Yükseköğretim Kurulu (YÖK), OHAL sonrası düzenlemeler içeren yasa teklifinde, YÖK’e üniversitelerden 3 yıl boyunca akademisyenlerin ihracı yetkisi veren 23. maddesine itiraz etti YÖK, atamalarında yetkili olunmayan akademik personelin ihraçlarının kendileri tarafından yapılmasının uygun olmadığını söyledi. Komisyon Başkanı, “Önemli bir görüş, ama şimdi, burada biz bu işi karıştırmaya başlarsak içinden çıkamayız” diyerek konuyu Meclis Genel Kurulu’na havale etti.
Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre, 23. Maddede Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Milli Savunma Bakanlığı, Sayıştay’da oluşturulacak komisyonlar aracılığıyla 3 yıl boyunca yargı kararı olmadan kamu görevinden ihracın önü açılıyor. Madde de yükseköğretim personelinin ihracı da düzenleniyor. Bununla ilgili bölümde şöyle deniliyor:
“2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununa tabi personel, Yükseköğretim Kurulu Başkanının teklifi üzerine Yükseköğretim Kurulunun kararıyla; yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarındaki 657 sayılı Kanuna tabi personel bakımından ise yükseköğretim kurumları ile yükseköğretim üst kuruluşlarının en üst yöneticisinin teklifi üzerine, yükseköğretim kurumlarında üniversite yönetim kurulunun, yükseköğretim üst kuruluşlarında ise Yükseköğretim Kurulunun kararıyla kamu görevinden çıkarılır.
CHP’li Alpay Antmen, kamu görevinden 3 yıl boyunca ihracı düzenleyen maddenin Anayasa’daki temel hak ve hürriyetlere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’yle öngörülen insan haklarına aykırı olduğunu söyledi, “Biz bu teklifi geçirdiğimiz ya da yarın Mecliste yasalaştırdığımız takdirde olağanüstü hâl kalkmış mı olacak, yoksa siyasi iktidar Büyük Millet Meclisini aracı kılarak, üç ayda bir uzattığı ve Meclise onaya gönderdiği olağanüstü hâli üç yıllığına onaysız bir şekilde hükme mi bağlatmış olacak?” diye sordu. CHP’li Turan Aydoğan da “Bir McCarthy dönemi başlatıyorsunuz, Türkiye’yi bir uçuruma sürüklüyorsunuz, hukuku katlediyorsunuz” dedi.
CHP Milletvekili Sibel Özdemir de, üniversitelerin özerk kamu tüzel kişiliği olan kurumlar olduğunu belirterek YÖK kararıyla akademik personelin ihracının nasıl düzenlendiğini, YÖK’ün bu konuda ne düşündüğünü sordu.
YÖK Başkanvekili Prof. Dr. Mehmet Safa Kapıcıoğlu, YÖK ihraçlarıyla ilgili madde bu şekilde yasalaştığı takdirde üniversite kadrolarındaki akademik personelin kamu görevinden çıkartılmasıyla ilgili işlemlerin sağlıklı bir şekilde tesis edilmesinin mümkün görülmediğini söyledi. Kapıcıoğlu bunun nedenini şöyle açıkladı:
“Üniversitelerimiz kamu tüzel kişiliğine haiz özerk kurumlardır, YÖK’e bağlı taşra teşkilatı değildirler. Üniversitelerimizde ilan edilecek akademik kadroların sayıları ve ilan şartları da üniversitelerce belirlenmektedir. B kadrolara başvuran adayları değerlendirecek jüri üyelerinin tespiti üniversitelerce belirlendiği gibi atanacak personelin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması da ilgili üniversite tarafından yapılmaktadır. Hatta son 703 sayılı KHK ve 2, 3 ve 10 numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamelerimizle rektör ve öğretim elemanı planlamalarında karar alma ve öğretim görevlileriyle araştırma görevlilerinin kadro ilanlarına ilişkin YÖK yetkisi de kaldırılmıştır. Özetle, atama sürecinde bütün işlemler üniversitelerimiz tarafından yapılıyor. Rektör ataması dâhil hiçbir atamada YÖK’ün dahli ve yetkisi yok. Atama sürecinde dahli ve yetkisi bulunmayan YÖK’ün öğretim elemanlarının kamu görevinin ihracında yetkili kılınması hem bu hiçbir bakanlığa ve bağlı olmayan kurumların bahsedildiği (10)’uncu bentle çelişiyor hem de bu iki yıllık süreç içerisinde uluslararası akademik platformda konuya ilişkin başta Başkanımız olmak üzere yapılan ve muhataplarca makul karşılanan işlemlerin üniversitelerde yerinde sürdürüldüğü konusunun, bu argümanın ortadan kalkacağı endişesi taşımaktayız ve bu ihraç kararlarının yerel ve uluslararası mahkemelerde savunulmasının da zorlaştıracağını düşünüyoruz. Yetkili olunmayan akademik personelin kamu görevinden ihraçlarının YÖK tarafından yapılmasının, YÖK marifetiyle yapılmasının uygun olmadığını değerlendiriyoruz.”
Komisyon Başkanı Hakkı Köylü, bunun önemli bir görüş olduğunu söyledi ama işi karıştırmamak için konuyu Genel Kurul’a bıraktı. Köylü şöyle konuştu:
“Önemli bir görüş hocam. Şimdi, burada biz bu işi karıştırmaya başlarsak içinden çıkamayız. Bunu değerlendirelim, arkadaşlar da değerlendirsinler, Genel Kuruldaki görüşmeler sırasında bir önergeyle gerekirse bu konuda bir değişiklik yapılabilir, bu mümkündür. Ben de görüşeyim arkadaşlarla, böyle bir çalışma yapılsın, iyi olur.”