Yeni Şafak yazarına göre Paris saldırısı, 'Müslüman avı' başlatmak için bahane!

Yeni Şafak yazarına göre Paris saldırısı, 'Müslüman avı' başlatmak için bahane!

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan, 12 kişinin öldüğü Paris'teki Charlie Hebdo katliamına ilişkin olarak, "Kimse kimseyi kandırmasın. Fransız derin devletinin İslamofobi’yi tırmandırmak için tezgâhladığı bir saldırı bu" dedi. Kaplan "Bu saldırıdan sonra ırkçılık, İslamofobi, İslâm düşmanlığı tavan yapacak, Müslüman avı başlayacak" ifadesini kullandı.

Yusuf Kaplan'ın Yeni Şafak'ta "İslâm’la postmodern savaş süreci Avrupa’da..." başlığıyla yayımlanan (9 Ocak 2015) yazısı şöyle:

 

İslâm’la postmodern savaş süreci Avrupa’da...

 

7 Ocak 2015: Avrupa’nın intihar tarihi! Paris tetikçisi, Avrupa’nın ipi’ni çekti! 07 James Bond “Filmi” gibi tarihe geçti!

Tehlikeli bir oyun var: İpin ucunu kaçırmak üzere Avrupa. Kendi ayağına kurşun sıkıyor.

Son aylarda Avrupa’da Pegida üzerinden ırkçılık ve İslamofobi’nin beklenmedik ölçüde tehlikeli bir şekilde tırmandığı... Avrupa’da, çeşitli kentlerde, bizzat Avrupalılar tarafından İslamofobi’yi protesto gösterileri düzenlendiği bir sırada...

Yıllardır ardarda Hz. Peygamber’in karikatürlerini yayımlayan Fransız mizah dergisi Charlie Hebdo’ya bir saldırı gerçekleştiriliyor!

12 kişi ölüyor, çok sayıda insan yaralanıyor.

Sadece Fransa ya da Avrupa değil, dünya ayağa kalkıyor!

Avrupa’nın 11 Eylül tezgâhı!

Bu saldırıdan sonra ırkçılık, İslamofobi, İslâm düşmanlığı tavan yapacak! Müslüman avı başlayacak!

İnce ve iyi planlanmış bir tezgâh bu!

Kimse kimseyi kandırmasın! Fransız derin devletinin İslamofobi’yi tırmandırmak için tezgâhladığı bir saldırı!

İslamofobi, İslâm’a karşı postmodern yöntemlerle sürdürülen sinsi bir “haçlı savaşı”dır.

***

Şiddet eylemlerini aslâ onaylayamayız! Ama zokayı da yutamayız! Avrupa’nın 11 Eylül tezgâhı bu!

Avrupa’da hızla kışkırtılan İslamofobi’ye gün doğdu! Avrupa’da dalga dalga yayılan İslâm düşmanlığını meşrulaştırmanın yegâne yolu!

***

Dünyayı aptal yerine koyan bir tezgâhla karşı karşıyayız yine!

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, saldırının arkasından yaptığı açıklamada “barbarca bir saldırı bu. Fransız Cumhuriyeti, kendisini, özgürlüklerimizi barbar hakların saldırısından korumasını bilir!” dedi.

Yapılan açıklamalar hep bu minvalde. Avrupa Derin Devleti’nin büyük bir tezgâhı bu!

Türkiye’deki ‘Fransızlar!’

Türkiye’deki bu ülkeye de İslâm’a da “Fransız!” sözümona “Türk medyası!” tastamam Fransız ağzıyla işliyor saldırıyı.

Sözgelişi, CNN International’da bile, “Fransız istihbaratı bu saldırı planını neden farkedemedi?” sorusu tartışılırken

CNN Türk Fransız Tv’si gibi yayın yapıyor!

Gerek Amerikan CNN’ine, gerek BBC’ye, gerekse Fransız televizyonlarında saldırı -en azından şimdilik- arkaplanı, nedenleri açısından işleniyor. Herkes “bu saldırı, uzun bir planlamanın sonucu” diyor.

‘Fransız Devleti neden engelleyemedi?’

BBC’ye konuşan "French Institute of International Affairs adlı“ düşünce” kuruluşundan Dominique Moisi, çok ilginç şeyler söyledi saldırıyla ilgili olarak. İşte söyledikleri:

“Böyle bir saldırı bekleniyordu Paris’te. Ama ne zaman olacağı bilinmiyordu.

Yılbaşından önce Fransız polisi ve istihbaratı yüksek alarma geçirilmişti. Paris metrosunda, kamu binalarında güvenlik üst düzeye çıkarılmıştı. Bu silahlar nereden geldi? Fransız devleti, bu saldırıyı neden öngöremedi ve engelleyemedi?”

İslâm’la medya üzerinden postmodern savaş!

Büyük bir felâket geliyor: İslâm’a büyük bir saldırı yapacaklar.

Müslümanları perişan edecekler. Sadece Avrupa’daki değil, bütün dünyadaki Müslümanları!

İslâm’la postmodern savaş süreci’nin bir uzantısı, bu kez Fransa’da yaşanıyor.

Savaşlar, meydanlarda yapılmıyor artık! Önce medyalarda veriliyor. Zihinler teslim alınıyor.

Böylelikle her türlü saldırıyı, işgali meşrûlaştıracak bir zemin oluşturulmuş oluyor!

Savaşlar, meydanlarda değil medyalarda sürdürülüyor!

Nietzsche “modernler, nedenlerle sonuçları birbirine karıştırırlar.

Sonuçlara odaklanır, sonuçları neden olarak konumlandırırlar” demişti.

Medyayla savaşın mantığı tam da Nietzsche’nin bu gözlemine uyuyor.

Son durum’u, “işte mesele bu!” diye sunuyor medya.

Medya, bir algı operasyonu gerçekleştiriyor bu yolla.

Hâdisenin arkaplanını, nedenlerini atlıyor ve adeta “vurun abalıya!” diye hedef tahtasına yatırıyor linç etmek, “işini bitirmek” istediği “aktörleri”!

Algı operasyonları üzerinden algılarımızı körleştiriliyor.

Paris’te Avrupa değil, İslâm vuruldu!

Terörize et!  İslamofobi’yi yay, İslâm düşmanlığını kışkırt!

Sonra da “terörist var! Terörist bunlar!” diye yaygarayı bas!

İğrençsiniz vesselâm, çok iğrenç!

***

Her türlü şiddeti kınayacağız, lanetleyeceğiz ama sizin tezgâhınızı da deşifre edeceğiz. Ve bu kez zokayı aslâ yutmayacağız!

Paris’te Avrupa vurulmadı, İslâm vuruldu. Hedef buydu!

Batı başkentlerinde, Paris’te, Londra’da, New York’ta ve tabiî Telaviv’de, kapalı kapılar ardında, ne şampanyalar patlatıldı,

ne kadehler tokuşturuldu!