301 maden işçisinin öldüğü madeni işleten Soma AŞ’nin devlete kömür diye sattığı öne sürülen taşların oluşturduğu dağlar Yırca köylülerinin geçim kaynağı oldu. Sayıştay denetçileri raporunda yer alan ancak Enerji Bakanı Taner Yıldız tarafından kömür diye alındığı yalanlanan taşlar, Soma Yırca köyünün sırtını yasladığı dağın eteklerinde 4 yeni dağ oluşturmuş durumda. Köylüler, elendikten sonra posa olarak atılan bu taşların arasından kömür ayıkladıklarını ve buradan topladıkları kömürü çuvalı 11 liradan satıp geçimlerine katkı sağladıklarını belirtiyor. Yırca köylüleri, bir parça kömür bulmak için 8 saat çalıştıklarını belirtiyor.
Hürriyet gazetesinden Banu Şen’in haberine göre, dev kamyonların bıraktığı atık kömürlerden ‘en büyük parçayı’ kapmak için birbirleriyle yarışan Yırca köylüleri, bir parça kömür bulmak için 8 saat çalıştıklarını anlatıyor. Yıllarca tütün ektikleri arazinin kül ve taş biriktirilen alan olduktan sonra tarım yapamadıklarından yakınan köylüler, zeytinlerinin kesildiğini tek çare atılan taşların arasından kömür topladıklarını söylüyor. Taşların arasında çuvalına atacağı bir parça kömürü gösteren Huriye Nallayıcı durumlarını şöyle anlatıyor: “Bak kızım şuncacık kömür için saatlerce taş ayıklıyoz. Biz de istemez miyiz soğukta evimizde sobamızın başına oturalım? Ne işimiz var bu soğukta 8 saat taş eşeleyelim? Günde 2-3 çuval ya çıkarırım ya çıkaramam. Bir çuval 50 kilo geliyor. Çuvalını yazın 8 lira kışın 11 liraya satarız. Biraz da kendimize ayırırız. Yazın tozu çekilmez kışın soğuğu. 301 can gitti bu kömür için biz de böyle yine zebil ziyanız şuncacık kömür için.”
Ateşin başında ısınmaya çalışan Metin Ağırbaş ise, “Bize kızan var. Atılan milli servetin geri dönüşü değil mi bu bir manada? Çiftçilik yapamıyoruz artık. Buradaki tarlalarımızda santral yapılınca kül ve taş atığı biriktirilmeye başlandı. Buraya yıllardır dağ gibi bu milli servet yatırılıyor. Biz de aralarından kömür ayıklıyoruz” diyor. Yırca Muhtarı Mustafa Akın ise “Buralar hep tütün tarlasıydı. Ancak Soma’nın kaderi gibi ya madene yerin altına gireceksin ya yerin üstünde yine kömürün kokusunu çekeceksin. Bizim de köyümüzün dibine bu santral yapıldı. Santralde ayıklanan kömürler bizim arkamızdaki bu dağın eteklerine biriktiriliyor yıllardır. Taş, kömür ve kül yığınından oluşan dağlar oluştu. Bundan10 sene önce burada kömür bulmaya çalışan iki köylümüz çıkan yangında öldü. Yazın rüzgarla birlikte buranın bütün tozunu da köyde soluyoruz” diye konuşuyor.
CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel ise yeni bir iddiada bulunarak şunları söyledi: “Hollanda, tamamen düz bir coğrafyaya sahip. Yurtdışından taş getirerek dağ yapıyorlar. En pahalı dağı oralar diye bilirdik. Anladık ki lavardan çıkan taşların döküldüğü köylülerin deyimiyle kömür dağı, dünyanın en pahalı dağı. İstanbul’da gökdelen yapabilen bir şirketin madeninde yıkama eleme tesisi yok. Taş ayıklama ve yıkamak için lavar tesisi yapmamış. O gökdelen parasıyla 50 lavar tesisi yapılır. Devletle yapılan rödovans anlaşmasının bizzat kendisi sorunlu. Tüvenan kömür üzerinden, belli bir kalori değer konularak yapılmış. Satılabilir kömür vereceksin dense olabilir ama bir buçuk milyonluk kömürü taşıyla birlikte alıyoruz. TKİ bu kömürü alıyor lavara kadar gidiyor, taşlar oraya kadar taşınıyor. Ulaştırma açısından da milli servet. İşin kötüsü faciadan sonra işçilerin ifadelerinde iki şey vardı. Anlaşmayı 2 bin 250 kalori kömür alacağız diye yaparsan 3 bin kalori çıkan iyi kömürü de taşla karıştırıp kalori değerini düşürüp satmaya çalışıyorlar. Bu iddia da Sayıştay raporundaki ifadelerde de doğrulanmış oldu.”