AKP Hükümeti, Milli Eğitim Teşkilat Yasa Tasarısı’nda yaptığı değişiklikle, YÖK Başkanı’na akademisyenlerle ilgili olarak disiplin cezası gerektiren tüm eylemleriyle ilgili doğrudan soruşturma açma yetkisi getirdiği belirtildi.
Akademisyen kökenli milletvekillerinin, yeniden seçilememeleri durumunda öğretim üyeliğine dönmesi durumunda mali ve sosyal ödemelerin yarı oranında yapılmasını öngören hüküm metinden çıkarıldı.
Cumhuriyet gazetesinden Emine Kaplan'ın haberine göre, yapılan değişiklikler şöyle:
Her konuda kınama: Akademisyenlere kınama cezası gerektiren eylemlere “Yekili makamların görevle ilgili bilgi ve belge istemini mazeretsiz olarak zamanında yerine getirmemek; araştırma ve deneylerde mevzuatın veya Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin ilgili araştırma ve deneylere dair hükümlerine aykırı çalışmalarda bulunmak, içeriği itibarıyla şiddet, terör ve nefret amaçlı bildiri, afiş, pankart, bant ve benzerlerini basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya bunları kurumların herhangi bir yerine asmak veya teşhir etmek; yükseköğretim kurumları içinde siyasi parti faaliyetinde bulunmak veya siyasi parti propagandası yapmak” da eklendi.
Boykota ‘ücret’ cezası: “Kamu hizmetlerinin yürütülmesini engellemek, boykot ve işgal eyleminde bulunmak, kanunların izin verdiği haller dışında siyasi partilere üye olmak”, kademe ilerlemesinin durdurulması veya birden fazla ücretten kesme cezası kapsamına alındı.
Terör gerekçesiyle meslekten men: Tasarıdaki, meslekten çıkarma cezasını gerektiren eylemler arasında bulunan “Bölücü amaçlarla veya terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek” hükmü “Terör niteliğinde eylemlerde bulunmak veya bu eylemleri desteklemek” biçiminde değiştirilerek kabul edildi.
YÖK başkanına geniş yetki: Yapılan değişiklikle, YÖK başkanı, aylıktan veya ücretten kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması, üniversite öğretim mesleğinden ve kamu görevinden çıkarma cezasını gerektiren tüm eylemlerle ilgili doğrudan soruşturma açabilecek.
Güneydoğu'da yaşanan sokağa çıkma yasakları ve çatışma ortamı neticesinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "müsveddeler" sözleriyle eleştirdiği Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi'nden en az 38 kişinin görevine son verilmişti. 11 Ocak'tan bu yana kamu üniversitelerinde en az 10 işten çıkarma, 5 istifa, 464 soruşturma, 27 uzaklaştırma, 153 ceza soruşturması, 33 gözaltı vakası ve 2 tutuklama vakası yaşanmıştı. Vakıf üniversitelerinde ise en az 22 işten çıkarma, 1 zorla emeklilik, 43 idari soruşturma gerçekleşmişti.