Dijital teknoloji hayatın diğer alanlarına kıyasla kiliselere, tapınaklara, sinagoglara ve camilere daha yavaş giriyor. Ancak artık birçok dini kurum dijital teknolojinin sunduğu fırsatları kucaklıyor. Örneğin Carmelite cemaati rahipleri dua isteklerini Facebook üzerinden alıyor ve bazı papazlar cemaatlerini canlı tweet vaazları vermeleri için teşvik ediyor. Birçok inanç topluluğu ve İncil öğretimi de muhtemelen online (çevrim içi) olacak.
Wsj.com.tr’nin haberine göre, internetin din üzerindeki etkisi bütünüyle olumlu değil. MIT Technology Review tarafından yayınlanan son rapora göre internet kullanımının artması ile dine bağlılığın azalması arasında bir paralellik bulunuyor. Chicago Üniversitesi'nin Genel Sosyal Anketi'ni inceleyen Olin Mühendislik Koleji profesörü Allen Downey dini başlılıklarının olmadığını belirten ABD'lilerin nüfus içerisindeki oranının 1990 yılında yüzde 8 seviyesinde iken 2010'da yüzde 18'e yükseldiğini buldu. Bu da 25 milyon kişilik bir artış anlamına geliyor.
Eğitim, sosyoekonomik ve dini yetiştirilme tarzının dine bağlılıktaki etkisini inceleyen Downey, yine de tüm bu faktörlerin dine bağlılıktaki değişimi tam açıklamadığını ifade ediyor. 1980'lerde neredeyse kimse internet kullanmıyordu ancak 2010'a gelindiğinde, Sosyal Anketlere göre, nüfusun yarısından fazlası haftada en az iki saatini, çeyreği ise haftada yedi saatten fazla zamanını online ortamda geçiriyordu. Downey, dine bağlılıktaki düşüşün yüzde 25'ini bu yeni alışkanlığın açıklayabileceğine inanıyor.
Araştırmayı okuyanların iki şeyi bilmesi gerekiyor. ABD'deki yetişkinlerin büyük çoğunluğu açık bir şekilde Tanrı'ya inanıyor (her ne kadar bu rakam da düşüyor olsa da) ancak daha az bir kesim kendilerini bu inançları yaymayı amaçlayan kurumlara bağlı görüyor. Downey, yalnızca internet kullanımının artışı ile bağlılığın azalmasının aynı anda yaşandığına dikkat çekiyor ve bu kullanımın bağlılıktaki düşüşü açıklayabileceğine inanıyor.
Kısıtlamalara rağmen çalışma ilginç soruları gündeme getiriyor: Dini bağlılık dijital dünyamızın neden olduğu gölge maliyetlerden biri mi? Elle yazılan mektuplar gibi dini bağlılığı azaltıyor mu? Eğer durum buysa dini kurumların geleceği için bu ne anlama geliyor?