Star gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Karalioğlu ve yazar Mehmet Ocaktan bugün köşe yazılarını reklam pastasının medyada dağılımına ayırdı. Karaalioğlu iş dünyasının adil davranmayarak "eski düzeni" finanse ettiğini dile getirdi. Ocaktan ise reklam verenleri Ergenekon'a destek vermekle suçladı
İnkar edilemez reklam gerçekleri
Mustafa Karalioğlu
Geçen hafta medyada reklam dağılımındaki geleneksel adaletsizliği masaya yatırmıştık. Özetleyelim... Bütün dünyada olduğu gibi reklamverenler gazete ve televizyonların (ve elbette radyolar, internetin de) en önemli finansal kaynağıdır. Sistem, gazete satışları hariç reklam üzerinden döner ve finanse edilir. Yeterince reklam alamayan televizyonlar ve gazeteler kaçınılmaz olarak finansal sıkıntı içine girerler. Türk medyasında birçok yayın kuruluşu şimdi bu açıdan sıkıntı içindedir.
Elbette, iş dünyası televizyonlar ve gazeteler yaşasın diye reklam vermek zorunda değildirler. Kimse reklamverenden böyle davranmasını bekleyemez, beklememelidir de...
....
Meseleyi bir kez daha özetleyelim... Bazı gazetelerin her bir 10 bin tirajına karşılık gelen ilanla, yine bazı gazetelerin her bir 10 bin tirajına karşılık gelen ilan tutarı aynı değildir. Veya her bir puan reytinge karşılık gelen reklam bazı televizyonlara, bazılarına olduğundan daha çok para kazandırmaktadır. Bir noktaya kadar aynı olmaması kabul edilebilir ancak bizim sistemimizde arada anlaşılması güç bir uçurum vardır.
Bir örnek daha...
Tiraj pazar payı yüzde 3.2 olan Milliyet’in ilan payı yüzde 5.5’i bulurken aynı tiraja sahip Star’ın reklam payı yüzde 2 civarında kalmaktadır. Daha kötü örnekler var. Mesela, tiraj payı yüzde 2.9 olan Türkiye, reklamdan sadece yüzde 0.79 pay alabilmektedir. Milliyet ile Türkiye arasındaki reklam geliri farkı 8 kat, yani yüzde 800 birinciden yanadır. İki gazete arasındaki tiraj farkı ise sadece yüzde 11’dir.
...
Geçen hafta şunu sormuştum, yine soruyorum:
İş dünyası, değişimi kabullenerek adil olmayı mı deneyecek, yoksa birşey olmamış gibi eski düzeni finanse etmeye devam mı edecek?
'Reklamın kaymaklısını Silivri'ye çiçek atanlar alıyor'
Mehmet Ocaktan
Eski Türkiye’deki medya düzeninin nasıl işlediğini ve reklam pastasının nasıl pay edildiğini artık çok iyi biliyoruz.
Dün “dinci”, “irticacı” ve “yobaz” yaftasıyla görmezden gelinen demokrat ve değişimci medya, bugün de “yandaş” yaftalamasıyla geleneksel medya düzeni aynen muhafaza edilerek, reklam paylaşımındaki “kurt kanunu” devam ettiriliyor.
Türkiye’nin bütün değişim ve demokrasi hamlelerine rağmen, sanki ülkede hiçbir şey değişmemiş gibi, reklam veren şirketler ve reklam pazarlama şirketleri, darbe dönemlerinden kalma ve hala bir ayağı Silivri’de olan medya kurumlarına hak ettiklerinin üstünde reklamlar vererek, ‘eski Türkiye’deki medya düzeninin ayakta kalmasını sağlamaktadırlar.
...
“Silivri’deki şahlanış” yazıları yazanlar, Alevi önderlerine suikast için S-1 Suikast Timi hazırlayan Ergenekoncular için Silivri’de özgürlük istediler. Ama, reklam pastasının kaymaklısını onlar aldılar...
Hrant’a ‘Türklüğe hakaretten’ dava açtıran, bütün duruşmalarda mahkeme önünde ona kan kusturan Ergenekon sanıklarına Silivri’de çiçek attılar. Ama, reklamın büyüğünü yine o gazeteler kaptılar...
Danıştay’ı basıp hakim öldüren, sonra da Allah rızası için öldürdük diyenler için Silivri’de özgürlük yürüyüşü yapanları, demokrasi kahramanı olarak sayfalarında manşetlere çektiler. Ama, reklam pastasından aslan payını yine onlar kaptılar...
Bütün ülke çapında misyoner avı başlatan Ergenekon sanıkları için sevgi gösterisinde bulunanları gazetelerinde öve öve bitiremediler. Ama, reklamın büyüğünü yine onlar aldılar...
Ellerinde binlerce faili meçhule kurban giden insanın kanı bulunan Silivri’deki JİTEM kurucularına çiçek verenlere övgü manşetleri atıp, yazılar yazdılar. Ama, iş dünyasından reklamın büyüğünü yine onlar aldılar...
Yazarları, aydınları öldürüp, sonra da Müslümanları ‘olağan şüpheli’ ilan ederek, toplumu birbirine düşman edenlere Silivri’de çiçek verenleri, gazetelerinde en çok onlar alkışladılar. Ama, reklamın hasını onlar kaptılar...
“Ordu Göreve” pankartının altında esas duruşa geçenler için Silivri’deki şahlanış mitingini coşkuyla manşetlerine taşıdılar. Ama, iş dünyasının taktirini kazanarak en büyük reklamı yine onlar aldılar...
.....
Türkiye’deki değişimi anlamakta zorluk çekenler varsa, bir kez daha hatırlatalım. Vesayet düzeni sona erdi, devlet içindeki çeteci anlayışın temsilci olan Ergenekon Silivri’de yargılanıyor. Eğer iş dünyamızın temsilcisi olan büyük şirketler, hala Silivri’ye çiçek göndermeye devam eden medyanın söylediklerine inanıyorsa, büyük bir yanılgı içinde demektir. Bizden hatırlatması...