Yeşilköy’de Latin Katolik cemaatine ait olan St. Etienne Kilisesi’nde 15 Haziran Pazar günü yaşanan saldırı, son günlerde basında sıkça yer aldı. İddiaya göre kiliseyi Katoliklerin izniyle zaman zaman kullanan Süryani cemaatinin bir vaftiz töreni esnasında içeriye giren bir grup genç, kilise görevlisiyle yaşanan bir atışmanın ardından, görevliye ve cemaate bıçak çekip hakaret ettikten sonra kiliseyi terk etti. Ayrıca, yine iddiaya göre, kilise civarında devriye gezen polis ekibi de olayı görmezden geldi.
Konu ilk kez etraflı bir biçimde Hayko Bağdat’ın Taraf’ta 2 ve 5 Temmuz tarihlerinde yazdığı köşe yazılarıyla gündeme geldi. Bağdat’ın yazılarından sonra, değişik medya organları konunu üstüne giden haberler yaptılar.
Agos’tan Ferda Balancar’ın haberine göre, bunun ardından, Katolik Kiliseleri Mülki İdareler Sorumlusu Andreas Elefteriadis, son günlerde kiliseye sorulmadan ve kendilerinden bilgi alınmadan yalan haberler yapıldığını belirterek, bunların, kilisenin ve cemaatin huzurunu kaçırdığını ve büyük üzüntü verdiğini kaydetti. Elefteriadis, Yeşilköy'deki İtalyan Katolik Kilisesi Rahibi Peder Roberto Ferrari ile ortaklaşa yaptığı yazılı açıklamada, "Son günlerde İtalyan Katolik Kilisesi hakkında bazı yayın organlarında, kilise ve bir görevlisine saygısızlık yapan kendini bilmez bazı çocukların sergilediği davranışlar bahane edilerek, sanki kiliseye yönelik büyük bir tehdit ve saldırı varmış gibi bir hava estirilmeye çalışıldığını" aktardı.
Kiliseye sorulmadan ve kendilerinden bilgi alınmadan yapılan yalan haberlerin, kilise ve cemaatin huzurunu kaçırdığını ve büyük bir üzüntü verdiğini söyleyen Elefteriadis, bu haberlerin temelsiz, gerçeği yansıtmayan, asılsız ve maksatlı olduğunu savundu.
Elefteriadis’in açıklamasını ardından basına bu kez, açıklamanın polisin zoruyla yapıldığına dair haberler çıktı. Bunun üzerine konuyu, saldırının muhatabı olan Süryani cemaatine sorduk. Agos’un görüştüğü, Süryani cemaatine yakın kaynaklar, Elefteriadis’in yaptığı açıklamayı içerik olarak onaylıyorlar.
Edindiğimiz bilgiye göre, vaftiz töreni esnasında kiliseye giren ve muhtemelen denize girmek için Yeşilköy’e geldiklerinden giyim kuşamları kiliseye girmek için çok da uygun olmayan 17-18 yaşlarında bir grup genç, önce sessizce vaftiz törenini izliyorlar. Daha sonra kilise görevlisi Doğan Yıldırım ile grup arasında kısa süreli gerginlik yaşanıyor ve gruptan bir kişi kilise görevlisine bıçak çekiyor. Ancak, daha sonra kiliseyi terk eden grubun, kilise bahçesindeki güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinde gergin bir durum görünmüyor.
Kilise görevlisi Doğan Yıldırım, Hürriyet gazetesine verdiği demeçte şöyle diyor: “Grup, kilisenin içerisine girdiklerinde tören yapan insanları rahatsız etmişler. Onlar da bana rahatsızlıklarını söyledi, bu sırada grup kiliseden çıkarak dış kapının oraya gittiler. Ben de yanlarına gittim. Bana hakaret ettiler. Bir tanesi bıçak çıkartarak beni tehdit etti. Bıçağı bana doğru salladı, geri çekildim. Bu sırada yoldan üç polis ekibi geçiyordu. Onlara seslendim ama durmadan devam ettiler. Sonrasında emniyete ve savcılığa suç duyurusunda bulundum. Daha önce de Mayıs ayında da 3-4 kişilik bir grup kimsenin olmadığı bir sırada içeriye girmişler. Burada mumların bulunduğu yerleri dağıtmışlar. Sonrasında kiliseden dumanlar çıkmaya başlamış. Çevredeki insanlar dumanı fark edince olaya müdahale etmişler. Kiliseye bu tür tehditlerin gelmesinden rahatsızız. Polislere şikâyetlerimize rağmen önlem alınmıyor.”
Hürriyet’te çıkan haberin ardından, başka yayın organlarında Yıldırım’ın bu demeci nedeniyle kilise civarında görev yapan polislerden tepki gördüğü iddiaları yer aldı. Doğan Yıldırım, halen konuyla ilgili olarak suskun kalmayı tercih ediyor.
Olayın yaşandığı esnada kilisede ibadet etmekte olan Süryani cemaatine yakın kaynaklar, yaşananların organize ve ciddi boyutta olmadığını belirtiyorlar. Ancak buna rağmen konunun polisin tutumuyla ilgili kısmı cevaplanmayı bekliyor. Kilise yetkililerinin yaptığı açıklamanın bile polisin baskısıyla yapıldığını iddia eden haberlerin basında yer alması, konunun tüm şeffaflığıyla ortaya konulması gerektiğini gösteriyor. Yeşilköy’de yaşanan olay ve sonrasında yapılan tartışmalar, çok daha vahim olaylar yaşanmaması için bu tür olayların ardından özellikle emniyet ve valilik yetkililerinin şüpheye yer bırakmayacak açıklamalarda bulunması gerekiyor.