Eski Hazine Müsteşar Yardımcısı Hakan Özyıldız’ın aktardığı ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yararlanarak hazırlanan çalışma, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılından sonra dışa bağımlılıktaki artışı gözler önüne serdi. AKP'nin söylemi 'Yerli ve milli' slogan olarak kaldı. Rapordaki imalat sektöründe son 20 yılın dışa bağımlılık ve yatırım verileri, yerli üretimi teşvik etme ve yüksek teknolojili ürünlere yönelme söyleminin lafta kaldığını, Türkiye’nin ‘Sanayi 4.0’ hedefinin çok uzağında olduğunu ortaya koydu. Sanayide düşük teknolojili sektörlere yönelme ve girdi ile finansmanda artan dışa bağımlılık, Türk Lirası'ndaki erime, cari açık ve enflasyonun da temel nedenlerini teşkil ediyor.
Cumhuriyet'ten Emre Deveci'nin haberi şöyle:
2002 ve 2012 yılları girdiçıktı tablolarından yararlanarak hazırlanan imalat sektörlerinde bağımlılık verilerine göre; gıda, içki ve tütünde 2002’de yüzde 4.7 olan dışa bağımlılık, 2012 yılında yüzde 10.5’e ulaştı. Kâğıt ürünlerinde bağımlılık aynı dönemde yüzde 17.8’den yüzde 26.9’a çıktı. Rafine petrol ve kok kömüründe yüzde 50.3’ten yüzde 68.2’ye, ana kimyasallarda yüzde 18.7’den yüzde 32.4’e, ana metalde yüzde 22.7’den yüzde 31.4’e, motorlu kara taşıtında yüzde 19’dan yüzde 29.5’e varan artışlar kaydedildi. Artış kaydedilmeyen sektörler sadece tekstil, kereste, metal eşya ve mobilya gibi düşük teknolojili sektörler.
1995-2015 arası dönemi kapsayan veriler, yatırımların çoğunun düşük ve ortadüşük teknoloji sektörlere yapıldığını gösteriyor. Yatırımlarda 2000’de yüzde 31.4 olan orta-yüksek ve yüksek teknoloji içeren sektörlerin payı, 2015 yılında yüzde 27.4’e düştü. 2003’te yüzde 1.3 olan imalat sektöründe toplam yatırımlar içinde yüksek teknolojinin payı, 2015’te yüzde 1’e geriledi.
Liradaki hızlı değer kaybının en önemli nedenlerinden biri cari açık, bunun temelinde de dışa bağımlılık yatıyor. Yatırım ve bağımlılık verileri, liranın neden hızla değer kaybettiği, enflasyonun neden çift hanelere demirlediği ve reel sektörün neden 223 milyar dolar döviz açığı olduğu sorularına da yanıt veriyor. İhraç edilen mallar bile yüksek oranda ithal girdi ile yapılıyor. Bu da ihracat artarken, ithalat artışını beraberinde getiriyor.