Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın üniversite giriş sınavlarının değiştirilmesi yönünde çalışmalarının olduğu açıklamasının ardından YÖK Başkanı Yekta Saraç, üniversiteye giriş sınavının değiştirildiğini duyurdu. Saraç, "Yeni düzenlemeyle sınavı, bir hafta sonunda başlayıp, bitirmeyi planlamaktayız. 18 puan türünde azaltmaya gidiyoruz. Temel olarak sayısal, sözel, eşit ağırlık puan türleri olacak. Türkçe ve matematik, sınavın merkezi olacak" dedi.
Üniversiteye sınavsız geçişin mümkün olmadığını söyleyen Saraç, "Sorular eskisi gibi MEB müfredatından sorulaca" diye konuştu.
2017-2018 Yükseköğretim Akademik Yılı Açılış Töreni'nde konuşan Saraç'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
YÖK Başkanı Yekta Saraç, "2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni"nde konuştu. Üniversiteye girişte yapılan düzenlemelere ilişkin Saraç şu ifadeleri kullandı: "Akademik yıldaki hedefimiz araştırma üniversiteleri başlığımızdır. Araştırma üniversitelerinde YÖK olarak verimli, gelişmelerimize katkı sağlayacak ortaklıklar olacaktır. Yükseköğretim dünyanın her yerinde dinamiktir. Dolayısıyla bu durum belirli zaman aralıklarınsa değişiklik zorunlu olmaktadır. Üniversiteye sınavsız geçiş mümkün olmamakla birlikte sınav stresini azaltacak daha yalın sistemin Türkiye’ye kazandırılmasının kaçınılmaz olduğu bir gerçek. Şu an uygulanan sistem iki aşamalı olarak gerçekleştirilmekte.
Şu andaki sisteme göre, ilki mart, ikincisi haziran ayında toplam 5 gün sürmektedir. Neredeyse 4 aya yayılan bu durum lise eğitimini olumsuz etkilemektedir. Yeni düzenleme ile sınavı bir hafta sonunda başlayıp bitirmeyi planlamaktayız
Diğer önemli bir değişiklik ise puan türlerinde gerçekleşecek. 18 puan türünde de azaltmaya gidiyoruz. Bunlar çok az sayıda adayın girdiği dil puanı dışında temel olarak sayısal, sözel ve eşit ağırlık puan türleri olacak. Fakat her bir puan türünde temel Türkçe ve temel matematiğin katkısı bulunacak. Yeni sistemde önemli bir değişiklik de Türkçe ve matematik bu sınavın merkezinde olacak.
Üniversite sınavları milyonlarca kişiyi etkilemektedir. Ailelerimiz ve öğrencilerimiz asla tedirgin olmasın endişeye kapılmasınlar. Sorular aynı eskisi gibi MEB müfredatından sorulacak. Öğrencilerimiz çalışma yöntemlerini değiştirmesinler sıkı sıkı derslerine sarılsınlar. Daha yalın, sade ve sistemli yönetilir hale getirmeyi hedefliyoruz."
Araştırma üniversiteleri
2017-2018 akademik yılı içinde öne çıkan başlığın, geçen yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önemini vurguladığı "Araştırma üniversiteleri" olduğunu dile getiren Saraç, "Araştırma üniversiteleri, akademinin, genç kuşakları, ülke kalkınmasına kazandırması sürecinde, Cumhuriyet tarihimizde gerçekleşen kazanımların daha ileriye taşınması hedefimizin temel fazıdır." şeklinde konuştu.
Saraç, şunları kaydetti:
"Bilim ve teknoloji alanında yönlendirici olan, bilim ve teknoloji ithal eden değil, bilim ve teknoloji merkezleri iken cazibe alanı haline gelen üniversiteler için sistemli ve kararlı adımlar atıyoruz. Bu üniversiteler ülkemizin dünyada bağımsız duruşunun, mazlumu koruma azminin ve dünyayı daha iyi bir yer kılma arzusunun mihenk taşı olacaktır. Bugün ilan edilecek, 10 araştırma üniversitesi ve motivasyon kaynağı olacak 5 aday araştırma üniversitesi, ülkemizin geleceği için önem taşıyan projenin ilk büyük adımdır."
Araştırma üniversitesi belirleme sürecinde 58 devlet üniversitesinin niyet beyanında bulunduğunu, ilk aşamada araştırma üniversiteleri kriterleri ile nesnel göstergelere göre puanların hesaplandığını aktaran Saraç, 25 üniversite belirlendiğini söyledi. İkinci aşamada ise başvuran kurumun "Araştırma Üniversitesi Olma Talebi Kapsamında Hazırlamış Olduğu Öz Değerlendirme Raporu"nun dikkate alındığını belirten Saraç, bu aşama sonunda da 19 üniversitenin tespit edildiğini anlattı. Saraç, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, TÜBİTAK, Kalite Kurulu, devlet ve vakıf üniversite temsilcilerinden oluşan bir jürinin, rektörlerin ve üniversitelerin üst yönetimi ile bir mülakat gerçekleştirdiğini ve süreci nihayetlendirdiğini dile getirdi.
Saraç, "araştırma üniversitesi" kavramına ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "Araştırma üniversitesi, misyonunu ve stratejik yol haritasını belirlemiş ve üniversitenin çalışma disiplinini bu plana uygun biçimde yürütebilen bir kurumdur. Bu süreçte üniversite, yalnızca araştırma başlığında mükemmeliyeti amaçlamaz, eğitim ve bilginin üretimi, aktarımı ve paylaşımında da en iyiyi hedefler. Üniversite öğretim üyesi ders dışında da araştırma faaliyetlerine öğrenci dahil ederek eğitimin kapsamını ve katkısını artırır."
Doktora eğitiminin önemine de vurgu yapan Saraç, "Daha iyiyi hedefliyorsak, dünya bilim tarihinde bir iddiayı sürdürüyorsak iyi bir doktora eğitimini, bu eğitimde çeşitliliği ve bilim üretiminde etkin üniversitelerin standartlarını uygulamak zorundayız." dedi. "Araştırma üniversiteleri" kavramının etkin inşasında beklenen performansın elde edilebilmesi için ihtiyaç duyulan kaynakların uygun destek programları ile sağlanması ve kaynakların en iyi şekilde yönetilmesinin, öncelikli olduğunu dile getiren Saraç, uluslararasılaşmanın ise bu noktada devreye giren en önemli politika olacağını söyledi. Saraç, son üç yılda yeni YÖK'ün bakan düzeyinde imzaladığı uluslararası mutabakat sayısının 32 yılda imzalanan mutabakat sayılarının neredeyse iki katı olduğunu belirterek, "Türkiye'de ilk defa uygulamaya koyduğumuz yeni bir konsept ile yabancı uyruklu öğrencilere burs verilmeye başlandı, artık YÖK olarak uluslararası araştırma projelerine imza atıyoruz, hedef ülkeler seçiyoruz, amaçlara yönelik anlaşmalar yapıyoruz. Bütün bu çalışmalar, ülkemizin dış alemde görünürlüğüne ve gücüne önemli katkılar sağlayacaktır." diye konuştu
"Yabancı uyruklu öğrenci sayısında gerileme yaşanacağına" yönelik değerlendirmeler olduğunu belirten Saraç, ellerindeki yeni verilere göre, geçen yıla oranla yabancı uyruklu öğrenci sayısında artış gerçekleştiğini kaydetti. "Ecdadımızın 'Marifet iltifata tabidir' sözünü hatırlayarak, bugün burada devletinin ve ülkesinin güçlü yarınlarına katkı sunacak olan çalışmaları ödüllendirmek istedik. Vereceğimiz ödüller aşk ile dolu olduğumuz vatanımız için çalışan akademinin her ferdinin kıymetini bildiğimizin sade bir nişanesidir." vurgusu yapan Saraç, YÖK Üstün Başarı Ödüllerinin, bireysel ve kurumsal olmak üzere iki ana başlık altında verildiğini dile getirdi. Saraç, bireysel dalda, fen ve mühendislik bilimleri, sağlık bilimleri, sosyal ve beşeri bilimler alanlarında verilecek "Yılın Doktora Tezi Ödülü"ne ilişkin değerlendirmenin, tezin bilimsel ve yenilikçi yönü, özgün olmasının yanı sıra tez sonuçlarının ekonomik, sosyal, kültürel ve diğer katkıları göz önüne alınarak yapıldığını söyledi.
YÖK olarak bu ödüllerde de bir yeniliğe gittiklerini kaydeden Saraç, hoca-talebe ilişkisine dikkat çekmek, bu konuya ehemmiyet verildiğini göstermek için, doktora öğrencisinin ve danışman hocasının birlikte ödüllendirilmesinin kararlaştırıldığını vurguladı.
Saraç, kurumsal alanda ise "Topluma Hizmet", "Uluslararası İş birliği", "Üniversite-Sanayi İş birliği" ile "Yerel Kalkınmaya Katkı" olmak üzere dört kategoride ödül verileceğini belirtti. Saraç, tüm ödüllerin diğer çalışmaları ve iş birliklerini teşvik etmesini diledi.
"Akademimiz hızla değişen dünyanın yaşadığı zorlukların aşılmasında, ülkemizin kalkınma yolundaki ciddi gayretlerine destek olma konusunda kararlıdır. Bu konuda da devletimizin tüm kurumlarına desteğe hazırız." ifadesini kullanan Saraç, sanayi ile iş birliğini geliştirme, insanlığın sorunlarına çözüm üretme, bilim ve teknolojinin sayılı merkezleri olma iddiasındaki üniversitelerin çoğaldığını görme temennisinde bulundu.