Yezidiler: 'Bizi ortada bıraktılar'

Yezidiler: 'Bizi ortada bıraktılar'

Musul Katolik Cemaati Başpiskoposu Johanna Boutros Moşe, “Dualarımızın iyi insanlara ulaşmasını ve ülkemizi bir an önce kurtarmalarını istiyoruz” diyor. Musul'un 20 kilometre kuzeyindeki Mar Matay, dünyanın en eski manastırı olarak kabul ediliyor. Askeri bir koruma alanında bulunan manastır şu günlerde sadece özel izinle ziyaret edilebiliyor. Başpiskoposun sözünü ettiği ‘kurtarıcılar' manastırdan gözle görülebiliyor. Kürt Peşmerge Güçleri 12'nci Tugay Komutanlığı'nın merkez üssü buranın hemen önündeki tepede, Erbil'in 100 kilometre kuzeybatısında bulunuyor.

IŞİD'in Kuzey Irak'a ikinci saldırısının üzerinden bir yıl geçti. IŞİD ilk olarak 2014'ün haziran ayı başında iki milyon nüfuslu Musul'u, Selahattin eyaletinin başkenti Tikrit'i ve Ninova ile Diyala bölgelerinin önemli bir bölümünü ele geçirmişti. Bu saldırıdan dört hafta sonra ise IŞİD, “İslam Devleti” kurduğunu ilan etti. Ancak cihatçıların işgal hırsı bununla sona ermedi. IŞİD, 3 Ağustos'ta 100 bin nüfuslu Yezidi kenti Sincar'a saldırdı, dört gün sonra da 60 bin nüfuslu Hristiyan kenti Karakuş'a. Bu ölüm çetesinin yayılma ihtirası ancak Erbil ve Dohuk'a az bir mesafe kala durdurulabildi. Gelişmeler üzerine Amerikalılar savaş uçakları gönderdi. Washington'un Irak'taki yeni bir askeri operasyonu bu şekilde başlamış oldu.

Hava saldırılarının bilançosu

O günden bu yana ABD'nin öncülüğündeki 20 ülkeden oluşan koalisyona ait uçaklar Irak ve Suriye'deki IŞİD mevzilerine bombardıman düzenliyor. Ancak bir yıl sonraki bilançoya bakıldığında, bu hava saldırılarının tatminkar bir sonuç ortaya koymadığı görülüyor. Ne zaman Washington'dan bir başarı haberi gelse, birkaç gün geçmeden IŞİD yeni saldırılar düzenliyor. Irak'ın kuzeydoğusundaki Tikrit kentinin IŞİD'den geri alınmasından bir hafta sonra, batıdaki Anbar vilayetinin başkenti Ramadi IŞİD'in eline geçti. Pentagon, ancak Kürt Peşmerge birliklerinin Noel'den kısa bir süre önce Irak'ın kuzeybatısındaki taarruzuna başlamasından sonra, aralık ayında IŞİD'e önemli bir darbe vurulduğunu duyurabildi.

Gerçekten de Sincar dağlarının önemli bir bölümü IŞİD'den geri alındı ve Musul barajının da güvenliği sağlandı. Ancak binlerce Yezidi'nin trajik biçimde terk etmek zorunda kaldığı ve tehcir edildiği Sincar kenti, hala cihatçıların elinde. Karakuş, Başika, Bartella gibi ağırlıklı olarak Hristiyanların yaşadığı bölgelerde de hala IŞİD'in siyah bayrağı dalgalanıyor. Bugüne kadar ikinci bir Peşmerge operasyonuyla bu bölgelerin yeniden ele geçirileceğine dair bir umut belirmedi.

Mar Matay Manastırı önündeki Peşmerge Güçleri 12’nci Tugay Komutanlığı'ndan İncil'de de bahsi geçen Ninova kenti görülüyor. Dürbünle bakıldığında IŞİD'in siyah bayrağını seçmek de mümkün. Bölgede hâkimiyetin kimde olduğunu göstermek istercesine bu bayrak camilerin, kiliselerin ve diğer bütün yüksek binaların üzerinde dalgalanıyor. Peşmerge Komutanlığı ile bu bölge arasındaki mesafe 3 kilometre. Ancak bu mesafeyi aşmak şu anda mümkün görünmüyor. Komutanlardan biri, “Kendi mevzimizi korumak için hendek kazdık ve siper oluşturduk” diyor. IŞİD'in yola mayın ve patlayıcı döşediğini belirten Peşmerge Komutanı, bin 500 Peşmergenin burada hayatını kaybettiğinin altını çiziyor. IŞİD'den geri alınan bölgelerde Peşmergelerin sürekli olarak mayınlara basarak öldüğünü belirten Komutan, uzmanların bölgeye gelmesini ve mayınların temizlenmesine yardım etmesini umuyor.

Yezidilerin bitmeyen çilesi

Yezidi Naren Şamo, Başika'dan kaçmış. Bugün memleketini düşündüğünde gözleri doluyor. 28 yaşındaki genç kadın, “Başika küçük Irak'tı” diyor. Yüzlerce yıldır çeşitli halkların burada bir arada yaşadığını belirten Şamo, çocukken şehrin tepelerine çıktığında camileri, kiliseleri ve Yezidi mezarlıklarını birlikte gördüğünü anlatıyor. “Hepimiz bir arada yaşadığımız için çok mutluydum” diyen kadın, “Bir daha asla o günlere dönemeyeceğiz” şeklinde konuşuyor. Erbil'de yaşamını sürdüren Şamo, memleketine bir daha geri dönüp dönemeyeceğini bilmiyor. Şamo'nun çocukken gittiği yerlerde bugün Peşmergeler var. Şamo'ya göre, durumun bu noktaya gelmesinde peşmergelerin de suçu var.

Türkmenler ve Hristiyanlar da kendilerine ‘koruma' sözü veren Kürt Peşmerge birliklerine eleştiriler yöneltiyor. Haziran 2014'te Irak Ordusu'nun askerlerinin geri çekilmesinden ve bölgedeki toprak ve insanların çatışmasız bir şekilde IŞİD'in eline bırakılmasından iki ay sonra Kürt peşmergeler de IŞİD'e teslim olmuştu. Sayıları 8 ila 10 bin arasında değişen Peşmergenin kaçması öfkeye neden oluyor. Hatta 700 Kürt savaşının IŞİD saflarına geçtiği ileri sürülüyor. Ancak suçlamalar karşılıklı.

Kürt savaşçıların bir yıl içerisinde inşa ettiği imaj büyük bir yara aldı. Komplo teorilerinin arı arkası kesilmiyor. Amerikalıların Kürtlere geri çekilme emri verdiği, İsrail gizli servisi MOSSAD'ın IŞİD'le ortak hareket ettiği gibi iddialar sık sık kulaklara çalınıyor. Kürtlerin başarısızlığına dair makul bir açıklamaya ise kimse inanmak istemiyor. Başika tepelerindeki Peşmergelerden biri, “Yeterince hazırlıklı değildik, askeri olarak düşmanla karşılaşabilecek askeri donanıma sahip değildik” diyor.

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani, Dohuk'ta düzenlenen bir yıl önce IŞİD saldırıları sonucu hayatını kaybeden Yezidileri anma törenindeki konuşmasında, “Yezidilere karşı bu suçu işleyen herkesten tek tek hesap sorulacak” dedi. Ancak Narem Şemo artık ona inanmıyor. IŞİD’in insanlık dışı eylemleri ile güvenin kaybolduğunu belirten Şemo, “Bizi ortada bıraktılar, IŞİD'in eline teslim ettiler” sözleriyle öfkesini dile getiriyor.