Dernek ve vakıfları marketlerle buluşturan Fazla Gıda platformu, 7 ayda 42 derneğe ulaşarak 122 ton gıdayı 14 bin ihtiyaç sahibine ulaştırdı. TBMM Gıda Bankacılığı Alt Komisyonu da platformun Türkiye’de yaygınlaşması için harekete geçecek.
Milliyet'ten Önder Yılmaz'ın haberine göre TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesindeki Gıda Bankacılığı Alt Komisyonu’nda konuşan Fazla Gıda A.Ş. Temsilcisi Olcay Silahlı, ihtiyaç fazlası bulunan marketlerle, yoksullara yardım eden dernek/vakıf gibi yardım kuruluşlarını buluşturan bir platform kurduklarını ve 7 ay gibi kısa sürede 42 derneğe ulaşarak 122 ton gıdayı 14 bin ihtiyaç sahibine ulaştırdıklarını kaydetti. Gıda Bankacılığı Alt Komisyonu Başkanı Mihrimah Belma Satır, bu tür yardım kuruluşlarının yaygınlaştırmak, özellikle vergi ve faturalandırma engellerini kaldırmak amacıyla devletin yapacağı katkı için çalışma yürütüleceğini belirtti.
TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesindeki Gıda Bankacılığı Alt Komisyonu, gıda tüketimindeki israfı önlemek ve ihtiyaç sahibi üretim fazlası gıdanın ulaştırılması için harekete geçti. Bu amaçla Türkiye’de onlarca dernekle temas kuran ve dinleyen Komisyon’da, İTÜ İşletme Mühendisliği mezunu Olcay Silahlı adlı bir gencin Fazla Gıda A.Ş.’yi kurarak dünyadaki 9 sosyal yardım girişiminden biri haline getirmesi hayranlık uyandırdı. 7 ay gibi kısa sürede 14 bin ihtiyaç sahibine ulaşıp 122 ton gıdayı dağıtma başarısını gösteren Fazla Gıda’nın uyguladığı program dünyada başarılı 5. program oldu. Türkiye’de farkındalıklarının gün geçtikçe arttığını belirten Silahlı unları kaydetti:
"Dijital atık yönetim platformu oluşturduk. Özel şirketlerin davranış biçimini değiştirmeyi hedefledik. Eğer özel şirketler çöpe atmadan önce insana vermeyi sistemlerine entegre edebilirlerse düzenli olarak alınan gıda bağışı artacaktır mantığıyla yola çıktık.
Dünyada seçilen 9 tane sosyal girişimden birisi Fazla Gıda oldu. Aslında, dünya çapında ilk yedi ayda çok hızlı bir bilinirliğimiz oldu. Almanya, İngiltere, Gürcistan, Bulgaristan gibi ülkelerde şu anda projemize oldukça talep var.
Türkiye’de çok fazla finansal yardıma, sosyal yardıma kanalize oluyoruz. Harcadığımız bütçeyi aslında sistematik bir altyapı kurmak için harcasak gıda bankacılığını geliştirmek için, firmaların çıkardıkları israflarla çok daha fazla insana düzenli olarak gıda yardımı sağlayabiliriz.
Avrupa ülkelerinde atık vergileri yüksek. O nedenle çöpe atacağını yardıma yönlendiriyor. Türkiye’de çöp vergisi ödüyorum, çöpe atmak daha kolay anlayışı var. Yapılan yardımın vergiden düşürülmesine ilişkin avantajlar var batıda. Türkiye’de de özel vergi teşviği gerekiyor.
Türkiye’de 214 milyar lira atık var, yarısı ev, 100 milyar lira. 50 milyar lira gibi üretim sektöründe bir atıktan bahsediliyor ve yüzde 60’ı bunun kurtarılabilir atık. Yani 30 milyar lira gibi bir bağış potansiyeli var. Şu anda 2-3 milyon liralık bağışlardan bahsediyoruz.
Her geçen büyüyoruz. Şu ana kadar 42 tane gıda bankası dernek şu an platforma girdi zaten. 14 bin kişi ve 122 ton yardıma ulaştık. Şu anda yaklaşık 10-15 tane gıda bankası yardım almak istiyorlar. Bu ay İzmir, Antalya, Adana, Eskişehir, Bolu bölgelerine açmayı hedefliyoruz.
Gıda Bankacılığı Alt Komisonu Başkanı Mihrimah Belma Satır, Fazla Gıda’nın heyecan verici bir sistem kurduğunu belirtirken, Türkiye çapında yaygınlaştırılması için çalışma yapılacağını kaydetti. Vergi teşvikleri, faturalandırma gibi devletin atması gereken adımlar konusunda düzenlemelere ihtiyaç olduğunu vurgulayan Satır, “Kanun gıda, giyecek, yakacak gibi materyallere izin veriyor, bunun kapsamı genişletilip, bina, beyaz eşya, halı kırtasiye gibi materyaller de eklenmeli. Bunun için çalışmalar yapacağız” dedi.
Bu bir IP altyapısı oluşturuyoruz. Örneğin, Migros’un mağazası platformumuza ürününü ve ne zamana kadar alınabileceğini giriyor. Aynı platformu bütün gıda bankaları görüyor. İhtiyacı olan, alabilecek durumda olan başvuruyorlar. Sonra sistemin verdiği kodla gidip ürünü alıyorlar. Ürünleri aldınız, deponuza geldiniz, bizim platform size: Ürünleri teslim aldığınız belirtin, ürünleri kontrol edin. Teslim ettikten sonra sistem işi, merkezi muhasebe ekibine atıyor. Muhasebe faturayı gönderiyor, siz de faturayı görüyorsunuz. Bağış makbuzunuzu kesip, bunun da fotoğrafını çekip platforma yüklüyorsunuz.
Şu anki sistemimizdeki vergi teşviki, aslında, teşvik etmiyor, tam tersine çöpe atmaya teşvik ediyor. Bunun da sebebi, fire oranları uygulaması. Dünyada iadesiz çalışılır, bütün atık markette kalır, dolayısıyla bunlar da lokasyonlardan bağışa yönlendirilir. Türkiye’de her şey finansal fayda sebebiyle geri iade edildiği için, o süreçte atık oluyorlar. Dolayısıyla, fire oranının altında olanı da zaten kanunen kabul edip gider yapıyorlar ve KDV’den de mahsuplaşıyor. Ama, bağışta KDV istisna olduğu için, bağış yapmak finansal açıdan zararlı firmalar için."