Yeniçağ yazarı: Yönetici olsam, Zafer Çağlayan'ın katıldığı toplantıyı izleyen gazetecilerin hepsini kovardım

Yeniçağ yazarı: Yönetici olsam, Zafer Çağlayan'ın katıldığı toplantıyı izleyen gazetecilerin hepsini kovardım

Eski Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın tek sanık olarak yargılandığı ABD'deki davada 'tanık' olan iş adamı Reza Zarrab'ın toplamda, 45 ila 50 milyon Euro, 7 milyon dolar, 2,4 milyon Türk Lirası ve 300 bin İsviçre Frankı rüşvet verdiğini iddia ettiği eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a katıldığı Ankara Sanayi Odası etkinliğindeki gazeteciler tarafından herhangi bir soru yöneltilmemesini eleştiren Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, "Eğer ben ASO törenini izleyen gazetecilerin ve televizyoncuların yöneticisi olsaydım, 'Sizden gazeteci olmaz' diye hepsini işten atardım” dedi.

Ankara Sanayi Odası'nın "54. Kuruluş Yıldönümünde 54 ödül” törenine katılan gazeteciler arasında bir tek kendisinin Çağlayan’ın yanına giderek ABD’deki davayı sorduğunu kaydeden Uğuroğlu, "Neden benden başka tek bir gazeteci gidip Zafer Çağlayan'a soru sormadı? Yanıt verir, vermez ayrı konu ama Çağlayan'ı görmüşken yanına gidip soru sormamak gazetecilik mesleğine ihanettir. Daha açıkçası muhabirlik rafa kaldırılmış, basın toplantısı ve tören gazeteciliği dönemi başlamış” ifadelerini kullandı. 

"Zafer Çağlayan'ın nerede olduğu ve neden konuşmadığı 4 aydır sorgulanıyor"

Uğuroğlu’nun Yeniçağ gazetesinde bugün (25 Ocak) yayımlanan yazısı şöyle: 

"Türkiye Cumhuriyeti'nin bir bakanına ilk kez başka bir ülkenin yani Amerika Birleşik Devletleri'nin mahkemesi tarafından ister siyasi ister hukuki diye düşünün "sanık" olarak kabul edilip hakkında, Eylül 2017'de "tutuklama" kararı çıkarılıyor.

Kanal D ve CNN Türk'te Ahmet Hakan, Fox TV'de Fatih Portakal ve İsmail Küçükkaya, Sözcü Gazetesinde Yılmaz Özdil, Uğur Dündar, Rahmi Turan, Hürriyet Gazetesinde Abdülkadir Selvi, Ertuğrul Özkök ve Yeni Şafak'tan Kemal Öztürk, "Zafer Çağlayan neden konuşmuyor?" diye sorguladılar.

Cumhuriyet, Yeniçağ, Milliyet, Posta, Korkusuz başta tüm gazetelerin yazarları ve televizyonlarda program yapan gazeteciler de ortalıkta gözükmeyen Zafer Çağlayan'ın nerede olduğunu ve neden konuşmadığını 4 aydır sorguluyorlar.

Cumhurbaşkanlığı külliyesinin kongre salonunun en arkasında gazetecilere ayrılan sırada oturuyordum ki törenin başlamasına dakikalar kalmış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın salona girişi bekleniyordu.

O sırada yanında TOBB ve ASO Başkanları olan Zafer Çağlayan'ın salona girişini ve merdivenlerden inişini gördüm ki alkışlama olunca foto muhabirleri, "Kim geldi?" diye sordular.

Ben de, "Zafer Çağlayan geldi, sakallı olan" dedim. Bütün foto muhabirleri tele objektifleri ile Çağlayan'ın salonu alkışlar altında selamlamasını görüntülemeye başladılar.

"ASO üyeleri büyük sevgi gösterisinde bulundu, elini sıkmak için kuyruk oldu"

Zafer Çağlayan Ankara Sanayi Odası'nın "54. Kuruluş Yıldönümünde 54 ödül" törenine katıldı. Daha sonra salona gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan da Zafer Çağlayan ile el sıkıştı.

Yani gazetecilerin soru sormaları için ortaya çıktı, tabiri caiz ise haber gazetecilerin ayağına geldi.

Bu arada ASO üyelerinin Zafer Çağlayan'a büyük sevgi gösterisinde bulunduklarını, elini sıkmak için kuyruk olduklarını ve Başkan Özdebir'in salondan ayrılıncaya kadar Zafer Çağlayan'ı yalnız bırakmadığını da vurgulayayım.

Cumhurbaşkanı, Bakan, TOBB Başkanı, sanayiciler ve konuklar salondan ayrıldılar ki baktım benden başka tek bir gazeteci kalmamış.

Fırsat bu fırsat diyerek 4 aydır ilk kez bir toplantıya katılan ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan'ın yanına gittim ve Amerika'daki davayla ilgili sorular soran tek gazeteci oldum.

Çağlayan da sorularıma ısrarla "konuşmayacağım" diye yanıt vermedi.

"Mesleğe ihanettir"

Neden benden başka tek bir gazeteci gidip Zafer Çağlayan'a soru sormadı?

Yanıt verir, vermez ayrı konu ama Çağlayan'ı görmüşken yanına gidip soru sormamak gazetecilik mesleğine ihanettir.

Daha açıkçası muhabirlik rafa kaldırılmış, basın toplantısı ve tören gazeteciliği dönemi başlamış.

Çok üzgünüm ama maalesef gazetecilik bitmiş.

Eğer ben ASO törenini izleyen gazetecilerin ve televizyoncuların yöneticisi olsaydım, "Sizden gazeteci olmaz" diye hepsini işten atardım."