Eski Başkan Haluk Dinçer’in “Ben ortada paralel bir devlet görmüyorum” ve “Muhatabımız Cumhurbaşkanı değil Başbakan” sözleri, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile TÜSİAD arasında gerginliğe neden olurken, geçtiğimiz günlerde başkanlığa seçilen Cansen Başaran Symes’ın Erdoğan ve hükümet kanadıyla nasıl bir ilişki kuracağı da merak konusu…
Sabah gazetesi yazarı, Şelale Kadak Cansen Başaran Symes’la Londra’da karşılaştığını ve yeni TÜSİAD Başkanı’nın "35 yıllık meslek hayatımda hiç kimseye bilerek nezaketsizlik yapmadım, kimsenin de haksız yere bana nezaketsiz ve saygısızca davranmasına tahammül edemem, hiç karşılaşmadım. Tüm ilişkilerimde saygın ince çizgiyi korumaya özen gösterir, karşımdaki herkesden de aynı saygınlığı bana göstermesini beklerim" dediğini aktardı.
Kadak, “Symes, TÜSİAD'da üstlendiği bu 'zorlu' görevde bu duruşuna zarar gelmesini hiç istemediğini söyledi ve ‘Aksi takdirde bu ülkeye inanarak verdiğim 35 yılıma yazık olur’ diye bitirdi sözlerini” dedi.
Şelale Kadak’ın Sabah gazetesinin bugünkü (4 Şubat 2015) nüshasında yayımlanan, “TÜSİAD BAŞKANI: Saygın ince çizgiyi korumaya özen gösteririm!” başlıklı yazısı şöyle:
Türkiye'de kadınların yönetim kurulu üyeliği, batı ülkelerinde de olduğu gibi sancılı bir konu. Bizdeki oranlar gelişmiş ülkelerle kıyaslanınca çok daha aşağılarda. O nedenle geçen yılın mart ayında Cansen Başaran Symes, Allianz Hayat ve Emeklilik Yönetim Kurulu'na başkan seçilince pek bir sevinmiştim. Symes, PwC Türkiye'nin partnerı ve Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Eurofirm Yönetim Kurulu üyelikleri de yapmış ve bu görevlerinden 2013'te ayrılmıştı.
Doğrusu iş dünyasının en çalışkan kadınlarından birinin TÜSİAD'a başkan olması, derneğin başına gelen en güzel olaylardan biri.
Açıkçası ben Cumhurbaşkanı Erdoğan ile TÜSİAD'ın başkanlarının arka arkaya yaşadığı gerginlikler ve polemikler böylesine artmasaydı, şu dönem dernekte bir kadın başkan göreceğimizi sanmıyordum.
Ne de olsa Cansen Başaran Symes, 43 yıllık derneğin topu topu 3'üncü kadın başkanı.
Peki Cansen Başaran Symes, TÜSİAD üyelerinin ateşten gömlek diye tabir ettiği dernek başkanlığı görevinde nasıl bir üslup izleyecek?
Son günlerde özellikle işkadınları arasında ismi sıkça geçiyor ve genelde en çok duyduğum şu: Symes'in 'nezaket' konusundaki hassasiyeti ve birleştirici ve uzlaşıcı, olayları tırmandıran değil yatıştıran yani özetle kadın olmanın verdiği pozitif özellikleri çok iyi kullanacağı konusu...
Symes'e nasıl bir tarzı olacağını sormak için aradığımda onu Londra'da yakaladım. Oğlunun 16'ncı yaş gününü kutluyorlardı. "Ben" dedi, "35 yıllık meslek hayatımda hiç kimseye bilerek nezaketsizlik yapmadım, kimsenin de haksız yere bana nezaketsiz ve saygısızca davranmasına tahammül edemem, hiç karşılaşmadım. Tüm ilişkilerimde saygın ince çizgiyi korumaya özen gösterir, karşımdaki herkesden de aynı saygınlığı bana göstermesini beklerim."
Symes, TÜSİAD'da üstlendiği bu 'zorlu' görevde bu duruşuna zarar gelmesini hiç istemediğini söyledi ve "Aksi takdirde bu ülkeye inanarak verdiğim 35 yılıma yazık olur" diye bitirdi sözlerini.
Bu sözlerden anlıyorum ki Symes duruşunu korumak ve hem derneğin hem kendinin zarar görmesini engellemek için 'hassasiyetler' konusunda çok dikkatli olacak. İletişimin öneminin farkında. Türkiye'nin en büyük sanayi şirketlerini ve en çok vergi verip istihdam sağlayan şirketlerini barındıran TÜSİAD'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti hükümeti ile ilişkilerinde Symes ile bir yumuşama dönemine girildiği inancındayım.