'Yolsuzlukla mücadele etmeyen, basına sansür uygulayan ülke AB’ye giremez'

'Yolsuzlukla mücadele etmeyen, basına sansür uygulayan ülke AB’ye giremez'

Avrupa Parlamentosu Sosyalist kanadının lideri Gianni Pittella, AB’ye üyelik için temel şartların, "yolsuzlukla ve idari yozlaşmaya karşı mücadele ve tam şeffaflık olduğunu" söyledi. Pittella, 17-25 Aralık soruşturmalarının ortaya çıkardığı üst düzey yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak, “Yolsuzlukla mücadele sisteminin etkili şekilde hayata geçirilmediği hiçbir ülkenin AB’ye üye olmasına izin vermeyeceğiz.” dedi. Son bir yılda iktidarın hukuk sistemine yaptığı müdahaleleri eleştirerek, “Türkiye ivedilikle vatandaşlarının kendilerini tam olarak özgür hissettiği bir ülke haline gelmeli.” diye konuştu. Basın hürriyetinin AB’nin temellerinden olduğunu vurguladı, Ankara’ya tüm sansür girişimlerinden kaçınma çağrısı yaptı.

Zaman Gazetesi Brüksel Temsilcisi Selçuk Gültaşlı’ya konuşan Gianni Pittella, İslamcı terör ifadesine de karşı çıktı. İslam’ın barışçı özelliğine dikkat çekti. Bazı ‘köktendinci’lerin Batı’yı İslam’a karşı olmakla suçladıklarını, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin bu propagandaya panzehir olabileceğini söyledi. “Türkiye’yi Avrupa’ya tam üye kabul etmek, İslam’ın siyasî olarak araçsallaştırılmasına darbe vurabilir.” ifadesini kullandı.

Tam adıyla Sosyalist ve Demokratlar İlerici İttifakı (S&D) lideri Gianni Pittella, İslam dininin her zaman barış çağrısında bulunduğunu bildiğini, ‘İslamî cihat’ yaptığını iddia edenlerinse İslamî bir tavır içinde olmadıklarını vurgulayarak, İslamcı terör ifadesine karşı çıktı. Pittella, kendilerini ‘İslamcı’ olarak nitelendiren köktendincilerin Batı’yı İslam’a karşı olmakla suçladıklarını, Türkiye’nin AB’ye üyeliğinin bu propagandaya panzehir olabileceğini söyledi. “Türkiye’yi Avrupa’ya tam üye olarak kabul etmek, İslam’ın siyasî olarak araçsallaştırılmasına bir darbe vurabilir.” dedi.

Türkiye’yi ziyaretinden oldukça olumlu intibalarla döndüğünü ifade eden İtalyan siyasetçi, temel haklara ilişkin geriye gidişle ilgili eleştirel konuştu. Türk yetkililere çağrı yapan Pittella, “Size yardım etmemiz için bize yardım edin.” dedi. Temel hak ve hürriyetlere ilişkin sorunların müzakere edilmesi için hukukun üstünlüğü ve demokratik kriterleri ele alan 23. ve 24. fasılların bir an evvel açılmasını talep ettiklerini hatırlattı. Her iki fasıl da Rumlar tarafından tek yanlı olarak bloke ediliyor. Türkiye’deki demokratik sorunları sık sık gündeme getiren AB, bu konularla ilgili fasılları açmadığı için Ankara’ya yönelik ‘ikiyüzlü’ davranmakla itham ediliyor. Pittella’nın lideri olduğu S&D ise Türkiye’nin AB üyeliğine uzun süredir destek veriyor. 751 sandalyeli AP’de Sosyalistlerin 191 milletvekili bulunuyor.  

Söz konusu temel hak ve hürriyetler olduğunda her seferinde AB’ye katılım koşullarına işaret eden Pittella’nın sözleri Türkiye’nin tam üyelik için yapması gerekenleri de ortaya koydu. Gültaşlı’nın yolsuzlukla mücadele, kuvvetler ayrılığı, yargı bağımsızlığı ve basın hürriyetleri konularında yorumlar istediği İtalyan lider, eleştirel tonunu koruyarak Ankara’ya net mesajlar iletti.

Pittella’nın, dün akşam(17 Kasım 2014) yayınlanan Avrupa Masası’nda dile getirdiği görüşlerinden bazıları şöyle:

 

‘Özgür basın şart’

 

“Basın sorununun çözülmesi, Türkiye ile üyelik müzakerelerine devam etmemiz için ana şarttır. Bilgi edinme özgürlüğü, medyada çoğulculuk ve azınlık haklarına saygı, kadına şiddet ile mücadele, işçilere eşit fırsatlar, siyasete katılım konusunda herkese eşit fırsat sunulması, bütün bu konular Avrupa’nın gerçek DNA’sını oluşturuyor. Eğer bir ülkede bu değerler yoksa ya da bu değerlere yeteri kadar saygı duyulmuyorsa, o ülke AB’ye giremez. Bu mümkün değildir.”

 

‘Yolsuzlukla savaşmayan, üye olamaz’

 

“Yolsuzlukla ve idarenin yozlaşmasına karşı mücadele, hesap verebilir bir idarî sistem ve tam şeffaflık için mücadele… Bunlar AB’ye üyelik için temel şartlar. Yolsuzlukla mücadele sisteminin etkili şekilde hayata geçirilmediği hiçbir ülkenin üye olmasına izin vermeyeceğiz. Yolsuzlukla mücadele sisteminin ülkenin ahlakını ve ahlakî standartlarını zayıflatacak, yıkacak idarî davranışlarla mücadele edebileceği imkânlara sahip olması gerekir.”

 

‘Yargı tam bağımsız olmalı’

 

“Son aylarda yapılan yargıdaki kanunî değişikliklerin yargıdaki bağımsızlığı, hakim ve savcılardan Adalet Bakanı’na doğru kaydırdığını düşünüyorum. Yargı tam bağımsız olmalıdır ki demokratik ülkeler sağlıklı bir denge-fren sistemine kavuşabilsin. Denge ve fren sistemi, bir demokrasinin hem gıdası hem de yakıtıdır… Hem biz Sosyalistler hem de Avrupa için yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, basın özgürlüğü ve bilgi edinme hakkı esastır, temeldir. Bu temel şartları haiz olmayan hiçbir Avrupa ülkesi AB üyesi olarak kalamaz. Bu mümkün değil. Dolayısıyla Türkiye bu standartların ülkede mevcut olduğunu teminat altına almalı. Türkiye öncelikle ve ivedilikle vatandaşlarının kendilerini tam olarak özgür hissettiği bir ülke haline gelmeli.”

 

Doğan Akın: Davutoğlu'na, dünyaya söz verdiği 'yolsuzlukla mücadele' için reddedemeyeceği bir öneri