T24 - CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, AKP'nin post modern diktatörlük anlayışı ile hareket ettiğini belirterek sürerek yeniden ulusal bir kurtuluş hareketi başlatılması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Hükümetin Irak sınırındaki olayda istihbaratı kimin verdiğini kamuoyuna açıklaması gerektiğini de belirterek, ''Hükümete düşen bir tek şey var, bu istihbaratın hangi kaynaktan geldiğini çıkıp kamuoyuyla paylaşması lazım. Bizim de görmemiz lazım ama hükümet bunu açıklayamaz. Neden açıklayamaz? Çünkü kendi güvenliğini yabancı istihbarat örgütlerinin emrine veren bir hükümet böyle bir açıklamayı yapamaz. Vahim olan asıl nokta budur'' dedi. Kim bu CHP'deki genel başkan yardımcısı?Kılıçdaroğlu, CHP Etimesgut İlçe Başkanlığı Eryaman İrtibat Bürosu’nun açılışını gerçekleştirdi. İrtibat bürosunun önünde toplanan CHP’lilere seslenen Kılıçdaroğlu, “Çalışmalara ara vermeyeceğiz. Başımızda 1980’de askeri yönetim vardı. Şimdilerde post modern darbe yönetimi var” dedi. 'Uludere istihbaratı hâlâ neden açıklanmadı?' ''Bütün mesele şu; alınan istihbarat yabancı kaynaklı olduğu artık yüzde 100 kesin. Bu konuda hiçbir tereddüt yok. Niçin bir değerlendirmeye tabi tutulmadı, bu istihbarat yüzde 100 niçin doğru kabul edildi? Genelkurmay 'bana istihbarat geldi' diyor. MİT 'Ben vermedim' diyor. O zaman hükümete düşen bir tek şey var, bu istihbaratın hangi kaynaktan geldiğini çıkıp kamuoyuyla paylaşması lazım. Bizim de görmemiz lazım ama hükümet bunu açıklayamaz. Neden açıklayamaz? Çünkü kendi güvenliğini yabancı istihbarat örgütlerinin emrine veren bir hükümet, böyle bir açıklamayı yapamaz. Vahim olan asıl nokta budur.' Kılıçdaroğlu, bir gazetecinin ''Siz bu noktada mı operasyon emrinin Başbakan ya da hükümet tarafından verildiğini düşünüyorsunuz?'' sorusuna da ''Hayır. Sınır ötesi operasyon hükümetin yetkisinde. Parlamento bu yetkiyi hükümete verdi. Dolayısıyla sınır ötesi operasyonu yapan, talimatı veren siyasi iktidardır. Yetkiyi veren parlamentodur. Geldiler, parlamento yetkiyi verdi. O yetki çerçevesinde hükümet yeri zamanı geldiğinde kullanıyor bu yetkiyi. Burada da istihbarat geldi, yabancı kaynaklı bir istihbarat bu, bunun gereği için talimat verildi. Ordu da gitti yaptı. O nedenle Hükümet orduya bir şey diyemiyor. MİT'in de böyle bir istihbarat vermediğini önce Başbakan açıkladı. 'MİT bu konuda istihbarat vermemiştir. Bu konuda açıklama yapacak' diye. Genelkurmay, operasyonun hemen sonrasında bir açıklama yaptı. 'Bize istihbarat geldi, biz de gereğini yaptık' diye'' şeklinde konuştu.
'Yargıçlarla tavla pulu gibi oynayabilirler' Konuşmasında AKP iktidarına yüklenen Kılıçdaroğlu, “Bu nasıl bir özgürlük anlayışı? Bu nasıl bir demokrasi anlaşışıdır? Gazeteciler yazmaktan kokuyor. Hapisteki gazeteci sayısında Çin’den sonra ikinci sıradayız. Yargıçlar yargıçlık yapmaktan korkuyor. Yargıçlarla tavla pulu gibi Türkiye genelinde oynayabilirler. Sağa sola sürebilirler. Valiler ise tek pati iktidarı valisi durumunda" diye konuştu. '19 Mayıs'ta inadına sokaklarda olacağız' Konuşması sırasında ezan okununca CHP Lideri de konuşmasına ara verdi. Ezanın bitmesinin ardından konuşmasına devam eden Kılıçdaroğlu tüm bunlara rağmen kendilerini ayakta tutanın, güçlü tutanın ‘umut’ olduğunu söyleyerek kalabalığa, “Umudumuzu yitirmeyeceğiz. Kurtuluş mücadelesi veren Mustafa Kemal ve arkadaşları umutlarını yitirmediler. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak bastılar. Şimdi diyorlar ki ‘19 Mayıs törenleri yapılmayacak.’ 19 Mayıs’ta bütün statlar halkın olacaktır. Biz bütün meydanlarda olacağız. İnadına inadına sokaklara çıkacağız. Çünkü biz gücümüzü Kuvay-ı Milliye’den aldık. Recep Tayyip Erdoğan’dan değil. Umudumuz sönmeyecek, yürekli güçlü olacağız. Çünkü biz haklıyız. Haklı olan her yerde güçlüdür. Çünkü biz demokrasi özgürlük uygarlığın olduğu, çocukların özgürce okullara gidip düşüncelerini ifade ettiği bir Türkiye istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz” diye konuştu. 'Yeniden bir kurtuluş hareketi başlatmalıyız' Kendisini dinlemeye gelen topluluğun neredeyse yarısından fazlasını kadınların oluşturduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu kendisini umutlandıran en güzel şeyin mücadelenin kadın erkek birlikte verilmesi olduğunu ifade eti. Kılıçdaroğlu, “Kadınlar evde oturmayacak. Çocuklarının geleceği için sokaklara inecek. Mücadelemiz hayırlı olsun. Yeniden bir ulusal kurtuluş hareketi başlatmak zorundayız. Rahatsız olacaklar, olsunlar. İsterlerse yargıyı, vilayetleri, tersaneleri ele geçirsinler. Bizi yüreğimizi ele geçiremeyecekler. Seçim yok ama biz buradayız. Sebebi yurt sevgisi, insan sevgisidir. Bizi burada buluşturan Mustafa Kemal sevgisidir. Mücadelemiz durmayacak. Herkesin elini sıkacağım ama bir kişi ile olmaz. Bir çiçekle yaz gelmez. Mücadelemizi hep birlikte yapacağız” diye konuştu. Kalabalığa "AKP medyasının yazdığına inanmayın" diye seslenen Kılıçdaroğlu, “Onların tek görevi CHP’yi itibarsızlaştırmak. Bizim bir tek inancımız var. O da insan sevgisi. İnsanımızın inancına kimliğine sayı göstereceğiz. Çünkü biz CHP’yiz” diye konuştu. 'Tarla tarla mücadele edeceğiz' Kılıçdaroğlu postmodern diktatörlük anlayışına karşı kararlılıkla mücadele edeceklerini söyleyerek, özgürlük ve demokrasi mücadelesinin CHP’nin öteden beri en köklü mücadelesi olduğunu ifade etti. 1980’lerde en ağır bedeli CHP’nin ödediğini kaydeden Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: “Direndik, yine direneceğiz. Sanıyorlar ki CHP susacak. Genel başkanı hakkında fezleke düzenlenecek biz susacağız. Televizyonları işgal ettiler susacağız. Hayır susmayacağız. Sokak sokak, semt semt, köy köy, tarla tarla mücadele edeceğiz. Bizim mücadelemiz insan hakları mücadelesi. Kadın erkek eşitliği, sendikaların özgür olduğu, taşeronluğun, kul hakkının yenmesinin bittiği bir düzenin mücadelesidir. Memurların sağa sola sürüldüğü düzeni yıkma mücadelesidir.” 'Sen gidemedin ben gittim' Konuşmasında medyayı da eleştiren Kılıçdaroğlu, “Biz medyamızı özgür isteriz. Sabah akşam AKP’nin yalakalığını yapan medyaya hepimiz tanığız” dedi. Artık Türkiye’de gerçek anlamda değişimci özgürlükçü demokratik bir partinin olduğunu ve bunun da CHP olduğun söyleyen Kılıçdaroğlu, kendilerine batılılar tarafından ‘CHP statükocu bir partidir’, ‘Türkiye değişmek istiyor devrimler yapılacak. CHP engelliyor’ dendiğini belirterek, “CHP oraya da gitti. Onlara demokrasi, özgürlük dersi verdi” dedi. ‘Bizim medyamız yok’ diyen Kılıçdaroğlu, “Bizim medyamız ayaklarımız ve aklımız. Biz her yere gideceğiz. Eskiden ‘Sivas’ı geçemezsiniz’ diyorlardı. Şimdi her yere gidiyoruz” dedi. CHP Lideri’nin kalabalığa, “Gidemeyen kim” sorusuna hep bir ağızdan “AKP” yanıtı verilirken, Kılıçdaroğlu, “Onlar ordu ile polisle giderler ama bu kardeşiniz tek başına gider” dedi. Kılıçdaroğlu, Uludere’ye de Türkiye’nin birliği bütünlüğü için gittiğini ifade ederek, Başbakan’a “Utanıyorsun söylemeye ama ben söyleyeyim. Sen gidemedin ben gittim” sözleriyle seslendi. 'AKP'nin gerçek yüzünü Batı'ya gösterdik' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “CHP batıya bizi şikayet ediyor” sözlerini de hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Ben sağda solda farklı şey mi söyleyeceğim? Bizim içimiz dışımız bir. Senin gibi içten pazarlıklı değiliz. Onlar dışarıda başka içeride başka. Biz gerçek yüzlerini gösterdik” diye konuştu. 1940’larda Hitler Almanya’sında toplama kampı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, kendisini dinleyen partililere “Şimdi toplama kampı nerede” diye sordu. Partililer hep bir ağızdan, “Silivri” cevabını verdi. Kılıçdaroğlu bunun üzerine, “Siz hangi demokraside iktidara karşı olanların toplama kampında olduğunu duydunuz? O toplama kampını dünyanın her tarafında anlatacağız. Herkes yargılanabilir ama biz hukukun üstünlüğü kuralları içinde yargılanmalarını istiyoruz” dedi. 'Kurultay bayram havasında geçecek' 26 şubatta yapılacak Olağanüstü Tüzük Kurultayı’na da işaret eden CHP Lideri, “Önümüzdeki günlerde tüzük Kurultayımız olacak. Hayırlı olacak. Kurultayımızı bayram havasında yapacağız. Yüreğimizde dilimizde demokrasi varsa tüzüğümüzde de demokrasi olacak. Kimse herhangi bir endişe duymasın” diye konuştu. Kılıçdaroğlu konuşmasının ardından CP Eryaman İrtibat bürosunun açılışını yaptı. Kılıçdaroğlu’na vatandaşların yanı sıra CHP Genel Başkan Yardımcıları ve Ankara miletvekilleri de eşlik etti.