Yıldıray Oğur: Kavala davası, bir adamı hapiste tutmak için hukuka karşı verilen bir mücadeleye döndü

Yıldıray Oğur: Kavala davası, bir adamı hapiste tutmak için hukuka karşı verilen bir mücadeleye döndü

Karar yazarı Yıldıray Oğur, iş insanı ve Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala hakkında hazırlanan ağırlaştırılmış müebbet ve 20 yıla kadar hapis cezası istenen yeni iddianameye tepki gösterdi. Kavala davasının "bir adamı hapiste tutmak için hukuka karşı verilen bir mücadeleye döndüğünü" söyleyen Oğur, iddianamedeki tek somut delil olan üzerinde Pennsylvania yazan çana dikkati çekti.

Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin okunmasından sonra çalınan çana Özgürlük Çanı dendiğini ve bunun Pennsylvania’nın sembollerinden biri olduğunu anlatan Oğur, "ABD’de özgürlüğü, demokrasiyi, anayasayı simgeleyen çan, 250 yıl sonra Türkiye’de ise hukuksuzluğun, keyfiliğin sembolü haline gelmiş Osman Kavala hakkında yazılan yeni iddianamede karşımıza çıktı" dedi.

"Üzerinde Pennsylvania eyaletinin adı, haritası ve en meşhur kırmızı köprülerinden Sachs Covered Bridge’in resmi olan klasik bir el çanı, önyargılar, faraziyeler, ‘kesin öyle olmuştur’larla dolu 64 sayfalık iddianamede üç müebbet istenen, ne kötü tesadüf ki 'Anayasal düzeni devirmeye teşebbüs' suçlamasının elle tutulabilen tek somut delili" diyen Oğur, Kavala'nın Splendid Otel’deki toplantıyı darbe girişimini yerinden kontrol etmek amacıyla gerçekleştirdiği iddiasının yer aldığı iddianamenin detaylarını aktardı.

Oğur, "İddiaya göre Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan İzmir asıllı İstanbul doğumlu Türkiye uzmanı Henri Barkey, 17 Temmuz 2016 günü otelden ayrılırken resepsiyona üzerinde Pennsylvania yazan, eyaletin haritası ve en meşhur kırmızı köprülerinden Sachs Covered Bridge’in resmi olan klasik bir el çanını bırakmıştı. Çalıştığı kurum Pennsylvania Caddesi’nde olunca, Barkey de önce 'Pensilvanya' ya sonra da otelde bir anda ortaya çıkan üzerinde 'Pennsylvania' yazılı el çanına bağlanıvermiş" diye yazdı.

"Bu davanın duruşmalarından öğrenebileceğimiz tek şey o çanı o gün otele gerçekten kimin bıraktığı?" sorusunu gündeme getiren Oğur, şöyle devam etti:

"Başarısız darbe girişiminden iki gün sonra, Gülen’li Samanyolulu sokak adları değiştirilirken, FG plakalı araçlar trafiğe çıkmaya çekinirken, kim üzerinde Pennsylvania yazan bir çanı otelin resepsiyonuna bırakmış olabilir? Belki de korkup elinden çıkarmak isteyen biri.

Herhalde iddianamedeki bu en somut delil duruşmalara da getirilir. Bir meraklı da eline alıp sallar. 250 yıl önce ABD’nin özgürlük, adalet vaatleriyle dolu bağımsızlık bildirgesini kutlamak için çalınan çanlar, 2020 yılında Türkiye’de mahkeme salonunda adaletin ardından çalınmış olur. Bundan daha net bir mesaj mı olur? "

Yazının taamını okumak için tıklayın.

TIKLAYIN - Bir beraat ve iki tahliye kararının ardından yeni Kavala iddianamesi: 'Aynı  mahalde' bulunmak  'casusluk' ve 'darbe girişimi' sayıldı!

TIKLAYIN | Osman Kavala dosyasında bu kez de tahliye olduğu suçtan, "tutukluluğa devam" kararı verildi

TIKLAYIN - Uluslararası Af Örgütü’nden Türkiye’ye çağrı: Osman Kavala’yı serbest bırakın

TIKLAYIN - Kavala’nın avukatları: İddianame "varsayımsal kurgular"dan öte değil ve tarafımızca herhangi bir hukuki değer taşımıyor