Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas, şimdiye kadar 600 civarında gencin Almanya’dan IŞİD’e katılmak üzere Suriye ve Kuzey Irak’a gittiğini belirterek, bu kişilerin Almanya’ya döndüklerinde terör eylemleri gerçekleştirmelerinden endişe edildiğini birçok kez dile getirmişti.
Bu nedenle Almanya’da siyasiler ve güvenlik birimleri terör sempatizanlarının Ortadoğu’ya giderek potansiyel teröristler olarak geri dönmelerini önlemek için çalışmalar yapıyor. Bu kişilerin Almanya’dan çıkmalarının önlenmesi amaçlanıyor. Yasa tasarısında yurtdışına çıkışların önlenmesiyle ilgili bir dizi tedbirler yer alıyor. Tasarı yasalaşırsa, terör kamplarına katılanların yanı sıra katılmak isteyenler de gelecekte cezalandırılacak.
"Bu yasaya gerek yok"
Yani “niyet” bile ceza kapsamına girmiş olacak. Peki tasarı, terörü engellemede yeterli olacak mı? Radikal düşüncelilerin yurtdışına çıkmaları sorunu çözecek mi? Bu konuda kuşkulu olanlar da var. Eski İçişleri Bakanı Hür Demokrat Partili (FDP) Gerhart Rudolf Baum, terörle mücadele yasa tasarını “gereksiz” bulduğunu söylüyor. Deutschlandfunk Radyosu’na konuşan Baum tasarıyı neden lüzumsuz bulduğunu şu sözlerle açıkladı:
“Evet, öncelikle terörün önlenmeye çalışıldığı doğrudur. Ama bunun için çok sayıda cezai hüküm aslında mevcut. Yurtdışında bir terör örgütüne üyelik suç. Fiiliyata geçmemiş, hazırlık aşamasındaki saldırılar, mali kaynak temini ve terör kamplarını ziyaret etmek de mevcut yasalara göre cezaya tabidir. IŞİD’in propagandasını yapmak, örgüt burada yasak olduğu için suçtur. Aslında yasalarda bir boşluk ya da değişikliğe gereksinim yok. BM Güvenlik Konseyi’nin taleplerini biz kendimize göre yanıtlıyoruz zaten.”
"Sıkıntılar doğurabilir"
Teröre bulaşma eğilimi ya da terör örgütüne katılma niyetinin de suç kapsamına girmesinin ileride bazı sıkıntılar doğurabileceğini ifade eden Baum şöyle devam etti:
“Bu mümkün olabilir; sonuçta bizim ceza hukukumuza göre salt niyet etmekle suçlu olunmuyor. Birçok insanın, hiç gerçekleşmemiş niyetleri vardır. Birşeyler oluşmuş olmalı. Bu sürece takılıp kalmak olmaz. Suç işleme ihtimalinin çok fazla ön planda tutulması bazı çekinceleri de beraberinde getiriyor.”
Eski içişleri bakanı Baum, yasa tasarısındaki niyetle ilgili maddelerin uygulamada da zorluklar çıkaracağını düşünüyor. Baum’a göre biri hakkında “suça niyet etmek suretiyle” dava açmak ya da yasal işlem yapmak, isnat edilen suçlamaların kanıtlanması noktasında mümkün olmayabilir.
Baum, “Çünkü kanıtlamak güç olacaktır. Kim ileride aleyhinde kullanılabilecek açıklamalarda bulunur ki? Düşünün, bu durumdaki biri hemen tutuklanır. Cezalandırılır. Sadece niyetini belirtse bile cezalandırılır ve ayak altından çekilir. Bunun arkasında yatan niyet budur. Tehlikeli olanları ayak altından çekmek, tehlikelilerle mücadele etmek devasa sorunlar bunlar. Ben de bu şekilde düşünüyorum. Ama bunları sadece ceza hukukuyla çözemezsiniz” diye sözlerini sürdürdü.
Hür Demokrat Partili eski Bakan Gerhart Rudolf Baum, aşırı uçlardan gelecek tehlikelerin bertaraf edilmesinde en makul yöntemin bu kategoriye yerleştirilen kişileri yeniden topluma kazandırmak olduğunu vurguluyor.