Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, gündemdeki konular ile ilgili basın toplantısı düzenledi. Geçtiğimiz hafta bir grup taraftarın Şükrü Saracoğlu'na alınmamasına açıklık getiren Yıldırım, "GFB'liler önce Fenerbahçe forması giysinler. Onlar Fenerbahçeli değil. Bana muhalefet etmek istiyorlarsa gelsin kulübe üye olsunlar. Mayıs'ta kongre var, hodri meydan" dedi.
Aziz Yıldırım basın toplantısına barkovizyondan görüntüler izlettirerek başladı.
Barkovizyonda, Aziz Yıldırım'ın Alex'i alkışladığı görüntüleri yer alırken, grubun Aziz Yıldırım'a karşı faaliyetler içinde olduğu dile getirildi. Aynı grubun şampiyonluk kutlamalarını sabote ettiği dile getirilirken, o grubun ranttan başka bir amacı olmadığını ve takımın en önemli günlerinde sırt çevirdiği öne sürüldü. Aynı grubun Fenerbahçe maçında tribünlerde şike tezahüratı yaptığı kaydedilirken, "En önemli süreçte destek vermek yerine köstek oldular. İsimler gelenler gidenler onlar için sadece teferruat. Görevde olmayan isimler lehine tezahürat yapılıyor. Malum grup takımın başında İsmail Kartal olmasına karşın Ersun Yanal lehine tezahüratlar yaptılar. Sabrımız taşıyor, adam gibi oynayın tezahüratları yapıldı. Takım başarılı olup teknik direktör ve futbolcular üzerinden başarılı olamayan bu grup 8 Kasım'da Rizespor ile oynanan maçta teknik direktör ve başkan aleyhine tezahürat yapıldı. Hem de sahadaki oyuncuların konsantrasyonunu bozacak şekildi. İşin en ilginç yanı ise bu grubun içindeki pek çok kişinin atılan gollerden sonra sevinmemesiydi. Gerçekten Fenerbahçeli bir kişinin galibiyetten sonra sevinmemesi grubun gayesini ortaya çıkardı" dedi.
Yıldırım, "Fenerbahçe yönetiminin bu sezonun başından itibaren kulübe zarar verecek kişileri engellemesi sonucunda, aynı grup genç takımlar maçında varlıklarını gösterdiler. Trabzonspor ile oynanan U17 maçında malum grup oyunculara saldırdı ve Dereağzı onlara kapatıldı. Malum grubun kulübe zarar vermeleri ayrılan teknik direktör ve oyuncular üzerinden olmuyor. Örneğin tribün liderleri cezaevinde olduğu için "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye tezahüratları yaptılar. Kendi çıkarları doğrultusunda mesajlar vermeye çalışıyorlar. Gelelim, bu grubun maddi zararlarına gelelim. Avrupa Ligi'nde dışarıdan meşale atanlar da ironik bir şekilde bu grubun üyeleri. Fenerbahçe-Bate Borisov maçı seyircisiz oynanıyor ve stat dışından atılan meşaleler üzerine Fenerbahçe bir yıl Avrupa'dan men cezası alıyor. Ancak ceza erteleniyor. Viktoria Plzen maçı öncesi bu grup üyeleri sahte biletlerle maça girmeye çalışıyor; ancak UEFA uyarıldığı için ceza almadık. Malum grup tarafından milyonlarca liralık para cezası aldık. Bu grup Avrupa'da 5 milyon Lira'nın üzerinde para kaybı yaşadık. Bu kötü grubun tezahüratları nedeniyle TFF Fenerbahçe'ye son beş sezonda 3 724 668 lira ceza aldık. Fenerbahçe'nin son 5 yılda seyirci hasılatı kayıpları düşünüldüğünde kayıpları 20.199.708 lira olduğu görülüyor" diye konuştu.
Tribünlerde yaşanan sorunun sadece Fenerbahçe'nin sorunu olmadığının altını çizen Yıldırım, "Türk sporunun sorunu. Diğer takımlar bu mücadeleyi yapmıyor. Bugün Türk takımları Avrupa'nın bazı ülkelerinde maç yapamıyorlar. Bu olaylar yalnız Fenerbahçe olarak bakılırsa, Fenerbahçe mücadele yapıyor diye bakılırsa Türk sporu zarar görür. Fenerbahçe bunu bitirmeye kararlı. Bizim bitirmemiz yeterli olmaz. Türk takımları Avrupa'da maç oynayamıyor. Fenerbahçe Futbol Takımı 2 yıllık cezasını ertelemesiyle, bu sene şampiyon olursa gidip Avrupa'da maç yapma şansını yakalayacak. Ancak bunun gibi olaylar nedeniyle ceza alırsa bir yıl men edilecek. Bunun sıkıntısını yaşıyoruz. Bu şahısları iyi bilmek lazım. Bunlar futbol seyircisi değil. Biz geçmiş yıllarda bilet vermeme operasyonu yaptık. Ancak bizim dışımızda bazı şahıslar bunlara maddi yardım yaparak bunların statlara girmesini sağladılar. Statlarda yine aleyhimize tezahürat yaptılar. Küfür etmemek şekilde tezahürat yapabilerler; ancak küfür edemezler. Gençlerbirliği maçında hiçbirinde forma yok. Çünkü rant kararı burası. GFB dedikleri grubun ürettikleri atkılar var. Bunların yıllık cirosu 4-5 milyon lira. İhbar ediyoruz; ama haber alıp üretimlerini kaçırıyorlar. Ellerine çiçek alıp, bir yerlere gidiyorlar. Siz değerli basın, çok değerli basın derken de anlıyorsunuz herhalde bunları bir yerlere taşıyorsunuz" dedi.
Biz tek başına bunu çözemeyiz. Devlet de yardım etmek zorunda. Bu şahıslar veya kişiler Alanya'da "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diye tezahürat yapıyorlar. Neden, tribün liderleri hapiste. Siyasi mesaj vermeye çalışıyorlar. Liderleri veya lider pozisyonları hapiste çıktıktan sonra başka türlü bağırıyorlar.
"Bir resim gördüğünü ifade eden Yıldırım, "Eski valimiz her zaman oturduğu koltukta oturuyor. Karşısındaki koltukta da bu grubun başı oturuyor. Bu kamuoyuna yansıdı. Validen randevu istedim ve gittim. Bu resmin yanlış olduğunu söyledim. Fenerbahçe tribünlerine bu şekilde ayrışım getiriyorsunuz dedim. Bunu yaparsanız sorumluluk alırsınız. Bir isteğiniz varsa kulüp başkanı ve yönetimiyle konuşursunuz, ondan sonra bu gruplarla konuşursunuz. Aksi halde tüm provakosyanların sorumlusu olursunuz. Her türlü kötü alışkanlıkları olan bu şahsı biliyor musunuz? Gezi olaylarından sonra bazı sanatçıları kötü alışkanlıkları var diye tutukladınız mı? Onları alıyorsanız bunları neden almıyorsunuz. Bu grup devletin ve siyasetin yanlarında olduğunu gösterip rant kapılarını genişletiyorlar. Devletin buna izin vermemesi gerekir. Tribünlerde küfürün olmasını istemiyoruz. Ailelerin gelmesini istiyoruz" diye konuştu..
Yıldırım, "Fenerbahçe ayrı bir olay. Ama gelip de 23. dakikada "adam gibi oynayın" diye tezahürat yaparlarsa, Aziz'den taktik al derse ki, bu takım geçen sezonun şampiyonu. Bu sezon da lig lideri. Fenerbahçe diğer branşlarda da başarılı. Fenerbahçe Türkiye liginin lokomotifi. Bunlarla gurur duyulması gerekirken üç beş çapulcuya izin vermem. Ömrümün üçte birini Fenerbahçe'ye adadım. Kimse benim rant ettiğimi söyleyemezler. Bana diktatör diyorlar, desinler. Tüzük tadili yaptım. Herkese Fenerbahçe'yi açtım. Tek üzüldüğüm sporculara antrenörlere hakaret edilmesidir. Bana diktatör de diyebilirsiniz; ama oyunculara hakaret etmeyin" dedi.
Gençlerbirliği maçının devre arasında soyunma odasına indiğini söyleyen Yıldırım, "Hasan Ali gibi oyuncular maratonun o tarafına gitmek istemiyorlar. Çok küfür ediyorlar. Oynayamıyoruz" dediler. Ben hayır oynayın. Yönetim olarak tepki gösteririz dedim. Ve tepkiyi koyduk. Sezon başında biletleri verirken, bu gruplara bu şahıslara kombine vermeyeceğimizi deklare ettik. Bir şahıs 443 tane kombineyi aldı ve sorumluluğu aldı. Sorumluluk nedir, Fenerbahçe Spor kulübü futbolcu ve teknik heyete küfür edilmeyecek dedim. Kombineler de geçen sene olanlar alacaklar. Tutmuşlar 240 kişiyken 443 kişiye verilmiş. Bazıları GFB'den de kişiler var. Muhatap olan kişinin verdiği listeyi iptal ettim. Oradaki mağdur olan üyelere dedim ki neden Fenerbahçe kulübünden bunları almadınız da bu kişilerden aldınız. Ancak pasolig kartları dağıtılacak ve bu kişilere izin verilmeyecek. Önce Fenerbahçe forması giysinler. Fenerbahçe Kulübü'ne katkı yapsınlar. Mayıs'ta kongre var. Hodri meydan. Bakın 16 yaşında bir çocuk, bu grubun kendi arasındaki kavgalarından dolayı Altunizade'de öldürüldü. Yazık değil mi, bunlara, bu insanlara? Bazılarını bıçakladılar. Onlarla mücadele ediyoruz. Televizyonda bir tanesine basından birisi telefon ediyor. Bilmem ne abiciğim, diyor. Basının muhatapları bunlar olmamalı. Korkuyorsanız söyleyin. Böyle reyting olmaz. İnsanlara doğruları anlatın. Kayseri'deki milli maçta o zamanın bakanı ve milletvekili bunlara bedava bilet verdiler. Bilet yetmedi diye kapıları açtırdılar. Biz bunlarla mücadele ediyoruz" dedi.
"Galatasaray Kulübü'ne durmadan küfür ediyorlar" diyen başkan Yıldırım, "İşte Genç Fenerliler, Ultraslan bilmem ne... Yanlarındaki amigolar da mutlu oluyor. O baştakiler öbür taraf amigolarıyla umreye gidip günahlarını affettiriyorlar, sonra gelip yine günaha giriyorlar. Olan çocuklara oluyor. Hali vakti olan çocuklara sesleniyorum. Bunlar her türlü kötü alışkanlığı bunlara alıştırıyorlar. Bunlardan çocuklarınızı koruyun" ifade etti.
Yıldırım, "Geçen sene memleketten otobüsle maça gelen kişiler statta esrar içiyor. Tribünlerde esrar içiyor. Fazla alkol alınmasına karşıyım. Herkes içebilir, ama kendine içebilir. Avrupa'da tüm tribünlerde herkes alkol içiyor; ama kimse taşkınlık yapmıyor. Bunlar dışarıdan besleniyor. Bir dahaki basın toplantısında dışarıdan besleyenleri de tek tek söyleyeceğim" dedi.
3 Temmuz'dan bu yana bir mücadele verdiğini ifade eden Yıldırım, "Biz şike yapmadığımızı söylüyoruz. Önümüzdeki hafta bize 3 Temmuz operasyonlarını yapanların hepsi hakkında suç duyurusu yapacağız. Devlet sorumluları hakkında suç duyurusu yapacağız ve onlarla mücadelemiz yeniden başlayacağız. Burada karşıya geçecek parası olmayanlar Münih'e gidiyorlar. Bunlara vizeyi ve bileti kim alıyor, araştırsınlar" şeklinde konuştu.
Fenerbahçe'yi bekleyen tehlikenin altını çizen başkan Yıldırım, "Fenerbahçe Spor Kulübü, Avrupa'da bir maçta daha ceza alırsa, Fenerbahçe bir yıl men cezası alacağız. Bunları herkes bilsin" dedi.
Yıldırım, "Amigolarla esrar içenlerle kokain içenlerle yönetimlere karşı, Türk Milli Takımı olaylarında da taraftarlar yanlış yaptı. Taraftarlar organize edilmişti. Sizler televizyonlar ve gazeteler çanak tutmayın. Siz müdahil olmayın" diye konuştu.
"İsmail Kartal da Gençlerbirliği maçında arkasından küfür edildiğini söyledi" diyen Aziz Yıldırım, "Bu tribünde olanların hepsi başkalarının biletleriyle stada giriyor. O isimlerin de biletlerini iptal edeceğiz. Geçen hafta bizden dolayı üzülen varsa, onların bu mağduriyetini gidereceğiz. Diğerlerinin kombine kartlarını iptal ettireceğiz. Herkese kombine kartları verirken, bir doküman imzalatıyoruz. Herkes bu dokümanı okusun. Tribünlerde amatör maçlar dahil hiçbir yerde küfür olmayacak. Biz yönetim olarak bunu istemiyoruz. Benim olduğum zamanda hiçbir zaman istemiyorum. Şahıslara istemiyorum. Yönetim olarak hakkımız. Buraya gelen takımını destekleyecek, takımı ile mutlu olacak mutsuz olacak. Protesto edebilirsiniz; ama 23. dakikada edilmez. Maç biter proteston varsa beyaz mendil sallarsın. Buna saygımız vardır. Devletin bütün statlardaki bu olaylara sahip çıkması lazım. Aksi halde Türk sporunu kötü şeyler bekliyor. El birliğiyle sağduyulu taraftarla bunların üstesinden geleceğiz" dedi.
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım düzenlediği basın toplantısının ikinci bölümünde Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ile Kulüpler Birliği'ne sorular yöneltti. Yıldırım sözlerine, "Yıldırım Demirören ile Kulüpler Birliği beni kınıyor. 15 gün sonra taş düştü başlarına" diyerek başlarken, barkovizyonda hakem hatalarıyla ilgili video'yu izlettirdi.
Aziz Yıldırım, "Gerekirse hakem odası basarım" sözlerine açıklık getirirken, "Benim konuşmamdan sonra diğer başkanlar açıklamalar yaptı. Biz hakemlerle ilgili hiç konuşmadık. Gençlerbirliği maçında soyunma odasına giderken hakeme 'bakın oyuncunun dizine basıyorlar. Hatalı kararlar vermeyin' dedim. Başka bir şey demedim. "Yaparsanız da buraya gelemezsiniz" dedim. Beni kınıyorlar şimdi. Beni kınıyorsunuz da diğer başkan ve yöneticileri niye kınamıyorsunuz? Ben hiç değilse hakeme söylüyorum. Onlar hakemi etki altına alıyorlar" diye konuştu.
Kulüpler Birliği ile Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'in sözlerini de yorumlayan Yıldırım, "Kulüpler Birliği'nde toplandılar Fenerbahçe'yi kınadılar. Dünkü toplantının amacı milli takımın sorunları olmalıydı. Herkes fikrini açıklamalıydı.
Türk sporunda her şey bitti, Aziz Yıldırım'ı kınama çıktı. Ben basarım dedim. Hangi şartla dedim. Ben soyunma odasına gitmedim. Şimdiye kadar bir tek hakem, soyunma odasını bastığımı söyleyemez. Bir kez gittim; o da Ali Aydın, Rize maçında maçı durdurdu. Rize yöneticisiyle beni içeri aldılar, odada tebligat yaptılar. Onun dışında hakemler varken, soyunma odasına girmedim. Varsa söylesinler" ifadelerini kullandı.
Aziz Yıldırım daha sonra Yıldırım Demirören'le ilgili "Başlık 'Boşat'ı kızdırdı'. 22 Ekim 2001 tarihli sayın Yıldırım Demirören'in gazetesi. Yıldırım Demirören hakem odasını basarken engelledi. Sinan Engin engelledi. Boşat da kızdı" şeklindeki haberi okudu.
Yıldırım sözlerine, "Ben hiç hakem odasına gittim mi? Lig TV devamlı çekiyor. Gidip de odaya herhangi bir şey söylüyor muyum? Ne zaman basarım dedim. Emenike'yi böyle zıplatırsa. Biz 250 milyon dolar bütçesi olan bir kulübüz. Bu kulübün başarısı futbol takımının şampiyonluğudur. Emenike'nin pozisyonunu adamın gözünü kapatsan bile penaltı olduğunu anlar. Hakem hatası var, çok yapıyor. Cüneyt Çakır iyi hakem deniyor. Hayır değil. Alex Ferguson sahanın ortasına girdi. İspanya'ya gitti. Chelsea-Barcelona maçında ortalık bir birine girdi. Şişirmekle hakem olunmaz" ifadelerini kullandı.
Hakem odası basmayla ilgili konuşmaya devam eden Aziz Yıldırım, "Fenerbahçe'nin hakları yenirse, önü kesilirse ve öyle bir niyet varsa her yeri basarım. Bunu bilin. Önce kınayacaksa önce başkan ve yöneticileri kınayacaksınız. Kınayan da Yıldırım Demirören olmuş. Önce sen Ay-Yıldız'ın şerefini kurtar, gelenden 3-4 yiyoruz. Milli takımın kötü olmasının nedeni oyuncular mı veya antrenör mü? Değerlendirmek lazım. 2003'te Brezilya'dan 1 veya en fazla 2 gol yiyorduk. Kazakistan maçında puan kaybederseniz o zaman düşünün ne yapacağınızı. Beni kınamak galibiyet getiriyorsa, beni her gün kınayın. Sabah akşam kınayın" diye konuştu.
Daha önce Kulüpler Birliği başkanlığı yaptığını hatırlatan Aziz Yıldırım, "Benden sonraki kulüpler birliği başkanları ne kazandırdı. Ben kulüpler birliği başkanı olsaydım, böyle bir şike tezgahını yapabilirler miydi? Milli takım ayrı bir konudur. Milli Takım'la ilgili değersizlik yaratma gibi bir duyum olmamalıdır. Sorumluluk varsa üstümüze almalıyız, tedbirler almalıyız. Federasyona yazı yazıyoruz, cevap verme şartı istiyoruz. Cevap bile vermiyorlar. Bu ihaleyi ne zamana kadar yaptınız diye soruyoruz. Bir deftere yazıyorlar, hikaye konuşmalar sonra kapanıyor. Brezilya'ya 3 milyon Euro verildiği söyleniyor. Hangi hesaptan ödediniz. Kulüpler sorunlar içerisindeyken, durmadan kulüpler üzerinden kendilerinize para kazanıyorsunuz. Stat kiraları bir acayip, bizim kullandığımız stadın kirası 1 milyon dolar. Şikeden sonra bütün statlar doluydu. Şimde statlara gelen seyirciler bıçak gibi kesildi. TFF bunu araştırsın. Eğitim yapmalı. Hiçbirini yapmıyorlar. Bugünün zevkini yaşıyorlar" eleştirisinde bulundu.
Sözlerine, "Yıldırım Demirören ve Göksel Gümüşdağ'a bir soru soracağım" diye devam eden Aziz Yıldırım şu ifadeleri kullandı:
"Serdar Adalı beyi attılar aslanların önüne onu da parçalamak için çalışıyorlar. O da iyi dayanıyor. Çünkü bir olay olduğu zaman başkanın bilgisi olmadan bir şey gerçekleşmez. Biz yapmadık diyorum. Cezaevine girdiğim andan itibaren demiyorum. Ölünceye dek hep söyleyeceğim. Varsayımlarla bunlar olmaz. Sizin basınınızda hangi kulüplerle neler çıkmış bunları ortaya koyabiliriz.
Ben şikeye inanamadım, ölsem bile vazgeçmem diyorlar. Sen kimsin ulan kimsin. Serdar Adalı Bey'e bu şike operasyonunda benim duruşumla bu olay yıkıldı. Serdar Adalı da iyi mücadele ediyor. Onun da bu işten sorunsuz çıkacağını zannediyorum: Ama onun arkadaşları ve dostları onu yalnız bıraktı.
Beşiktaş bu konunu içinde nerede. İstanbul Büyükşehir (İBB) maçında, Beşiktaş yendi ve şampiyon oldu. Kupayı da aldı. Bu kupayı Beşiktaş'ın o zaman ki başkanı ne yaptı? Bu kupa kime iade edilecek? Beşiktaş ve İBB başkanları şike yaptılar mı? Bunu kamuoyuna çıkıp anlatsınlar. Bir iki Beşiktaş için yazı yazan gazeteciler var. Hiç Beşiktaş'tan bahsetmezler. Benim üzerimden iftara atıp para kazanırlar. İki başkan da cevap versin. Bu kupa nerede? Biz söylemedikçe herkes üzerimize geliyor. 'Bir tek Fenerbahçe her şeyi yaptı. Türk sporunu Fenerbahçe kirletti' deniyor. Herkes pürneşe. Hafta sonları birbirlerinin evlerine giderler. Onların vasıtasıyla kamuoyu oluştururlar. Haber alırsınız. Basın para kazanır. Herkes temiz ama biz kirliyiz. Biz de kötü rolleri alırız. Bundan sonra böyle olmayacak".
Kulüplerin ve amatör şubelerin sıkıntıları olduğunu vurgulayan Aziz Yıldırım, "Türk bayrağına her zaman sahip çıkanız. Biz Atatürkçüyüz dedik. Her zaman bunu söyledik. Fenerbahçe camiası; Atatürkçü, laik ve cumhuriyettir. Biz Türk bayrağının ne olduğunu en iyi bilenlerdeniz. Sahip olmak istiyorlarsa, federayona önerim başarı kazanmanızdır. O zaman hepimiz bunu alkışlarız. Söyleyeceklerim bunlar cevaplarını da bekliyorum" diye konuştu.
Üçüncü konu da basın diyen Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım şöyle konuştu, "Basında değerli insanlar var. Bazıları şöhret olmak istiyor. Bazıları zaten şöhret. Basında, antrenörler, eski hakemler var. Hepsi bir şeyler söylüyor. Ama hiçbirinin dediği diğerini tutmuyor. Benim ricam; bütün antrenörler, mesleklerinde yaşadıklarını hatırlasınlar ve tenkitlerini o şekilde yapsınlar. Onlar yol gösterecek. Futbolcu sahada hata yapabilir. Futbolcu sahada yanlış yapabilir. Onları idam etmesinler, doğramasınlar, kesmesinler, kendileri de zamanında bunları yaşadılar. Hakemler de aynı şekilde. Hakem veya antrenör tenkidi yapmamalı. Yaparsa yanlış olur. Şimdi bakıyorsunuz akşam oluyor, bir oyuncu hata yapmış, hangi takım olursa olsun herkes ona saldırıyor, program onla bitiyor.
Basın biraz yol göstersin, anlatsın. Bakın şunu yanlış yaptın. Fatih Terim burada yanlış yaptın. Ama ona hakaret edici şekilde değil. 1 milyon üye çıkardım bir tek Milliyet gazetesinde Ercan Güven Bey yazdı. Hepiniz bir haber kupürü olarak gördünüz. Beklerdim ki bunlarla ilgili yorumlar yapın. Gazete ve televizyonlarda yer almasını isterdim. Diyorlar ki, bir geminin içerisindeyiz. Bizim gidecek yerimiz var, sizin gidecek yeriniz yok. Yöneticileri kötülemenin anlamı yok. Reyting alacağız diye bunları yapmayın.
Basındaki bir duayen, 'Oyuncular antrenörün antrenman sistemine isyan ediyorlar ve başkana şikayet ediyorlar' diyor. Benim oyuncularımın hiçbiri bunu söylemedi. Bana başka şeyler söylediler. Ben de bunları hocaya söyledim. Geçen bir televizyon kanalında, Fenerbahçe'de kim sakatmış bilmiyor, nutuk atıyor. Fenerbahçe şöyle oynamalı, şunu yapmalı diyor. Oyuncu sakat haberi yok. Sen kimsin? Buraya kadar gelmiş insanlar var. Biraz saygı gösterin Allah aşkına. Taraftar gibi konuşuyorsunuz. Tepki sonra çok kötü olur. 'Başkan Guiza'yı aldı, onu alan başkanın, başkanlığı bırakması lazım' diyor. Sen kimsin. Beni insanlar seçiyor. Üye bile değilsin. Guiza'yı alırken, rahmetli Aragones bunu şart koştu. Zannediyor musunuz ki kasada çok para var. O paraları biz de vermek istemiyoruz. Kimi getirdik. İspanya'yı Avrupa şampiyonu yapmış bir hocayı getirdik. Bu adam gelirken de bunu istiyorum dedi. Yanında bir oyuncu daha vardı. Onu alamadık. Bilmeden konuşuyorsunuz. Aykut Hoca'yı konuşuyor. Arkadaşıymış. İki hocanın da nerede şampiyonlukları var. Nerdede başarılı oldular. Burada oldular. Onları kim başarılı yaptı? Bu oyuncular, taraftar. bu camia, yönetim. Ben bir şey yapıyorsam arkadaşlarla yapıyorum. Sizden ricam şu. Oyuncuları tenkit ederken muhakkak gidip antrenmanda onları görün. Oyuncu antrenörleri dinlerse, başarılı olur. Oyuncular içinde Avrupa'nın büyük kulüplerinde futbol oynamış oyuncuları var. Bunlar antrenörlerin ne yaptığını bilmiyorlar mı? Böyle bir şey varsa oyuncu bu böyle olma diyemez mi?
Aziz Yıldırım, "Ben bir şey severim, çok yerim; siz az yersiniz. Ama antrenmanlara gidip antrenmanları yaşarsanız daha sağlıklı yorum yaparsınız. Bir defa hayatında Samandıra'ya gitmiş veya diğer kulüpleriin antrenmanlarına bir kez gitmiş insanlar sonra kamuoyunu yönlendiriyorlar" diyerek sözlerini bitirdi.