Yılmaz Özdil’den Mehmet Cengiz’e: Ölene kadar beni rüyanda göreceksin; bu milletin sana hakkını helal etmemesi için yaptığın her şeyi hatırlatacağım

Yılmaz Özdil’den Mehmet Cengiz’e: Ölene kadar beni rüyanda göreceksin; bu milletin sana hakkını helal etmemesi için yaptığın her şeyi hatırlatacağım

Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, kendisine 1 milyon liralık tazminat davası açan iş insanı Mehmet Cengiz'e seslenirken, "Allah sana uzun ömür versin ama benden önce ölürsen, mezarının başında olacağım, bu milletin sana hakkını helal etmemesi için yaptığın her şeyi bu millete hatırlatacağım. Ben senden önce ölürsem, seni Sırat köprüsünde bekleyeceğim Mehmet Cengiz. Şu anda sahip olduğun milyar dolarlarla, etrafındaki iktidar goygoycularıyla kendini çok güçlü zannediyor olabilirsin. Senin milyar dolarların mı güçlü, benim kalemim mi göreceğiz" ifadelerini kullandı.

TIKLAYIN - Mehmet Cengiz'den Yılmaz Özdil'e 1 milyon liralık dava

Sözcü'den Mert Öz'ün aktardığına göre; Özdil şunları söyledi:

“Hapse girmemizi isteyen var, canımızı isteyen var, Mehmet Cengiz de paramızı istedi. Geçmediğimiz köprünün, girmediğimiz tünelin parasını alıyorlardı şimdi de etmediğimiz hakaretin parasını istiyorlar. Çok tuhaf.

Neticede Mehmet Cengiz, gazetecilerle polemiğe giren bir siyasetçi değil, iş adamı. Köşe yazımızda yazılanlarda onların yalanlayacağı durumları varsa şirket yetkilileri ulaşır, yanlışsa düzeltilir. Netice alınamazsa tekzip veya tazminat yoluna gidilir. Doğalı budur.

Ama gördüğümüz kadarıyla Mehmet Cengiz, sırtını AKP'ye yaslamanın zahiri gücüyle, kendisini AKP davranışı göstermekte haklı bulmuş. Biz ceza davası açmış.

Özetle demek istiyor ki; ‘Sana öyle bir tazminat davası açarım ki bundan sonra benim hakkımda yazamazsın.’ Ben bunu köşemde yazdım.

Milletin orasına koyacağını söyleyen Mehmet Cengiz, bizim davada da bu lafıyla söz konusu olacak. Bunu daha önce bir AKP eski milletvekili dava etmişti ve bu lafı söylediğini kabul etmişti.

Milleti değil, rakibini kastettiğini söyleyerek ama neticede lafı söylediğini kabul ederek, aslında montaj denilen 17-25 tapelerinin doğru olduğunu kabul etti…

"Aslında Cengiz Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret ediyor"

‘Bana hakaret etti’ diye 1 milyon liralık tazminat davası açtı. Bir insanın Cumhurbaşkanlığı makamına aday gösterilmesi hakaret midir? Bunu mahkemede hakime soracağız.

Bir insanın Cumhurbaşkanlığa aday gösterilmesi, kişilik haklarına hakaret midir? Cumhurbaşkanlığı makamı böyle bir makam mıdır?

Ben aslında Mehmet Cengiz'in Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret ettiğini düşünüyorum. ‘Aday ol' diyoruz, sen hakaret ettin diyor. Aday olmak istemiyorsa olmasın, teklif var ısrar yok.

Mehmet Cengiz'in şirketi, bana herhangi bir başvuruda bulunmadan, direkt parayı silah gibi kullanarak beni dava etmiş.

Gazetecileri bu ebatta paralarla mahkemeye vermek, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı. Siz Türkiye'de ve dünyanın hiçbir yerinde gazetecileri astronomik rakamlarla mahkemeye veremezsiniz.

Madem Mehmet Cengiz bu işi kişiselleştirmiş, ona söyleyeceğim şudur: Yılmaz Özdil ile sen bunu kişiselleştirmişsin. Allah sana uzun ömür versin ama benden önce ölürsen, mezarının başında olacağım, bu milletin sana hakkını helal etmemesi için yaptığın her şeyi bu millete hatırlatacağım.

"Senden önce ölürsem seni bekleyeceğim"

Ben senden önce ölürsem, seni Sırat köprüsünde bekleyeceğim Mehmet Cengiz. Şu anda sahip olduğun milyar dolarlarla, etrafındaki iktidar goygoycularıyla kendini çok güçlü zannediyor olabilirsin. Senin milyar dolarların mı güçlü, benim kalemim mi göreceğiz.

Mehmet Cengiz, Allah sana uzun ömür versin, ölene kadar rüyanda beni göreceksin. Bir gazeteciyle, yazdığı yorumla ilgili bir konuyu kişiselleştirmenin ne demek olduğunu ben sana göstereceğim. Ölene kadar rüyanda beni göreceksin. Bundan sonrasını mahkemede göreceğiz.

"Bizi parayla, silahla korkutmaları mümkün değil"

Bizi parayla, silahla korkutmaları mümkün değil. Bizim arkamızda gazetemiz var. Ben buradan Burak Akbay'a kişisel olarak teşekkür ederim. Bu davayı duyar duymaz ilk telefon edenlerden biriydi.

Aynı zamanda İngiltere'den Amerika'ya Türkiye'nin hemen her şehrinden yüzlerce kişi ve kurumun, ‘Biz bu parayı ödemeye talibiz' diye bana başvuruları var. Onlara da ben yurttaş gazeteci olarak ayrıca teşekkür ederim.

İktidar gücünü, gazeteciye karşı ezme gücü olarak kullanmanın ne demek olduğunu Mehmet Cengiz anlayacak. Mehmet Cengiz'in paraları mı güçlü bizim kalemimiz mi, bunu hep beraber göreceğiz. Biz bu inançla gazeteciliğimize devam ediyoruz. Bu ülkenin mahkemeleri, Mehmet Cengiz'in maaşlı memuru değil.”

Yılmaz Özdil’in "Garanti” kazanan adayımı açıklıyorum başlıklı yazısı şöyle

Valla sizi bilmem, benim gönlümden geçen cumhurbaşkanı adayı belli.

Sözünün eri…

“Gör bak milletin orasına koyacağız” dedi, harbi harbi hakkını verdi.

Vaatlerini gerçekleştirme konusunda liyakat sahibi.

Particilik yapmıyor.

İttifak ayırmıyor.

Milleti komple kucaklıyor.

Köprüsünden geçmeyen Chp'liyi de kucaklıyor, havalimanına uçmayan Akp'liyi de kucaklıyor, otoyolunu görmeyen Hdp'liyi de kucaklıyor, yukarda Allah var, etnik kökenmiş, mezhepmiş filan, kimseyi ötekileştirmiyor, toplumsal eşitlik konusunda çok hassas davranıyor, daha bismillah sözleşmesini imzalarken memlekette kucaklamadık bir kişi bile bırakmayacağını “garanti” ediyor.

Her işinde garanti kazanıyor.

Seçimi de garanti kazanır.

Yasa mı lazım oldu, yasa çıkarılıyor, kararnameye mi ihtiyaç duydu, kararname çıkarılıyor, yönetmelik mi engel oldu, yönetmelik değiştiriliyor, vergi mi geldi, af çıkarılıyor.

E, bu kadar kırtasiyeye gerek var mı?

Atalım aracıları, verelim Resmi Gazete'yi, ne istiyorsa kendisi yazsın, daha pratik olmaz mı?

Madenine itiraz ediyorsun, polis gelip biber gazı sıkıyor.

Santralına itiraz ediyorsun, jandarma gelip copluyor.

Limanına itiraz ediyorsun, sahil güvenlik gelip kovalıyor.

Devletin güvenlik güçleri zaten emrine amade…

Devlete bağlı olacaklarına, direkt buna bağlı olsalar, biz vatandaşlar açısından değişen bir durum olmaz ama, devletin tüzel kişiliği açısından daha şık olmaz mı?

İstanbul havalimanını buna verdiler, Kuzey Marmara otoyolunu buna verdiler, Eti Bakır'ı verdiler, Seydişehir Alüminyum'u verdiler, Oymapınar barajını verdiler, Ankara-İstanbul hızlı trenini verdiler, İstanbul metrosunu verdiler, Samsun doğalgaz dağıtımını verdiler, Konya doğalgaz dağıtımını verdiler, Ilısu barajını verdiler, Adana Menge barajını verdiler, Adana Köprü barajını verdiler, Elazığ Beyhan barajını verdiler, Bingöl Kaleköy barajını verdiler, Artvin Yusufeli barajını verdiler, Trabzon Atasu barajını verdiler, Boğaziçi elektrik dağıtımı verdiler, Antalya, Burdur, Isparta elektrik dağıtımı verdiler, Konya, Aksaray, Niğde, Nevşehir, Karaman, Kırşehir elektrik dağıtımını verdiler, Sivas, Tokat, Yozgat elektrik dağıtımı verdiler, Çanakkale, Yalova, Balıkesir, Bursa elektrik dağıtımı verdiler, Ordu-Giresun havalimanını verdiler, Trabzon-Aşkale yolunu verdiler, Köstere-Gümüşhane yolunu verdiler, İstanbul-Şile-Ağva yolunu verdiler, Bingöl-Genç karayolunu verdiler, Mazıdağ fosfat işletmesini verdiler, Kastamonu Ilgaz tünelini verdiler, İstanbul Çamlıca tünelini verdiler, Rize Ovit tünelini verdiler, Trabzon Zigana tünelini verdiler, Ankara-Sivas demiryolu hattını verdiler, Palu-Muş demiryolu hattını verdiler, Bandırma-Bursa-Ayazma demiryolu hattını verdiler, Yerköy-Yozgat- Sivas demiryolu hattını verdiler, Gebze-Halkalı banliyö hattını verdiler, Alanya limanını verdiler, Hopa limanını verdiler, İnebolu limanını verdiler, Ereğli limanını verdiler, Giresun limanını verdiler, İyidere limanını verdiler, Akkuyu nükleer santralının yarısını Ruslara, yarısını buna verdiler, Akkuyu nükleer santralının limanını buna verdiler, Hüseyin Avni Paşa Köşkü'nü verdiler, Mardin Mazıdağ'da gübre tesisi kurmaya karar verdi, İnebolu limanıyla Mazıdağ gübre tesisini birbiriyle entegreymiş gibi gösterdi, halbuki Mazıdağ'la İnebolu arası teee 1081 kilometre, Mazıdağ'dan marşa basıyorsun, İnebolu'ya varman 15 saat sürüyor, devletten teşvik alabilmek için, vergiden muaf olmak için, bu iki adresi birbirine entegreymiş gibi gösterdi, kabul ettiler, Karabiga termik santralını verdiler, Rize-Artvin havalimanını buna verdiler.

Parça parça uğraştırmayalım…

Geriye kalanını toptan verelim.

Yolcu garantili olduk, halay çektik.

Araç garantili olduk, havayi fişek fırlattık.

Aynen bu kafayla devam edelim…

Seçmen garantili olalım, sen sağ ben selamet olalım.