Tiyatro ve sinema oyuncusu Tuncel Kurtiz, "Yılmaz Güney'in hiç bir filminde, gösterilen gerçeğin dışında politik bir mesaj yoktur" dedi. Kurtiz, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) "5'inci Bahar ve Spor Şenliği' kapsamında ÇÜ Sinema Kolu'nun davetlisi olarak sinema eleştirmeni Burçak Evren'le katıldığı söyleşide, gençlik döneminde yazar olmak istediğini bildirdi. Kısa öyküler yazdığını belirten Kurtiz, "Ama bu öyküler okuduğum yabancı yazarların kitaplarındakilere özentiydi. Sonra üniversitede Yılmaz Güney'le tanıştım. O Çukurova'daki insanların yaşamını yazıyordu. Yazdığı bu öyküler de beğeniliyor ve yayımlanıyordu" dedi. Daha sonra tiyatroyla ilgilenmeye başladıklarını ifade eden Kurtiz, "Tiyatrodan sonra sinema filmlerinde de oynamaya başladık. Ama o zaman Yeşilçam tamamen bir taklit sinemaydı. Yabancı filmlerin taklitleri yapılıyordu. Böyle filmlerde oynamak hoşuma gitmiyordu. Bunu Yılmaz'a söylediğimde 'bunları oynamazsak bize sinemada ekmek yok. Kendi istediğimiz filmleri yapabilmek için bunlarda oynamak zorundayız' derdi. Biz de oynadık" dedi. Sinemaya ilk başladıkları dönemlerde "Üçünüzü de Mıhlarım", "Sayın Kabadayılar", "Haracıma Dokunma" ve "Çirkin Kral" gibi filmlerde oynadıklarını belirten Kurtiz, şöyle devam etti: "Yılmaz benim için deha çizgisindeydi. Ona bir gün 'ne zaman istediğimiz filmleri yapacağız' dedim. 'Bekle gelecek zamanı' dedi. Bekledik gelmedi. Sonra Yılmaz'ı askere aldılar, bir ara sinemayı bıraktım. Sonra ben askerdeyken Yılmaz'dan 'Umut' filmini yapmak üzere haber geldi. Filmi Adana'da onun babasının evininin olduğu Hürriyet Mahallesi'nde çektik. 2-3 gösterimden sonra yasaklandı ve sonra bir sansür süreci başladı. Sansüre uğrayıp yayınlandı. Yurt dışına çıkarılması yasaklandı. Ama filmi yurt dışına kaçırıp festivallere soktuk, ödüller aldık. Bu nedenle Yılmaz hakkında dava açıldı. Filmi kaçıran kişi olarak da ben gösterildim ve Türkiye'ye geri dönemedim. BÖylece yurt dışı hayatım başladı. 'Umut', Yılmaz'ın sinema hayatında nasıl bir gelişme içinde olduğunu gösteren bir filmdir. Anadolu'yla bütünleşmesidir. Daha sonra yaptığı 'Sürü' filminde de anlattığı Türkiye'nin hikayesidir. Yılmaz Güney'in hiç bir filminde, gösterilen gerçeğin dışında politik bir mesaj yoktur." "Sanat resmi, sanat müziği, sanat şiiri olmadığı gibi, sanat sinemasının da olmadığını" ifade eden Kurtiz, şunları kaydetti: "Bir 'sinema sanatı' vardır. Bütün sanat dallarını içerisinde barındırır. Bizim zamanımızda teknik imkanlar kısıtlıydı. Ama şimdi herkesin elinde birer kamera var. Merakınız varsa kullanın, film çekin. Her ne kadar Şahan Gökbakar'ın yaptığı filmler gibi popüler sinemayı beğenmiyor ve izlemiyor olsam da, siz gidin. Adana'daki Altınkoza gibi film festivallerinin amacı da bu olmalı. Festivaller sinemayı seyirciyle buluşturmalı." Daha sonra, ÇÜ Sinema Kolu tarafından Kurtiz ve Burçak Evren'e çiçek ve teşekkür plaketi verildi.