Yerli üretimde teşvik politikası ANKARA (A.A)

-Yerli üretimde teşvik politikası ANKARA (A.A) - 25.08.2011 - Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yerli üretimi teşvik edecek yeni yaklaşımlar içerisine girileceğini belirtirken, ''Burada da vergi politikası ve teşvik politikası önemli olacak'' dedi. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, NTV haber kanalında katıldığı programda, Türkiye ve dünyadaki son ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Gelişmelerden etkilenmemek için ortada mucizevi bir çözümün bulunmadığını, orta ve uzun vadeli, kredilibitesi yüksek ve yapısal reform ayağı güçlü programların uygulanmasını gerektiren bir dönemde bulunulduğunu belirten Şimşek, ''Ben siyah-beyaz gibi görmüyorum. Daha çok gri renkler daha ağırlıklı' diye konuştu. Bakan Şimşek, şu anda yaşanılan deneyimin çok istisnai deneyim olmadığını, 1800'lü yıllardan itibaren dünya ekonomisine bakıldığı zaman, dünyada aşırı risk almanın, aşırı borç almanın sonrasında ortaya çıkan krizlerin bankacılık, finans sektörü krizlerinin çok sürpriz olmadığını söyledi. Bu tür problemlerin çözümünün mucizevi bir değnekle oluşmadığını, bazen bu krizlerin 10 yıla damgasını vurabileceğini ifade eden Maliye Bakanı, ''Nasıl vurabiliyor, yani sürekli kriz anlamında vurmuyor. Düşük büyüme diye kendisini gösteriyor. Aslında risk şu; ikinci bir derin resesyondan çok, tekrar dünya ekonomisi trendin altında, potansiyelin altında bir büyüme süreciyle karşı karşıya mı, bu risk tabii ki son derece yüksek'' diye konuştu. Ekonomilerin önünde duran riskin ''düşük büyüme, istihdam yaratamama riski'' olduğunu vurgulayan Şimşek, ABD'deki, avro bölgesindeki endekslere bakıldığı zamanda böyle bir zayıflamanın olduğunu kaydetti. -Büyüme tahminleri- Büyüme konusunda değerlendirmelerde bulunan Maliye Bakanı Şimşek, Türkiye ekonomisinde geçen sene çok ciddi bir büyüme rakamının yakalandığını ve dünya ülkeleri arasında ilk sıralarda yer aldığını hatırlattı. Şimşek, ''Biz 2011 yılını da hükümet olarak ortaya koyduğumuz hedeflerin epey üstünde ve dünyada olup bitenlere oranla çok güçlü bir büyüme performansımız olacak. Esas itibariyle iç talebin körüklediği bir büyüme bu'' diye konuştu. Beklenti kanalıyla dünya ekonomisinde gelişmelerden Türkiye ekonomisinin de olumsuz etkilendiğini anlatan Şimşek, şunları söyledi: ''Türkiye ekonomisi finans sektörüyle, dünya ticaretindeki konumuyla, birçok boyutuyla, uluslararası yatırımlar boyutuyla dünya ekonomisine entegredir. Türkiye ekonomisi ve dünya ekonomisi iç içedir. Bundan dolayı dünya ekonomisine ilişkin kaygıların, beklentiler kanalıyla Türkiye'deki tüketiciyi, Türkiye'deki yatırımcıyı bir miktar etkilemesi doğaldır. Şu anda bu süreci zaten yaşıyoruz. Ama burada önemli olan dalganın boyudur.  Türkiye'nin temelleri hakikaten sağlam. Cari açık bir kırılganlık noktası oluşturuyor, ama özü itibariyle temel makro göstergelere baktığımız zaman Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire oranı aşağı doğru bir trendde. Hemen hemen sorun yaşayan bütün ülkelerde yukarıya doğru bir trende. İkincisi Türkiye'nin kamu borcunun milli gelire oranı oldukça düşük düzeyde. Bu sene belki yüzde 40'ın altına inecek. Avrupa'da ortalama yüzde 88'lerden bahsediyorsunuz. ABD'de yüzde 98, yüzde 100'lerden bahsediliyor.'' Bunları yanı sıra Türkiye'de sağlam bir finans sisteminin de bulunduğuna dikkat çeken Şimşek, son dönemde Türkiye ekonomisinin bu kadar şahlanmasının bankacılık sektörünün güçlü bilanço yapısının bir yansıması olduğunu söyledi. Şimşek, ''Türkiye bankacılık sektörü reel ekonomiyi güçlü bir şekilde destekleyecek bilanço yapısına sahip'' dedi. Türkiye'nin istihdam yaratmada da çok başarılı bir ülke olduğunu anlatan Mehmet Şimşek, sadece son 1 yıl içinde 1,4 milyon vatandaşın istihdam imkanı bulduğunu, bunlardan 900 bininin tarım dışı sektörde bulunduğunu kaydetti. Şimşek, ''Temel dengelere baktığımız zaman şunu görüyoruz; Türkiye ekonomisi tabii ki beklenti kanalıyla, risk iştahının azılmasıyla bir miktar etkileniyor, etkilenir, fakat kalıcı bir etki, kalıcı bir tahribat söz konusu değil'' dedi. Dünya ekonomisinin de 2008, 2009 vari bir sürece girmediğini düşündüğünü belirten Şimşek, ''Olsa olsa düşük büyüme ile yetinmemiz gereken uzun bir dönemle karşı karışayız. Bunun 2-3 yılını geride bıraktık, belki birkaç yılı daha var'' diye konuştu. -Önce aşırı ısınma, şimdi buzul çağı- Dünya ekonomisinde beklentilerin bu kadar hızlı değiştiği, makro ekonomik şartların bu kadar hızlı değiştiği nadir dönemler bulunduğunu kaydeden Şimşek, ''Türkiye açısından bahsediyorum, bundan sadece birkaç ay önce aşırı ısınmadan bahsediyorduk, şimdi 'acaba buzul çağına girdik mi' diye tartışmalar yaşanıyor'' dedi. 2010 yılının son çeyreğinden, 2011 yılı ikinci çeyreğine kadar kredi hacmindeki genişlemenin bir miktar makul düzeye çekilmesinin önemli bir hedef olduğunu kaydeden Şimşek, gelinen noktada dünya ekonomisinde bir resesyon riski, Türkiye'de de bir yavaşlamadan bahsedildiğini söyledi. Küresel anlamda bir kriz kaygısı bulunduğunu vurgulayan Şimşek, aslında bunların da reform yapmak ve bünyeyi güçlendirmek açısından birer fırsat olduğunu dile getirdi. -Yerli ara malı teşvikine vergi Yerli ara malı teşvikinde bir verginin gündemde olup olmadığının sorusuna Bakan Şimşek, ''gündemde'' yanıtını verdi. 2009 yılında krizin tam zirvesinde iken bile sektörel, bölgesel ve büyük yatırımlar çerçevesinde yeni bir teşvik sistemi dizayn edildiğini hatırlatan Maliye Bakanı, şimdi bir adım daha öteye gidildiğini, üretimi teşvik edecek yeni yaklaşımlar içerisine girileceğini bildirdi. Şimşek, burada da vergi politikası ve teşvik politikasının önemli olacağını söyledi. -Fenerbahçe'nin şampiyonlar liginden men edilmesi- Fenerbahçe'nin Avrupa Şampiyonlar Liginden men edilmesi kararını da derlendiren Şimşek, şunları söyledi: ''Türk futbolu adına son derece üzücü bir gelişme. Fenerbahçe açısından aslında büyük bir dram. O anlamda biz de üzülüyoruz. Bu süreç biraz daha iyi yönetilebilirdi diye düşünüyorum. Fakat gelinen noktada fazla söylenecek birşey yok. Hakikaten öyle görünüyor ki Fenerbahçe açısından sıkıntılı bir dönem. Eminim, Büyük bir camia, o sıkıntılar aşılacak. Önemli olan bundan sonraki süreç. Bir anlamda sanki basın üzerinden gizli olması gereken bir hususta yargısız infaz süreci yaşandı. O açıdan Fenerbahçeli kardeşlerimiz biraz üzülebilirler, ama hiçbir şekilde ortaya tepki koymamak lazım. Sakin sabırlı bir şekilde süreci takip etmek lazım. Türk futbolu kazansın, Türkiye kazansın. Ama eminim bu sıkıntıların geride kalacağı dönem göreceğiz.''