Türkiye Soma’nın Yırca köyünde acele kamulaştırma kararıyla 6 bin zeytin ağacının köklenmesini konuşurken, Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker, Bakanlar Kurulu’nun onlarca acele kamulaştırma kararı daha aldığını yazdı.
Toker, “Hazirandan beri yeni kurulacak HES, RES ve diğer santrallar için alınan “acele kamulaştırma” kararı sayısı 70’e ulaştı. Cumhurbaşkanı seçiminin yapıldığı tarihte bile Resmi Gazete, acele kamulaştırma kararlarıyla doluydu” dedi.
Çiğdem Toker yazısında “Hükümet artık tek tek değil, “torba acele kamulaştırma kararı” yoluna gidiyor. 17 Ekim tarihli Bakanlar Kurulu kararında olduğu gibi, tek bir kararın içine 10 karar koymuş” ifadesine yer verdi.
Çiğdem Toker’in Cumhuriyet gazetesinin bugünkü (12 Kasım 2014) nüshasında yayımlanan, “Torba Kamulaştırma Dönemi” başlıklı yazısı şöyle:
Danıştay’ın Soma kararının özü şu:
“Zeytinlik alanlar, kanunla korunuyor. Burada termik santral kuramazsın.”
6. Daire’nin gerekçeli kararında, “acele kamulaştırma” işleminin niteliği ve kullanım biçimi ayrıntılı tartışılmıyor. Sadece kararın sonunda Bakanlar Kurulu’nun “kamu yararı kararı alarak acele kamulaştırma yoluna gidemeyeceği” belirtilmiş.
Yani tersinden okumayla, “eğer santral kurulacak yer, yasayla korunan zeytinlik değilse, acele kamulaştırma kararı alınabilir” yorumu mümkün.
Oysa olağanüstü bir yol olan “acele kamulaştırma”, rutinleşen kullanımıyla; doğanın, temel insan haklarının, şirket çıkarlarına feda edildiği otoriter bir “mülksüzleştirme” aracıdır artık. Santral kurulacak alan; zeytinlik olsun ya da olmasın, geçimini toprağından sağlayan insanları, “yerinden sürülme” cebriyle baş başa bırakıyor.
Sadece Soma değil. Bunu görmek için, başta Karadeniz olmak üzere, pek çok yerde, “acele kamulaştırma” kararının Resmi Gazete çıktısını cebine koyan şirketlerin tutumuna bakmak yeterli.
Karardan sonra güya bir ÇED ve uzlaşma süreci var. Ama işlemiyor. Zira, arazi için belirlenen tahmini değer, köylünün banka hesabına istese de istemese de yatırılıyor. O arada Soma’da olduğu gibi “Bak zeytinliğini ver, oğluna iş” gibi ilkel pazarlıklar dönüyor.
Dolayısıyla Soma için karardan sonra dillendirilen “köylünün derdi ağaç değil, meğerse paraymış” önermesi, insaf sınırlarını zorluyor.
***
Bakın biz Soma’daki vahşi kıyım için dertlenirken, Bakanlar Kurulu hiç vakit kaybetmiyor:
Hazirandan beri yeni kurulacak HES, RES ve diğer santrallar için alınan “acele kamulaştırma” kararı sayısı 70’e ulaştı. Cumhurbaşkanı seçiminin yapıldığı tarihte bile Resmi Gazete, acele kamulaştırma kararlarıyla doluydu.
Haziran-ekim dönemindeki kararların yer ve proje listesi şöyle:
●EKİM:
HES: Antalya-Yalnızardıç, Denizli-Ege, Denizli-Sandalcık, Sakarya-Gürleyik, Erzincan Eriç, Giresun-Kayaköprü, Karaman-Bucak-kışla, Ankara-Kalecik Samanlık, Bingöl-Saf 3, Kahramanmaraş-Umutlu, Kahramanmaraş-Osmaniye- Bulgurkaya, Adıyaman-Çağlayan, Van-Zilan, Erzurum (İspir)-Güllübağ, Trabzon (Maçka)-Karakaya, Artvin (Yusufeli)-İkizkavak.
RES: İzmir-Sarpıncık, Aydın-Çatalbük, Hatay-Şenköy, Balıkesir-Kavaklı, İzmir-Ödemiş, Çanakkale-Hasanoba, Tekirdağ ve Edirne-Kanije, Çanakkale-Üçpınar.
DOĞALGAZ KOMBİNE: Kırşehir
●EYLÜL:
HES: Rize-Alicik, Isparta-Gökböğet, Gire-sun-Yakınca, Elazığ (Palu)-Beyhan (II) Elazığ-Pembelik.
RES: Çanakkale-Koru.
JEOTERMAL- Aydın-Kuyucak.
●AĞUSTOS
HES: Giresun-Çay, Giresun-Koçlu, Iğdır-Bayra, Kırıkkale-Köprükale, Muş-Alpaslan (II), Artvin-Şavşat, Balıkesir-Poyraz, Trabzon-Saman, Trabzon-Mavi, Siirt-Çetin.
RES: Muğla-Geriş, İzmir-Fuatres, İzmit-Kandıra, Balıkesir-Kapıdağ, Manisa-Kuyucak, Muğla-Akyar, Manisa-İzmir-Alares.
DOĞALGAZKOMBİNE:Kırıkkale AcwaPower,
JEOTERMAL: Manisa-Alaşehir...
●TEMMUZ
HES: Bingöl-Saf (II), Tokat-Onur.
RES: Erzurum-İspir-Çayırözü, Hatay-Şenbük, İzmir ve Aydın-Ovares, Mersin-Elmalı, Gaziantep Kartaldağ.
●HAZİRAN
HES’LER: Rize-Melikom, Giresun-Moran, Artvin-İskale, Erzurum-Mert, Hakkâri-Geçitli, Adıyaman-Kaleköy, Ankara-Kalecik, Tunceli-Tagar.
RES’LER: İzmir-Alaçatı, Mersin ve Karaman-Mut, İzmir-Tire, İzmir-Kirazlı.
***
Bir de çarpıcı yeni gelişme:
Hükümet artık tek tek değil, “torba acele kamulaştırma kararı” yoluna gidiyor. 17 Ekim tarihli Bakanlar Kurulu kararında olduğu gibi, tek bir kararın içine 10 karar koymuş.
Bir başka önemli sorun da, bazı kararların, birden fazla ili kapsıyor olması. Tek bir HES yatırımından bazen 8-9 köy-mahalle etkilenebiliyor. Üstelik, acele kamulaştırılacak parselleri listeye koysalar da, bu parsellerin toplam yüzölçümü karardan öğrenilemiyor. Yani bir HES’in kaç dönüm tarım arazisini kullanılamaz hale getireceği konusunda ancak orada tartışmalar ve olaylar çıkarsa bilgi sahibi olabiliyorsunuz.
Bu boyutlarıyla, idari yargının, “acele kamulaştırma” işlemini daha bütüncül ve analitik değerlendirmesinde fayda var.