'Yolsuzluk araştırmak KİK'in işi değil'

'Yolsuzluk araştırmak KİK'in işi değil'
Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hasan Gül, "Yolsuzluk araştırmak Kamu İhale Kurumu'nun işi değil" dedi. Kamu İhale Kurumu (KİK) Başkanı Hasan Gül, Kamu İhale Yasası'nda yapılan düzenlemeyle re'sen inceleme yetkisinin kaldırılmasını değerlendirirken, bunu kurumun yapısına uygun bulduğunu çünkü incelemeyi sadece dosya üzerinden yürütebildiklerini söyledi. Gül, "Ben müfettişlikten geldiğim için bilirim, her türlü yetkiniz var, aylarca inceliyorsunuz, yine kafanızda bir sürü şüphe var. Ben sadece dosyaya bakarak bulacağım, böyle bir sihirbazlık olmaz" dedi. Gül, gazetecilerle düzenlediği sohbet toplantında, Kamu İhale Yasası'nda son yapılan değişikliklere ilişkin bilgi verdi. Gül, neden değişikliğe ihtiyaç duyulduğunu anlatabilmek için önce kamu alımı tanımıyla konuşmasına başladı ve kamu satın alma süreci, doğru kamu alımı usulünün tespiti, kamu alımlarında yaşanan sorunlar hakkında basın mensuplarını bilgilendirdi. Bu çerçevede Gül, kamu alımlarının son dönemde artış gösterdiğini, bunun nedeninin kamunun geçmiş yıllarda kendi elemanları ve ekipmanlarıyla yaptığı işleri, özel sektörden almaya başlaması olduğunu kaydederek, 2007 yılında GSMH'nın yüzde 10'unu (85 milyar YTL) kadar kamu alımı yapıldığını belirtti. Gül, geçtiğimiz günlerde yayımlanan Başbakanlık genelgesine atıfta bulunarak, kamunun, ihalelerde her zaman tek amacının "uygun fiyatla" alım yapmak olmadığını kaydetti ve idarelerin çekingen yaklaştığı yerli istekliye yüzde 15'e varan fiyat avantajı yönteminin genelge çerçevesinde bundan sonra daha hassas uygulanacağını söyledi. Gül, bu uygulamayla, yabancılara açık bir ihalede, yabancı isteklinin örneğin 100 YTL teklif ettiği bir ortamda, yerli isteklinin 110 YTL teklifinin tercih edilebileceğini kaydetti. Doğru kamu alımının her zaman "açık teklif" usulü olmadığını, piyasanın yapısı, işin aciliyeti, alınacak tutarın belirleyici rol oynadığını anlatan Gül, halen bir kamu şirketi olmasa da THY'nın durumunu örnek göstererek, piyasada oluşan rekabet şartlarında "THY'ye ihale yapın demenin, iflas edin demekle aynı anlama geldiğini" kaydetti. Gül, Kamu İhale Yasası'ndan istisnalara değinirken bunun sıkça eleştirilere konu olduğunu, ancak son yıllarda istisnalar ve doğrudan alımlarda oransal düşüş gözlendiğini kaydetti. Gül, kamu alımları alanındaki sorunları aktarırken de ihalelerin genellikle yolsuzluk ve usulsüzlükle birlikte anıldığını belirterek, insanların bu algıya dayalı olarak "ben bu işe girmeyeyim" diye çekince gösterdiğini söyledi. Bu anlayışı değiştirmek gerektiğini dile getiren Gül, iyi işleyen bir sistemin "şeffaflık ve saydamlığa" dayandığını ifade etti. Kamu İhale Kanunu'nda yapmaya çalıştıkları değişikliklerin temel anlayışının "israf ve yolsuzluğu önlemek" olduğunu belirten Gül, bu noktada hangi yöntemin izleneceğinin tartışma konusu olduğunu söyledi. Gül, "Bu israf ve yolsuzlukların peşinden koşarak mı önlemek lazım yoksa bu israf ve yolsuzluklar hiç ortaya çıkmayacak bir takım mekanizmalar kurarak mı önlemek daha doğru olur, bunun yöntemi tartışmalı" dedi. Gül, kendisinin kişisel olarak yolsuzlukların peşinden koşmanın değil, önlemeye yönelik sistem oluşturmanın doğruluğuna inandığını kaydetti. Gül, bu mantık çerçevesinde, yasada yapılan değişiklikleri anlatırken, kurumun denetim anlayışında değişliğe gidildiğini, kurumun esas olarak yolsuzluk üretmeyen bir sistem oluşturmaya çalışacağını anlattı. "Artık, inceleme şikayetle sınırlı" Düzenlemeye göre kurumun incelemesinin şikayetle sınırlı olacağını, artık re'sen (kendiliğinden) inceleme yapmayacağını belirten Gül, konuyu örnekle şöyle açıkladı: "Re'sen inceleme denilen yöntem artık yok. Çıkış noktamız şikayet edilen husus, idare ona ne cevap vermiş ve bu şikayet edilen husus üzerinden diğer ihaleye katılanlara eşit muamele yapılmış mı, yapılmamış mı... Diyelim bir istekli, ihalede birinci olanın iş deneyim belgesi geçersiz diyor ve idareye başvuruyor. İdare, 'sen haksızsın onun belgesi geçerli' deyince Kamu İhale Kurumuna geliyor. Biz nasıl inceleyeceğiz; ihale üzerinde kalan kişinin iş deneyim belgesi geçerli mi, değil mi ona bakacağız. Diğer şikayete konu olmayan kişilerin de hepsinin iş deneyim belgesine bakacağız. İdare, şikayet edilen husus açısından ihaleye katılanlar arasında eşit muamele yapmış mı, yapmamış mı inceleyeceğiz." Bir gazetecinin, bir haber üzerine Hatay'da ortaya çıkarılan "Ali Dibo olayına" işaret ederek, "Böyle ihale yolsuzluğu haberlerini artık siz görmezden mi geleceksiniz?" sorusuna Gül, "Evet" karşılığını verdi. Gül, "Kamu İhale Kurumu yanlış bir şekilde, eskiden beri bir denetim birimi gibi algılanmış. Kamu İhale Kurumu denetim birimi değil, şikayetleri inceleyen, ihtilafları çözen bir birim" dedi. Gül, Kamu İhale Kurumunun bir denetim birimi olamayacağını, denetim birimlerinin idarelerin kendi içinde yapılandırıldığını ve ona göre yetkileri bulunduğunu kaydederek, "İddia şu; 'ihale kasıtlı olarak şu kişinin üzerine bırakıldı, suistimaller oldu'. İş, ihtilaf çözme mantığından uzaklaşıp, yolsuzluk araştırmasına döndüğü zaman Kamu İhale Kurumunun bunu çözmesi mümkün değil" diye konuştu. Kamu İhale Kurumu'nun olay mahaline gidemediğini, kimseye bir şey soramadığını, disiplin soruşturması isteyemediğini anlatan Gül, "Benim tek yaptığım şey, dosyaya bakıp yolsuzluk aramak. Şu ana kadar kim dosyada yolsuzluk bulmuş. Bulmuş derken bulunabilir istisnaen. Gerçekten yolsuzluk olsa bile dosyada, dosya üzerinden inceleme yaparak... Ben müfettişlikten geldiğim için bilirim, her türlü yetkiniz var, gidiyorsunuz aylarca inceliyorsunuz, yine kafanızda bir sürü şüphe var. Ben sadece dosyaya bakarak şey bulacağım, böyle bir sihirbazlık olmaz" dedi. "Kurum, denetim yapacaksa ilave yetki gerekir" Gül, denetimin Kamu İhale Kurumu'nca yapılması isteniyorsa kendilerine "ilave yetkiler verilmesi gerektiğini" ifade ederek, ülkede binlerce müfettiş bulunduğunu, kendilerinin 60 uzman, 30 uzman yardımcısı ile "bu iş çözemeyeceğini" kaydetti. Hatay'daki olayda da yaklaşık 6 ay boyunca 250 dosya incelediklerini ve Savcılığa 5 tanesini yolladıklarını belirten Gül, başka bir yetkileri bulunmadığını, dosya üzerinden tespit ettiklerini rapora bağlayıp ilgili idareye yolladıklarını anlattı. "Müfettişe güvenilmiyorsa bana niye güvenilsin" "Ben amacıma ulaşmış olmuş muyum? Ben diyorum ki bunu ben yapmayayım. Bunu müfettiş de inceleseydi, o da aynı sonuca ulaşacaktı zaten, benden farklı bir sonuca mı ulaşacaktı" diyen Gül, bir gazetecinin "Denetlenen kurum içinde çalışan müfettişlere ne kadar güvenebilirsiniz?" sorusuna da şu karşılığı verdi: "O zaman Türkiye Cumhuriyetinin kurumlarını sorgulamamız lazım. Bana niye güvenilsin, müfettişe güvenilmiyorsa. İşin o noktasına gelirsek bir yere ulaşamayız." Gül, daha sonra bu ülkede kamunun yetki verdiği herkesin güvenilir olduğunu kaydederek, "Başbakanlık teftiş kurulu, maliye teftiş kurulu, sağlık bakanlığı teftiş kurulu... niye güvenilmesin" dedi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) durumu örnek gösterilerek, Kamu İhale Kurumunun da benzer bir denetimi niçin üstlenemeyeceğinin sorulması üzerine de Gül, bankacılık alanında BDDK'dan başka denetim yetkisi bulunan olmadığını, KİK'in ise tüm kamuya hakim bir alanının bulunduğunu ve burada her idarenin kendi denetim elemanları bulunduğunu anlattı. Gül başka bir soru üzerine, Kamu İhale Kurumu'nun yolsuzluğu, yolsuzlukların peşinden koşarak önleme misyonu bulunmadığını, yolsuzlukların oluşmamasını sağlamayı hedeflediğini kaydetti. Gül, "Yoksa yolsuzlukların peşinden koşarak çözülmez. Türkiye'de 200 bin ihale yapılıyor yılda, kurum bunların kaç tanesinin peşinden koşabilir" dedi. Bu noktaya bakacak çok fazla kişi bulunduğunu, KİK'in bakmasının anlam taşımadığına inandığını belirten Gül, "Hem yetkim elverişli değil, hem benim sonuca ulaşmam için gerekli mekanizma yok, yapılanma yok" diye konuştu. Gül, başarıya ulaşmak için herkese bir işi değil, uzman olduğu işi yaptırmak gerektiğini söyledi. Gül, "Yolsuzluk artarsa sorumluluk hissetmeyecek misiniz?" şekildeki soruya karşılık da "yolsuzlukların artmayacağını, idealize ettikleri sistemin yolsuzluğun oluşmadığı bir sistem olduğunu" bildirdi. "Elektronik ortam..." Hasan Gül, ihalelerde yolsuzlukları, usulsüzlükleri çözecek esas uygulamanın elektronik ihale olduğunu belirterek, ihale sürecinde ilan, ihale dokümanının, tekliflerin hazırlanması, sunulması, değerlendirilmesi, ihalenin karara bağlanması, ihale sonuçlarının bildirilmesinin tamamının elektronik ortamda yapılması hedeflediklerini bildirdi. Yeni düzenlemeyle, KİK'in güçlü olması gereken bazı alanlarda "olağanüstü yetkiler" aldıklarını belirten Gül, bunlardan en önemlisinin "bundan böyle Kurul kararlarının yerindelik denetimine tabi tutulmayacak olması" olduğunu söyledi. Gül, bundan sonra kurumun gerekli görülen hallerde tarafları ve ilgilileri dinleyebileceğini, idarelerin kurul kararlarının gerektirdiği işlemleri ivedilikle yerine getireceğini, kuruma, aday ve isteklilerin yeterliliğinin tespitine ilişkin olarak sistem kurma veya kurdurma yetkisinin verildiğini anlattı. Aldıkları bu yetkiyle ihaleye katılan tüm isteklileri veri tabanına alıp, firmaların ellerindeki tüm iş deneyim belgelerini elektronik sisteme koyacaklarını belirten Gül, "Bizim amacımız asli görev alanlarımızla ilgili doğru dürüst çalışan hatalı karar vermeyen bir kurum olmak. İtibar çok dosyaya bakmakla kazanılmaz. Hatalı karar vermemekle itibarlı olunur" dedi. Gül, yeni düzenlemeyle şikayet süreçlerinde de kısaltmaya gidildiğini, şikayet sürecini disipline alan, kötüye kullanımları engelleyecek bir sistem kurduklarını belirtti. KİK Başkanı, "yeni düzenlemeyle ihaleden sonra bir itirazı dikkate almayacak mısınız?" şeklindeki soruya karşılık "şartname bir firmayı tarif ediyor" diyen bir şikayetin ihale yapılmadan önce gelmesini istediklerini söyledi. İhale yapılıp sonuçlandıktan sonra şikayette bulunmanın doğru bir yaklaşım olmadığını vurgulayan Gül, hata ihale ilanında ise ilan yayımlandıktan sonraki 10 gün içinde, doküman satın alınmış ve hata dokümandan kaynaklanıyorsa bu evrak alındıktan sonraki 10 gün içinde, ama her halükarda ihale tarihinden 3 iş günü öncesine kadar şikayette bulunulması gerektiğini bildirdi. Gül, "Bu sistemi 'nasıl doğru kurabilirime' bakmak gerekir. Bu sistemin de çözemeyeceği örnekler olabilir. Bizim ulaşmaya çalıştığımız şey şu; sıfır hata diye bir şey yok. Önemli olan en az problem üretecek en az hatayla çalışacak bir sistem kurmak" dedi. Hataların sözleşme imzalanmadan önce çözülmesini istediklerini anlatan Gül, "sözleşme öncesindeki safhayı iyi düzenleyelim çözülebilecek şeyleri çözelim" dediklerini söyledi. Gül, 122 güne kadar uzayabilen şikayet süreçlerini 50 güne indirdiklerini bildirdi. KİK Başkanı "isimsiz ihbarlarında bulunmak mümkün olacak mı" şeklindeki soruya karşılık da "Yok. Çünkü ihtilaf çözme mekanizmasına başvurabilmeniz için bir menfaatinizin haleldar olması lazım. Böyle bir şikayet Savcıya intikal edebilir ve Savcı gerekli görürse inceleme yapabilir" şeklinde yanıt verdi. Elektronik ihale Yolsuzlukları, usulsüzlükleri çözecek asıl uygulamanın elektronik ihale olacağını belirten Gül, ihale sürecinde ilan, ihale dokümanının, tekliflerin hazırlanması, sunulması, değerlendirilmesi, ihalenin karara bağlanması, ihale sonuçlarının bildirilmesinin tamamının elektronik ortamda yapılmasının hedeflendiğini bildirdi. Elektronik ortamda dinamik alım sistemi ve elektronik eksiltme gibi bir takım alım sistemlerinin işleyeceğini de belirten Gül, elektronik eksiltmenin kamu açısından en kolay tasarruf sağlayacak yöntem olacağını söyledi. Gül, bu yöntemde kamunun her hangi bir ihalede verilen teklifleri inceleyip "Ben bu teklifleri yeterli görmedim. Tekliflerinizde indirime gidin" diyebileceğini ve bu bildirimin ilgili kişiye kimsenin görmeyeceği şekilde elektronik ortamda yapılacağını anlattı. Tebligat esaslarının da yeniden düzenlendiğini ve elektronik ortamda yeni bir takım tebligat usullerinin de kullanılmasının mümkün hale geldiğini kaydeden Gül, bazı durumlarda da ilan sürelerinin kısaltıldığını bildirdi. Gül, şöyle devam etti: "İhalelerde yolsuzluk ve usulsüzlüğü önlemenin temeli saydamlığı sağlamaktan geçiyor. Yeni düzenlemeyle belki de hiçbir ülkede uygulaması olmayan bir adım attık. Artık Türkiye'de Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılan tüm ihaleler KİK'in internet sayfasında yayımlanacak. Şu anda belli tutarı aşan ihale ilanları ile ihale sonuç ilanları sayfamızda yayımlanıyor. Artık tutara bakılmaksızın tüm ihalelere ilişkin ihale ve sonuç ilanları kurumun internet sayfasında yer alacak. bu uygulama birkaç ay içinde hayata geçirilecek." Gül, elektronik eksiltmenin ne zaman uygulamaya gireceğinin sorulması üzerine de kanunun kendilerine sistem kurma yetkisi verdiğini, uygulamaların bir kısmının birkaç içinde hayata geçirileceğini tahmin ettiğini söyledi. Yeni düzenlemede pazarlık usulüyle ilgili değişiklikler yapıldığı yönündeki tartışmalarına da değinen Gül, pazarlık usulünün şartlarında ve parasal sınırlarında herhangi bir değişiklik yapılmadığını, isteklilerin yeterlilik belgeleriyle birlikte tekliflerini de vermeleri gibi bir düzenlemeye gittiklerini, bunu da süreci kısaltmak için yaptıklarını belirtti. AB'ye uyum KİK Başkanı Gül, "istisnalar konusu neden sık değişiyor. Yasanın bu haliyle AB'ye uyumda neden sıkıntı yaşıyoruz" şeklindeki soruya karşılık olarak da, "AB kanunlarında eşik değer denilen bazı rakamlar var. Eşik değer mal ve hizmet alımlarında bir kısım idareler için 162 bin euro, bir kısım idareler için de 249 bin euro. Yapım işleri için eşik değer ise 6 milyon 242 bin euro. AB direktifleri sadece bu eşik değeri geçen alımlar için uygulanır. Eğer alım bu eşik değerlerin altında kalıyorsa her ülke AB Kurucu Anlaşması'nın temel prensiplerini çiğnememek kaydıyla o alanı istediği gibi düzenleyebilir. Bizim kanunumuzda ise böyle bir eşik değer ayrımı yapılmamış. Biz de böyle bir yönteme geçmediğimiz sürece AB'deki istisnalarla bizim ülkemizdeki istisnalar aynı olamaz" dedi.