Yeni Şafak yazarından Ertuğrul Özkök'e: Gladyonun medya ayağı, gazeteci görünümlü 'etki ajanı' şahıs!

Yeni Şafak yazarından Ertuğrul Özkök'e: Gladyonun medya ayağı, gazeteci görünümlü 'etki ajanı' şahıs!

Yeni Şafak yazarı Taner Korkmaz, 'Şimdi gördünüz mü 28 şubatçılar kimmiş' başlıklı yazısında "Darbeler Komisyonu’nda AKP’li milletvekillerinin bize sordukları önyargılardan ibaret sorulara cevap verdiğim günü hatırladım" ifadelerini kullanan  Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'e "Baronsal Gladyo'nun medya ayağındaki 'rütbesi yüksek' gazeteci görünümlü 'etki ajanı' şahıs" dedi. Korkmaz, Özkök hakkında "Şu sıra kalkmış hiç mi hiç utanmadan Yirmi Sekiz Şubat'ın Apoletli Mesut Yılmaz'ını ve bu arada 'kendisi gibilerini' güya “darbe karşıtı imiş gibi' sunmaya yelteniyor" dedi.

Taner Korkmaz'ın Yeni Şafak gazetesinin bugünkü (28 Eylül 2016) nüshasında yayımlanan 'Başbakanlık koltuğu kime “altın tepsi” içinde sunulmuştu?' başlıklı yazısı şöyle:

Baronsal Gladyo'nun medya ayağındaki “rütbesi yüksek” gazeteci görünümlü “etki ajanı” şahıs; şu sıra kalkmış hiç mi hiç utanmadan Yirmi Sekiz Şubat'ın Apoletli Mesut Yılmaz'ını ve bu arada “kendisi gibilerini” güya “darbe karşıtı imiş gibi” sunmaya yelteniyor.

Hal böyleyken; gözlerimizi bağlamaya ayarlanmış “sihirbazlık gösterisini” yere çalmanın tam sırasıdır.

*

16 Nisan 1997 gecesi; Fetullah Gülen, Aydın Doğan'a ait Kanal D'de Refahyol Hükümeti'ne “Beceremediniz gidin!” diye seslenmişti! O ekranda, 28 Şubat Cuntası'na “Askerlerimiz bazı sivillerden daha demokrattırlar. Onlar Anayasa'nın kendilerine verdikleri şeyleri yerine getiriyorlar…” diyerek selam durmuştu!

Ertesi gün; Ertuğrul Ö.'nün yönetimindeki Baronsal Hürriyet, Gülen'in “Beceremediniz gidin” cümlesini manşete çekmişti!

Beş hafta kadar sonra (25 Mayıs'ta) Komprador Burjuvazi'nin en öndeki ismi “Mister Simit” Sabah gazetesine verdiği röportajda “Refahyol gidecek, hem de nasıl gidecek!” diye babalanıyordu…

Nitekim, Erbakan'ın başbakanlığındaki Refahyol'a 18 Haziran 1997'de havlu attırıldı.

*

28 Şubat sürecinde Refahyol Hükümeti'nin yerini alan Mesut Yılmaz'ın başbakanlığındaki Ara Rejim Hükümeti'ni Locaefendi'ye ait Zaman gazetesi “HAYIRLI OLSUN” manşetiyle alkışlamıştı!

ABD'ye ve İsrail'e bağlı Cuntacı Generaller, Mesut Yılmaz'a başbakanlık koltuğunu adeta “altın tepsi” içinde sunmuşlardı.

28 Şubat 1997'deki MGK toplantısından üç buçuk ay kadar sonra generallerin yoğun markajı, baskısı ve tehditleri sonucunda Refahyol Hükümeti devrilirken; “demokrasiyi savunmak” Mesut Yılmaz'ın aklının ucundan bile geçmemişti!

Yirmi Sekiz Şubat darbesini bütün hücreleriyle desteklemişti.

Refahyol'un askerin müdahalesiyle alaşağı edilmesinden ve başbakanlığın kendisine verilmesinden dolayı pek “bahtiyar, mutlu ve mesuttu!”

O dönemde bir Amerikan dergisine konuşan Apoletli Mesut Yılmaz, İmam Hatiplilere “YARASALAR” diyordu!

Mesut Bey, 28 Şubat'ın medya ayağındaki “lokomotif” Aydın Doğan'la “can ciğer kuzu” sarmasıydı.

*

Yılmaz, seneler sonra 28 Şubat davasında “tanık” olarak ifade verdiğinde faturayı Erbakan'a kesmişti: Kendisi masumdu, kabahat Erbakan'daydı!

En başından beri; 28 Şubat generallerinin Refahyol'a yönelik muhtelif baskı, müdahale, tehdit ve saldırılarını “isabetli, haklı ve meşru” göstermeye çalışmıştı…

Aynen, Doğan Medyası gibi; aynen Mister Locaefendi gibi!

Bunların alayı; Eski Baronsal Rejim'in mutemet elemanlarıdır.

Şayet; FETÖ-ABD-CIA'in 15 Temmuz 2016'daki askeri darbe kalkışması başarılı olsaydı…

Başta Ertuğrul Ö. olmak üzere Doğan Medyası'ndakiler ve bu arada Mesut Yılmaz “ertesi gün” heyecanla ne diyeceklerdi?

-FETÖ'nün darbesine selam duracaklar; alkışlayacaklardı?

Şimdilerde yazdıkları veya söyledikleri mi?

Bir göz boyamadan; bir nevi “tiyatro”dan ibarettir.

15 Temmuz'dan bu tarafa “vaziyeti kurtarabilmek için” böyle oynuyorlar!

17-25 Aralık 2013'ü asla darbe girişimi olarak görmüyorlardı!

Doğan Medyası FETÖ ile tam bir işbirliği içerisindeydi; onlarla “el ele, kol kola, omuza omuza” saldırıyorlardı!

*

Fetullah Gülen Locaefendi, ABD'ye gitmeden bir yıl kadar evvelinde; önce Vatikan'da Papa İkinci Jean Paul ile (9 Şubat 1998) görüşmüş; ardından da (12 Mart 1998) İstanbul'da “Amerikan Yahudi Örgütleri Başkanları Konferansı” heyetini kabul etmişti!

O dönemde üç günlük bir ziyaret için Türkiye'ye gelmiş olan “Yahudi liderler” heyeti Ankara'da üst düzey kabul görmüştü…

Yirmi Sekiz Şubatçıların Başbakanı Mesut Yılmaz'la, Meclis Başkanı Hikmet Çetin'le ve Genelkurmay İkinci Başkanı Çevik Bir'le görüşmüşlerdi…

Fetullah Gülen, 28 Şubat sürecinin önde gelen paşası Çevik Bir'e övgüler dolu bir mektup yazmıştı!

Amerika'daki üç önde gelen Yahudi örgütünden birisi olan JINSA (Jewish Institute for National Security Affairs) 1999'da Çevik Bir'e “özel bir ödül” vermiştir. Ödül töreni esnasında, JINSA'nın Danışma Kurulu Başkanı aynen şöyle demişti:

“Bugün Türkiye eğer laik ve istikrarlı bir ülke ise bunu Çevik Bir ile birkaç kişinin vizyonuna borçludur...”

O başkan; Çevik Bir'e “Siz gerçek bir kahraman ve dünya çapında bir lidersiniz” diye hitap ediyordu!

*

Çevik Bir, 28 Şubat'taki MGK toplantısından bir hafta önce (21 Şubat 1997'de) Washington'da dönemin CIA Başkanı George Tenet'le gizli bir görüşme gerçekleştirmiştir.

Tenet de (Gülen'i, Papa İkinci Jean Paul'le buluşturan Morton Abramowitz gibi) bir Yahudi'dir.

Çevik Bir'in George Tenet'le görüştüğü gün; Türkiye'den bir grup işadamı da Washington'da bulunuyordu…

O işadamları arasında “Mister Simit” başı çekiyordu!