesi mağduriyetlerin de bir an önce son bulmasını sağlayacaktır. Kontrollerin kısa sürede yapılabilmesi için de uzman sayısının arttırılması, hatta sadece bu şikayetleri değerlendirecek münferit kurulların kurulması yararlı olabilir. Yapılacak incelemelerden sonra bylock kullanmadığı tespit edilenlerin bilgileri, ilgili savcılıklara ve mağdur olanların kurumlarına zaman kaybetmeden bildirilmeli. Kurumlar da bylock kullanmadığı tespit edilen kişiler görevlerine iade etmeli. Yaşanan mağduriyetler ancak bu şekilde çözüme kavuşturulabilir, diye düşünüyorum. Ve şunu söylüyorum: FETÖ'yle ilgisi olmayan KHK mağdurları, FETÖ'nün bu konuda sosyal medyada veya başka yerlerdeki provokasyonlarına karşı hassas olurlarsa, hükümetin bu konuda daha hızlı ve çabuk sonuca varabileceğini, hatırlatmak istiyorum. Ezcümle: FETÖ soruşturmasının sulandırılmasının önüne geçmenin en kestirme yolu, bu tür mağduriyetlerin dikkatle araştırılıp sonuca bağlanmasından geçiyor.