Yıldız: Nükleerde 700 milyon dolarlık ilk sermaye girişini yapıyor ANKARA (A.A)

-Yıldız: Nükleerde 700 milyon dolarlık ilk sermaye girişini yapıyor ANKARA (A.A) - 15.12.2011 - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,''Akkuyu'daki Nükleer Güç Santralinin proje firması 700 milyon dolarlık ilk sermaye girişini yapıyor. Bu Türkiye'nin nükleer güç santrallerininde gelmiş olduğu en ciddi seviye'' dedi. Bakan Yıldız, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Enerji Hukuki Araştırma Enstitüsü tarafından ortaklaşa olarak Gazi Üniversitesi 100. Yıl Konferans Salonunda düzenlenen, ''Nükleer Enerjisinin Geleceği ve Hukuki Sorumluluk Paneli''ndeki konuşmasında, ilerleyen yıllarda elektrik sıkıntısı yaşamamak adına nükleer enerjiden elektrik üretilmesinin gerekli olduğunu söyledi. Nükleer güç santrallerinin kurulmasının elektrik üretimi kadar, ülkede sanayinin ve teknolojinin gelişmesi için de önemli olduğunu ifade eden bakan Yıldız, şunları kaydetti: ''Yaklaşık 500 bin civarında parçası olan bir nükleer santralin mümkün olduğunca ülkemizde üretilmesi, sanayimizi ve teknolojimizi en az iki katına çıkarabilir. Nükleer güç santrali dışa bağımlılığı da ortadan kaldıracak. Çünkü nükleer güç santrali kurduğunuzda bunun neyi yerine kurduğunuz çok önemli. Biz bunu su kaynakları yerine değil ithal ettiğimiz doğalgaz kaynaklarının yerine ikame edeceğiz. Bu bahsettiğimiz iki nükleer santrali yapmakla yaklaşık 80 milyar Kw'lik bir enerji elde etmiş oluyoruz. Bunun doğalgaza karşılık gelen miktarı aynı elektriği üretecek doğalgaz santralleri için 6 ila 7 milyar dolar civarında. Yani 3-4 yılda zaten bu parayla nükleer güç santrali kurabiliyorsunuz. Bu parayla biz dışa bağımlılığımızı nükleer güç santrali kurmakla azaltmış oluyoruz. Biz Rusya'ya daha çok bağımlı olmuyoruz.'' Türkiye doğrudan sermaye girişinin en çok tercih edildiği alanlardan birinin enerji olduğunu vurgulayan Bakan Yıldız, ''Şu ana kadar doğrudan sermaye girişi enerji sektörüne 2,7 milyar doları buldu. Büyük bir mesafe aldık ve bunu da bir yıl içinde başardık'' diye konuştu. -Bakan Yıldız'a önce protesto, sonra teşekkür- Bu arada, Bakan Yıldız'ın konuşmasının sonunda oturduğu yerden aniden kalkarak hükümet aleyhine slogan atmaya başlayan Nesimi Yiğit Eryılmaz isimli üniversite öğrencisi, Bakan Yıldız'ın korumaları tarafından susturuldu. Bunun üzerine korumalarını uyaran Yıldız, protestocu öğrenciyi yanına çağırdı. Yıldız'ın derdini anlatmasını istediği öğrenci, hükümetin politikalarını doğru bulmadığını belirterek, ''Demokratik hakkımı kullanmama izin verdiğiniz için teşekkür ederim ama söyledikleriniz yanlış. Siz 17-18 saat çalışma öneriyorsunuz. Kimse sizin ameleniz değil. Dün sıfır sorun diyordunuz bugün Suriye ile düşman olduk. Bunun dışında gazeteciler, öğrenciler hapiste'' dedi. Bunun üzerine Bakan Yıldız, öğrenciye söylediklerinin doğru olmadığını, Suriye ile ilişkilerin geldiği noktanın zaafiyet olarak algılanmaması gerektiği karşılığını verdi. Konferans salonunda bir süre sohbet eden Bakan Yıldız ile protestocu öğrenci çıkışa kadar beraber yürüdü. Yıldız kendisini protesto eden öğrenciyle el sıkışarak, öğrenciyi bakanlığa davet etti. Bunun üzerine protestocu öğrenci ''Belki bir gün olabilir'' yanıtını verdi. Bakan Yıldız, konuşmasında, 2035 yılına kadar aralarında Türkiye'nin de olduğu 30'dan fazla ülkenin nükleer güç santrallerini ülkelerine kazandırmanın derdinde olduğunu söyledi. Dünya genelinde 30 ülkede toplam 442 işletme halinde nükleer güç santralinin olduğunu, bunların yarısına yakının ABD, Japonya ve Fransa'da bulunduğunu vurgulayan Yıldız, şunları kaydetti: ''Şu anda dünyada 61 tane nükleer güç santralinin inşası sürüyor. Nükleer enerji, gerek sanayiyle alakası gerekse de enerji maliyetleri açısında son 40 yıla damgasını vuran önemli bir kalem. 377 milyar kilowattsaat civarında dünyada nükleer güç santralinin üretimi var. Bu hemen hemen Türkiye'nin enerji tüketiminin 2 katına karşılık geliyor. Uluslararası Enerji Ajansının öngörülerine göre 2035 yılında, dünya şu ankinin üçte birinden fazla enerji tüketecek. Petrol, kömür ve doğalgaza baktığımızda bunlar dünyadaki enerji kaynaklarının yüzde 85'ini kapsıyor. Bu 2035 yılına kadar belki yüzde 75'e inecek. Bunların yerine ne ikame edileceği önemli. Daha temiz enerji kaynakları kullanmamız lazım. Nükleer enerji karbondioksit ve sülfür emisyonları açısından bakıldığında daha temiz enerji sunuyor. Türkiye kirlilik konusunda dünyaya çok borçlu değil. Mevcut kirlilikten gelişmesini tamamlayan ülkeler sorumlu. Onun için de biz kim kirlettiyse o temizlesin diyoruz.'' Türkiye'nin son 10 yılda enerji sektöründeki stratejilerini ve politikalarını liberalleşme, serbestleşme ve rekabet üzerine kurguladığını ifade eden Yıldız, Türkiye olarak nükleer faaliyeti kapsayan birçok uluslararası sözleşmeye taraf olunduğunu söyledi. Bakan Yıldız, nükleer faaliyetler konusunda imzalanan sözleşmelerin mantığının oluşacak zararların tazmininden ziyade, zararların meydana gelmesini önlemek olduğunu belirtti.