CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bu yolsuzluk operasyonu bu ülkenin en büyük operasyonudur. 4 bakan.. Arkadan gelecekler de var. İçlerinden bir iki tane temiz var. Tamamı kirli bunların. Karasınız, kirlisiniz siz. 4 Bakan hakkında isimler dolaşıyor. Bu bakanlar koşa koşa Ankara’ya geliyor. Tüm programlarını iptal ediyorlar ama görevlerini bırakmıyorlar. Sizin artık bu ülkeye hizmet etmeniz lazım, kendinize değil” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'daki Cam Piramit Sabancı Kongre ve Fuar Merkezi'nde düzenlenen aday tanıtım programında konuştu.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:
O diktatör o gençlerin üzerine TOMA’larla, biber gazlarıyla, coplarıyla gitti. Ödün vermedi gençlerimiz. Canlarını verdiler. Diktatöre diz çöktürdüler dünyanın önünde. O gençlerin alnından tek tek öpüyorum. O gençlerimiz bizim umudumuzdur, geleceğimizdir. Arap dünyası o gençlerimizi örnek alıyor. Demokrasimizin güvencesi bu gençlerimizdir.
Bu ülkede yoksuzluk var dedik. Dilimizde tüy bitti. Ama anlatamadık. Yeteri kadar anlatamadık. Ama bir operasyon yapıldı, tüm gerçekler ortaya çıktı. 2013’ün ikinci büyük olayı ayakkabı kutusu olayıdır. İktidara gelirken yolsuzluklarla mücadele edeceğiz demişlerdi. Bugün gelinen noktada gördük ki söylediklerinin tamamı yalanmış. Kul hakkı yiyenler bunlar. Operasyon olmuş Başbakan ‘çeteler var’ diyor. Kendisine ‘Bakanlar Kurulu’nu toplarsın, çete orada. Sen de orada baş lidersin’ çağrısı yaptım.
Yolsuzluk için şeytan üçgenine ihtiyaç var. Tepedeki insan, devleti yöneten insan temiz olacak. O temizse aşağıya doğru temizlik gider. Bunlar ülkeyi hortumcular vadisine ihtiyaç var. Adalet ve Kalkınma Partisi’ni sandığa gömmek hepimizin boynunun borcu olsun.
Bu yolsuzluk operasyonu bu ülkenin en büyük operasyonudur. 4 bakan.. Arkadan gelecekler de var. İçlerinden bir iki tane temiz var. Tamamı kirli bunların. Karasınız, kirlisiniz siz. 4 Bakan hakkında isimler dolaşıyor. Bu bakanlar koşa koşa Ankara’ya geliyor. Tüm programlarını iptal ediyorlar ama görevlerini bırakmıyorlar. Sizin artık bu ülkeye hizmet etmeniz lazım, kendinize değil
Şimdi polisleri görevden alıyorlar. Gelenler de temiz. Onlara da destek vereceğiz biz. Bakan’ın oğlunun evinde para sayma makinesi var. Ellerin temiz değil mi, neden sayamıyorsun? O kadar çok para var ki elleriyle sayamıyorlar. Bir Bakan’ın oğlunun yatak odasında bir değil, 6 değil. Yahu yetmiyor mu? Sadece Türkiye’nin değil dünyanın da en büyük yolsuzluk operasyonu. İlk kez bir Bakanlar Kurulu’nun içinde çete var. Ve o görev başında. Şimdi bunu dış mihraklar yaptı diyorlar. Ben buradan Erdoğan’a en basit soruyu soruyorum: O Bakan’ın oğlunun yatak odasına parayı, kasaları, para sayma makinesini dış mihraklar mı koydu? O zaman sen de o dış mihrakın bir parçasısın. Şimdi Sayıştay raporları TBMM’ye neden gelmiyor herhalde bütün dünya öğrendi.
Bakan oğluyla telefonda konuşurken "Telefonla konuşurken dikkatli ol, onları söyleme’ diyor. Ne demek ya? Ve sen hâlâ o koltukta oturuyorsun. Demokrasilerde güzel bir şey var. Halkın bilinçli olması. Ödediği vergilere sahip çıkması. Türkiye bir yol ayrımına geldi. Şimdi biz bir rejim mücadelesiyle karşı karşıyayız. Karşımızda tek parti devleti var. Herkesi ezmek istiyorlar. Geldiler, yolsuzlukların üzerine gitmek için değil kapatmak için mücadele ediyorlar.
Tüm vatanseverleri, ülkesini sevenleri, herkesin aşı işi olsun diyenleri, bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe yaşamayı özleyenleri hepsini ama hepsini CHP ’nin çatısı altında bekliyoruz. Biz halkın partisiyiz. Onun inancı böyleymiş, şunun inancı şöyleymiş diye bir şey olmaz. Seçimlere girerken ustalık dönemim diyordu. Yolsuzluğun, hırsızlığın ustası.. Senin ne menem bir usta olduğunu öğrendik. Ben yırtık ayakkabı ile siyasete girdim diyordu. Şimdi o yırtık ayakkabı kutusunun içinde milyonlarca dolar var. Çok mal haramsız olmaz derler.
Bunların rehberi şeytan. Ben söylemiyorum, Yunus Emre söylüyor. Şimdi ‘bu işi çeteler yapıyor’ diyorlar. Her birimiz para kazansak ne yaparız, o parayı götürür bankaya yatırırız. Alnımız açıktır. Biz halka hizmet etmek için yola çıktık, kendimize ve yandaşlarımıza hizmet etmek için değil. Helal paranın ayakkabı kutusunda işi yok. O haram paradır. Yakında kabinede revizyon yapacağız diyorlar. Araya bu 4 bakanı da ilave edecekler. Revizyon ne demek? 4 Bakan hakkında, oğulları hakkında iddialar var. Onların bir dakikada orada kalmaması lazım. Sadece bakanlıktan değil vekillikten de istifa etmeleri lazım. Polis ve savcı arkadaşlarıma sesleniyorum. İktidarın, zalimin polisi olmayın, halkın polisi olun. Sizin maaşınızı bu iktidar değil, bu ülkenin 76 milyonunun verdiği vergiler ödüyor. Eğer sen Erdoğan’ı dinleyip bu dosyaları kapatırsan iki elimiz yakanda olur ey polis kardeşim. Müslümanım diyorsan, temiz ahlaklıyım diyorsan o zaman zalimin polisi olmayacaksın. Arkadaşlarını görevden alabilirler. Ne olursa olsun sen onurunu, kimliğini, devletin çıkarını, demokrasiyi koruyacaksın. Savcı zalimin emir eri değildir. O savcılara sesleniyorum. Savcılar yürekli olun, dik durun, 76 milyon insan sizin arkanızdadır.
İstediğin kadar otur, yediğin zehir zıkkım olsun. İstediğin kadar otur. O 4 Bakana söylüyorum, 76 milyon insan sana hakkını helal edecek mi? İktidar olduğumuzda ilk yapacağımız iş ilk 4 ay içinde Siyasi Ahlak Yasası’nı çıkarmaktır. Ahlakta kimse elimize su dökemez.
Ben her zaman Erdoğan’dan daha fazla maaş aldım. O yırtık ayakkabı ile siyasete girdi. Benim durumum fena değildi. Vekil olduğumda mal beyanımın bir kopyasını internet siteme koydum. Çünkü alın terimle kazandığımdı. Hiç utanmadım. Temiz olduğunuzu söylüyorsunuz. Güzel. O 4 Bakan’ın mal varlığını siyasete girdiği gün ve şimdiki durumlarını kamuoyuna açıklasınlar. Siyaset zenginleşme aracı değil halk için çalışmaktır. Milyarları götürdünüz doymadınız mı hâlâ? Kefene cep yaptırıp içine dolar doldurup beni öyle gömün diyecekler. Bunların vasiyeti o olacak, göreceksiniz.
Baskı kuruyorlar polislerin, bürokratların, savcıların, medyanın üzerine. Yandaş medya başlıklar atıyor. Yahu bir yolsuzluğa bak kardeşim. Sizin hükümetten beslendiğinizi biliyorum. Kamu bankalarından beslenip size gazete aldırıldığını biliyorum. Sizin de yatacak yeriniz yok. Bu mağdur edebiyatına da son. Kim mağdur? Atama bekleyen öğretmen, işsiz genç mağdur… Türkiye’yi geziyorum, çalışıyorum. Her birimizin sorumluluğu var. Benim de sizin de… Beraber mücadele yapacağız.
İnancı ne olursa olsun benim başımın üstünde yeri var. Bana güvensinler. Kul hakkı yemem, yiyeni de affetmem. Temiz siyasetten, cumhuriyetten, demokrasiden, laik sistemden yanayım. Ülkemi de insanları da seviyorum. Hesap veremeyeceğim hiçbir şey yok. Hesap vermekten de onur duyarım.
Sizden verilen paraları alın. Haram para dağıtana, din edebiyatı yapana, inancınızı sömürene oy vermeyin. Bizim insanımız temiz siyaset, doğru siyaset istiyor.