Ülker'in, Harvard’a bağışladığı 24 milyon dolarlık fonu kullanacak olan Prof. Gökhan Hotamışlıgil, “Türkiye’de bilim gelişmiyor çünkü akademik özgürlük yok” dedi. Harvard’ın dünyaca ünlü Genetik Hastalıklar Laboratuvarı’nı yöneten Hotamışlıgil, Türkiye’de kapıların nasıl kapandığını ise şöyle anlattı: “Bir özel üniversitenin mütevelli heyetine girmek istedim. YÖK, ilkokul diplomamı talep etti. Ülkede bürokrasi, hiyerarşi işte bu durumda.”
Harvard’ın AIDS’in kan yoluyla bulaştığını ispat eden fakültesi Genetik Hastalıklar Laboratuvarı’nı (Yeni adıyla Sabri Ülker Center) yöneten Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, Türkiye’deki yüksek öğretim sistemine sert eleştiriler yöneltti.
Taraf gazetesinden Cüneyt Oruç’un haberine göre, Ülker’in Harvard Üniversitesi Toplum Sağlığı Fakültesi’ne yaptığı 24 milyon dolarlık bağışı yönetecek olan Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil “Türkiye’de sorun para değil, bilimsel özerklik yok. ABD’de kimse atanırken, siyasi görüşüne bakılmaz” diyerek Türkiye’deki yüksek öğretim sistemini eleştirdi. 24 milyon doların neden Harvard’a bağışlandığını anlatan Prof. Dr. Hotamışlıgil, şöyle konuştu:
“ABD’de rektör atamalara karışmaz. Dekanlar, öğrenci ve öğretmenlerin oluşturduğu bir tarama komitesi tarafından belirlenir. Bu komiteye rektör katılabilir ama oy kullanma hakkı olmaz. Görevlendirmelerde, atamalarda asla siyasi/politik geçmişe bakılmaz, bu adam zamanında komünist parti üyesiymiş, solcuymuş bunlar sorgulanmaz, sadece meslekî yeterliliğine bakılır. En önemli konu bu işte; akademik özgürlük. Burada McCarthy döneminde solcu öğretim üyeleri işlerinden uzaklaştırılmış. İşte o dönemden sonra bir daha bunların yaşanmaması için bir kural getirilmiş. Bu kural da şu: Belli bir aşamaya geldiğinde artık atılamaz duruma geliyorsun. Ben üniversitenin rektörüyle siyasi olarak çok farklı bir noktada olabilirim ve onu şiddetle eleştirebilirim ama beni asla işten atamaz. Dolayısıyla bu bağışı kullanmada da tek yetkili ben olacağım. Ülker Ailesi bir Türk araştırmacı, yani bana güvendiği için bu parayı bağışladı.”
Türkiye’de GSYH’nin yüzde 2’sini AR-GE fonlarına ayıran bir yasa olduğunu söyleyen Prof. Dr. Hotamışlıgil, “Bu, tüm Avrupa ülkelerine göre çok yüksek bir oran. Eksik olan projenin ortaya çıkmıyor oluşu. Örneğin, bugün TÜBİTAK elindeki fonları kişisel araştırmalara aktaramıyor hâlâ. TÜBİTAK’ın elindeki fonlar şu anda taleplerle buluşamıyor. Türkiye’de bilimin gelişememesinin sorunu ekonomik değil. Türkiye’de bilimsel ekosistem oluşmuyor çünkü üniversite içinde bir hiyerarşinin parçası olarak çalışıyorlar. YÖK bir özel üniversitenin mütevelli heyetine girmek için 6 ay inceledi beni. Bir düşünün, ilkokul diplomamı istediler, yani bürokrasi, hiyerarşi bu durumda” diye konuştu.
Dünyanın en ünlü üniversitelerinden Harvard’a yaptığı 24 milyon dolarlık bağışla, “Neden Türkiye’de bir üniversiteye bağış yapmadı” eleştirilerine hedef olan Yıldız Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ali Ülker, “Burada bilimsel araştırmalar için daha liberal ve serbest bir ortam var. Türkiye’de bilim ve araştırma kültürü maalesef istenilen seviyede değil” diye konuştu. Ülker’in Türkiye’de de bir araştırma enstitüsü kurma girişiminde bulunduğunu belirten Ali Ülker, birçok engel çıkarıldığını söyledi. Ülker, “Ancak üniversite altında araştırma enstitüsü kurabilirsiniz dediler. YÖK onaylamalı. Sonra Bakanlar Kurulu kararı ile resmî gazetede ilan edilmesi gerekiyor dediler. Bu proje de şimdilik aklımızda duruyor” dedi.