Hollanda'da, Güvenlik ve Araştırma Konseyinin, THY'ye ait uçağın şubatta Schiphol Havaalanı'na inişi sırasında yaptığı kazadan hemen sonra, kurtarma işlemleri sürerken çalışmalarına başlaması tepkiye neden oldu. Kazadan sonra kurtarma ve yardım çalışmalarını koordine etmekle görevli Emniyet Amiri Ben van Mierlo, üst düzey polis memurlarının bağlı olduğu sendikanın (VMHP) aylık dergisinde yayımlanan yazısında, "THY uçağının düşmesinin ardından, daha cesetler uçaktan çıkarılmadan Araştırma Konseyinin kara kutuyu almak ve kazanın muhtemel nedenine ilişkin bir açıklama sunmak istemesinin, 'felaketten sonra felaket' olduğunu belirtti. "Kazadan sonra yardım ekiplerinin ve gazetecilerin olay yerine çok hızlı bir şekilde ulaştığını, ancak aynı anda ve aynı hızla Araştırma Konseyi yetkililerinin de geldiğini" ifade eden Van Mierlo, Araştırma Komisyonunu, "sahip olduğu güç ve yetkiyi kullanarak, kamuoyunun merakını gidermeye yönelik güç gösterisinde bulunmakla" suçladı. Van Mierlo, "bu tür felaketlerde birinci önceliğin, kaza kurbanlarına en profesyonel ve en hızlı şekilde ulaşarak, onlara yardım etmek olması gerektiğini, kaza nedeninin ortaya çıkarılması gibi diğer çalışmaların ikinci planda geldiğini" kaydetti. Van Mierlo, kendilerinin öncelikle kurbanlara en hızlı ve etkili yardımı sunmaya çalışırken, Araştırma Konseyinin olay yerinde çalışma yapmasının iletişim kopukluklarına yol açtığını belirtti. Bu arada Araştırma Konseyi Sözcüsü, yazıdaki eleştirilere yanıt vermek istemedi, her polis ya da yardım görevlisinin Araştırma Konseyinin yetkilerini bilemeyeceğini belirtmekle yetindi. 135 kişinin bulunduğu, İstanbul-Amsterdam seferini yapan Tekirdağ uçağı, Schiphol havaalanına inişe geçtiği sırada tarlaya düşmüş, kazada 9 kişi ölmüş, yaklaşık 100 kişi yaralanmıştı. Kazadan yaklaşık bir hafta sonra kara kutudan alınan ilk verilere dayanılarak yapılan açıklamada, uçağın hız yükseklik göstergelerinden birinde meydana gelen arızaya bağlı olarak hızla irtifa kaybederek düştüğü belirtilmişti.