Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, “'Kazakistan'da ülke çapında baş gösteren olayları ve buna bağlı gelişmeleri Türkiye açısından çok iyi okumak gerekir düşüncesindeyiz” dedi.
Yeniden Refah Genel Başkan Yardımcısı Bekin, Kazakistan'daki olaylara ilişkin, "Rusya'nın tıpkı eski Sovyet dönemindeki gibi yeniden bölgeyi kontrol altına alma ve Türkiye ve Kazakistan'ın öncülüğü ile kurulan Türk Devletleri Teşkilatı'nın önünü kesmek için yaptığı örtülü bir operasyondur. Bu açıdan gelişmeleri Türkiye'nin Kafkasya ve Orta Asya açılımı özelinde iyi okumalıyız" ifadelerini kullandı.
Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bekin, akaryakıt zammı protestolarının çatışmalara dönüştüğü kardeş ülke Kazakistan'daki olaylara ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu.
Bekin, konu ile ilgili şunları söyledi:
"Kazakistan’da gaz fiyatına yapılan zamla ülke genelinde kemikleşmiş sorunlar zincirine yeni halkaların eklenmesiyle Aktau bölgesi genelinde başlayan protesto gösterilerinin hızla ülke geneline yayılması ve bunun sonucu olarak stratejik noktaların protestocuların eline geçmesi son derece vahim bir tablonun ortaya çıkmasına neden oldu. Kazakistan’da meydana gelen bu hızlı gelişmeler karşısında hükümetin istifası da pek fayda oluşturmadı. Aksine protestocular, iktidar değişikliğine gidilmesi, yerel seçimlerin adil ve tarafsız yapılması, anayasa değişikliği ve cumhurbaşkanlığının halk tarafından seçilmesini gibi önerileri ortaya koymaya başladılar. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Tokayev’in iktidarını koruyabilmek adına salt Rusya’nın milli çıkarlarını öncelemek düşüncesiyle oluşturulmuş bulunan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünü (KGAÖ) Kazakistan'a davet etti. Rusya, Kazakistan cumhurbaşkanının yardım talebini derhal kabul ettiğini ifade ederek askeri unsurları Kazakistan’a gönderme yoluna gitti."
Dünyanın en önemli Uranyum üreticisi ve Orta Asya'da stratejik konumdaki Kazakistan'ın, son dönemde Türk Devletleri Teşkilatı'nın kurumsallaşmasında önemli rol oynamasının başta Rusya olmak üzere küresel güçleri rahatsız ettiğini belirten Bekin, şöyle devam etti:
"Kazakistan, 24.6 kilotonluk uranyum üretim hacmiyle dünyanın en büyük uranyum üretici ülkesi konumundadır. Keza Kazakistan, Orta Asya’nın en büyük toprağına sahip ve en gelişmiş ülkesidir. Çin’in; ‘Tek Kuşak ve Tek Yol’ girişiminin en stratejik transit geçişi üzerinde yer almakta ve dünyanın 15. en büyük gaz rezervlerine sahip önemli bir ülkedir. Kazakistan gibi Orta Asya’nın en önemli jeostratejik, jeopolitik ve Çin, Rusya ve Avrasya sacayağının en önemli ülkesi olması ve son dönemlerde Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurumsallaşmasında öncü rol oynaması ve ülke içerisinde Rus alfabesi başta olmak üzere birçok alanda yapısal reformlara gitmeye çalışması ister istemez Rusya’yı ve diğer gelişmiş ülkeleri tedirgin etmeye başladı."
"Kazakistan'da ülke çapında baş gösteren olayları ve buna bağlı gelişmeleri Türkiye açısından çok iyi okumak gerekir düşüncesindeyiz" diyen Bekin, "Özellikle Azerbaycan, Karabağ’daki gelişmelerden sonra Zenzegur koridorunun açılması yönündeki gelişmeler sonucu ana hatları çizilen Türk Devletleri Teşkilatı’nın teoride heyecan verici bir gelişme olarak ortaya çıkmış olmasına rağmen, bu birlikteliğin pratikte hiç de kolay olmadığı Kazakistan’daki son gelişmeler bir kez daha ortaya koydu. Rusya, Azerbaycan’ın bağımsızlık hareketi örneğinden dersler çıkarmak suretiyle Orta Asya Türki Cumhuriyetlerindeki ihtimal hareketlenmelere karşı tedbir amaçlı olarak Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütünü (KGAÖ) oluşturmak suretiyle bu ülkeleri sürekli olarak kontrol altında tutmayı yeğlemektedir. Benzer şekilde, ABD’nin Ukrayna ve Gürcistan başta olmak üzere Kafkasya’ya yönelik olarak Rusya’yı NATO vasıtasıyla çembere alma girişimine karşı Rusya, stratejik hamleler yapmak suretiyle Kafkasya ve Orta Asya’da eski SSCB dönemlerini çağrıştıran uygulamalarla karşı politik atraksiyonlar ortaya koymaya çalışmaktadır. MİNSK grubuna rağmen Karabağ sorununda tek başına inisiyatif alması da bunun bir sonucudur. Rusya’nın Kazakistan’daki gelişmelere kayıtsız kalmaması ve KGAÖ üzerinden harekete geçmesi bunun bir sonucudur” cümlelerine yer verdi.
Kazakistan'daki olaylar ve bölgedeki gelişmeler neticesinde D-8 Teşkilatının öneminin bir kez daha ortaya çıktığını belirten Bekin, "Eğer ki D-8 Teşkilatına işlerlik kazandırılmış olunsaydı, şu anda zaten D-60’ın da faaliyete girmesi söz konusu olacak ve Kazakistan, içsel sorununu KGAÖ vasıtasıyla değil, D-8 ile çözüme kavuşturabilmesi söz konusu olabilecekti. KGAÖ’nün kuvvet göndermesinden sonra Türk Devletleri Teşkilatı’nın beyan ifade etmesi sadece zevahiri kurtarmaya yönelik bir adım olmuştur" dedi.