Sözcü yazarı Yılmaz Özdil, AKP iktidarının öne çıkan söylemlerini derlediği yazısında 'bilindik' tavrıyla hükümeti eleştirdi. Yazar hükümetin iktidara geldiği süre boyunca ötekileştirdiği bir grup olduğunu, ve kendini de konumlandırdığı bu gruba son gelişmeler ışığında AKP tarafından politika değiştirilerek 'Hepimiz aynı gemideyiz' vurgusu yapıldığını ifade etti.
Doların tarinde görülmemiş bir rekora imza atarak hızla tırmandığı dönemde hükümetten gelen açıklamalar için Özdil, "Neticede ne oldu? Dolar tsunami oldu.Şimdi ne diyorlar? 'Hepimiz aynı gemideyiz' diyorlar! Titanic'in laf dinlemeyen, uyarılara kulak asmayan, bodoslama burnunun dikine gidip, hızını bile azaltmayan kaptanı, iş işten geçtikten sonra yolcuları güverteye toplamış…'Size bir iyi bir de kötü haberim var' demiş. 'Önce iyi haberi ver' demişler. '11 dalda Oscar alıyoruz' demiş!" diye yazdı.
Yazar Yılmaz Özdil'in "Hepimiz aynı gemide miyiz?" başlığıyla (15 Ağustos 2018) yayımlanan yazısı şöyle:
“Fetoculara devleti peşkeş çekiyorsunuz, yapmayın, fetocularla iş tutmayın, aynı menzile gidiyoruz diye bunların önünü açıyorsunuz, Atatürkçüleri yok edeceğim derken devleti mahvedeceksiniz, Cumhuriyet gemisinin rotasını çevirmeyin” diyorduk… “Artık eski Türkiye yok, bu ülke artık sizin değil, defolun” diyorlardı.
“Papa'nın heykeli önünde Avrupa anayasasına imza atıyorsunuz, yes be annem diye Kıbrıs'ı veriyorsunuz, kafamıza çuval geçiren ABD'nin bop eşbaşkanı oluyorsunuz, Irak halkını katleden Amerikan askerlerine dua ediyorsunuz, Kaddafi'yi sırtından hançerliyorsunuz, yapmayın, emperyalizme alet olmayın, bilmediğiniz sulara açılmayın, ulusalcıları boğacağım derken gemiyi karaya oturtacaksınız” diyorduk… “Türkiye artık elitlerin yönettiği, statükocuların yönettiği eski Türkiye değil, kendinize başka ülke bulun” diyorlardı.
“Cumhuriyetçilerin burnunu sürteyim derken İkinci Cumhuriyetçilerin sırtını sıvazlıyorsunuz, Pkk'yı tanık Tsk'yı sanık yapıyorsunuz, Türkiye bağırsaklarını temizliyor diyorsunuz, Pkk'yla masaya oturuyorsunuz, İngiliz kuklası Damat Ferit hükümetinin heyet-i nasıha'sı gibi akiller heyeti kuruyorsunuz, Barzani'yi onur konuğu yapıyorsunuz, yapmayın, kozmik odanın kapısını açarsanız, gemi su alır, denizin altındayken denizaltının kapağını açmış gibi oluruz” diyorduk… “Irkçı, faşist, soykırımcı, darbeci, postal yalayıcı” diyorlardı, “bu ülke artık bir avuç azınlığın milli iradeyi gasp ettiği eski Türkiye değil, artık mazi oldunuz, size katlanmak zorunda değiliz” diyorlardı.
“Hukuku guguk yapmayın, çağdaş eğitimi imamlaştırmayın, bireysel özgürlüklere müdahale etmeyin, bunlar sadece millete zarar vermekle kalmıyor, yurtdışındaki Türkiye algısına da zarar veriyor, medyayı parti broşürü haline getirmeyin, hiç olmazsa amiral gemisi'ni yandaş havuzunda filika yapmayın” diyorduk. “Beğenmeyen ülkeyi terketsin” diyorlardı. “Bu ülkeye ait değilsiniz” diyorlardı.
“Bize ait olmayan bir savaşa burnunuzu sokuyorsunuz, elalemin ülkesinde içsavaşı körüklüyorsunuz, yapmayın, karışmayın, sizin yüzünüzden yüzlerce evladımız Suriye topraklarında şehit oldu, sizin yüzünüzden dört milyon cahil cühela Suriyeli bize girdi, sınırları dingonun ahırına çevirdiniz, koskoca memleketi mülteci botuna çevirdiniz” diyorduk… “Siyonist uşakları İsrail'e gidin” diyorlardı.
“Gemicik almayın” diyorduk. “Milletin bankalarını fabrikalarını telefonlarını limanlarını satmayın, milletin kıçında don yokken bin yüz küsur odalı saray yapmayın, memleketi iğneden ipliğe ithalata bağlamayın, geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, yatmadığımız hastaneye, uçmadığımız havalimanına ödeme garantisi vermeyin, gemiyi alabora edeceksiniz” diyorduk… “Sen köprüyü kullanma, Boğaz'ı yüzerek geç” diyorlardı.
“Parlamenter sistemden vazgeçmeyin, tek adam rejimine geçmeyin, saraydan alınıp halka verilen egemenliğin kıymetini bilin, egemenliğinizi kendi ellerinizle götürüp saraya vermeyin” diyorduk… Bizzat Binali Yıldırım gevrek gevrek gülerek “ben denizciyim, iki kaptan gemiyi batırır, kaptanın tek olması lazım” diyordu.
Neticede ne oldu? Dolar tsunami oldu.
Şimdi ne diyorlar? “Hepimiz aynı gemideyiz” diyorlar!
Titanic'in laf dinlemeyen, uyarılara kulak asmayan, bodoslama burnunun dikine gidip, hızını bile azaltmayan kaptanı, iş işten geçtikten sonra yolcuları güverteye toplamış… “Size bir iyi bir de kötü haberim var” demiş. “Önce iyi haberi ver” demişler. “11 dalda Oscar alıyoruz” demiş!