Derin Yoksulluk Ağı, "Pandemi Döneminde Derin Yoksulluk ve Haklara Erişim Araştırması’nın" "Türkiye’de Çocuk Yoksulluğu" isimli bilgi notunu yayımladı. Düzenli geliri olmayan, günlük ve güvencesiz işlerde çalışan 103 haneyle yapılan görüşmeler sonucu elde edilen bilgiler Türkiye'de çocuk işçiliğin boyutlarını ortaya çıkardı.
Araştırmaya konu hanelerden toplanan bilgilere göre hanelerin yüzde 13’ünde çocukların çalıştığı görülüyor. Bu hanelerin yüzde 6’sında eve sadece çocukların gelir getirdiği ortaya çıkıyor.
Öte yandan derin yoksulluk koşulları altında yaşayan ailelerde çocuklar; kağıt, hurda toplayıcılığı, seyyar satıcılık ve tekstil işçiliği gibi ağır iş koşulları ve uzun çalışma saatlerine sahip alanlarda çalışıyorlar.
Raporda, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 2019'da hazırlanan "Çocuk İşgücü Araştırması"na göre 5-17 yaş arasındaki çocukların istihdam oranının yüzde 4,4 olarak kaydedildiği aktarıldı.
Yine aynı rapora göre çalışan çocukların yüzde 34,3’ünün eğitimine devam etmediğini gösteriyor. Çocukların, yüzde 30,1’i tarım sektöründe çalışırken, yüzde 23,7’si sanayi sektöründe, yüzde 45,5’i hizmet sektöründe çalışıyor.
Yoksulluk koşulları altında yaşayan 103 hanenin yüzde 57,8'inde çocukların uzaktan eğitime devam edemediği belirlendi.
Okula devam edemeyen çocukların yüzde 60'ının uzaktan eğitime katılabilecek teknolojik cihaza erişimi, yüzde 54'ünün internete erişimi bulunmuyor. Bu çocukların yüzde 45'ini takip eden bir yetişkin bulunmazken, yüzde 39'unun uzaktan eğitime erişim konusunda yeterli bilgisi bulunmuyor. Çocukların geriye kalan yüzde 7'si ise çalışmak zorunda olduğu için uzaktan eğitime devam edemedi.
Raporda söz konusu hanelerin yüzde 85'inin yeterli besine ulaşamadığı belirtildi. Ailelerin yüzde 74’ü bebek maması ve bezi almakta zorlanırken, yüzde 21’i hiç alamıyor.
Aileler 0-3 yaş çocuklarını hazır çorba, şekerli su, pirinç lapası gibi besin değeri bu yaş grubu için yeterli olmayan besinlerle beslemek zorunda kalıyor.
Hanelerin yüzde 38,7’sinde neredeyse her gün öğün atlanıyor. Görüşülen ailelerin yüzde 39’u pandemi döneminden önce de temiz içme suyuna erişemediğini söylerken, yüzde 49 pandemi döneminde içme suyuna erişemiyor.
Derin Yoksulluk ağının araştırmasına göre görüşülen hanelerde; ailelerin yüzde 41'i herhangi bir sağlık güvencesi bulunmadığı için ilaç masraflarını karşılayamazken, yüzde 34'ü ise sahip olduğu sağlık güvencesi ilaçlarını karşılamadığı için ilaçlarını temin edemiyor.
Bu hanelerde görüşülen kişilerin yüzde 18,6'sı sağlık hizmetleri hakkında yeterli bilgiye ulaşamadığı için, yüzde 7,2'si sağlık sistemi içinde ayrımcılığa maruz kaldığı için, yüzde 25,8'i ise sosyal güvencesi olmadığı için sağlık hizmetlerine erişemediğini belirtti.
Rapora göre hanelerin birçoğu çadırlarının veya barakalarının belediye ya da hükümet tarafından yıkılması, oturdukları evin kirasını ödeyememek, kirada oturulan evin kontratının yapılmamış olması gibi sebeplerle evsizlik kaybetme riskiyle karşı karşıya kalıyor.
Görüşme yapılan hanelerin yüzde 38,8'inin evini kaybetme riskiyle karşı karşıya olduğu ifade ediliyor.