T24 - ‘Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ filminin yönetmeni 55 yaşındaki Ahmet Uluçay, tedavi gördüğü İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. Uluçay için bugün (1 Aralık 2009) Beyoğlu Sineması'nda bir tören düzenlendi. Törende, yönetmenin sinemacılığını anlattığı sinevizyon gösterimi yapıldı.
Yönetmen Ahmet Uluçay, beynindeki tümör ve zatürree hastalığı nedeniyle yaklaşık 2 aydır tedavi gördüğü Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde dün (20 Kasım 2009) yaşamını yitirdi. Uluçay için bugün (1 Aralık 2009) saat 11.00'de İstanbul Beyoğlu'ndaki Beyoğlu Sineması önünde tören düzenlendi.
Törende konuşan yönetmen Ezel Akay, Uluçay'ın zor şartlarda sinema ile uğraştığını belirterek, "Biraz garip gelecektir, ama ben Ahmet'i Türkiye'deki modern sinemanın en önemli önderlerinden biri olarak görüyorum. Kısa filmlerinde yaptığı şeyler hiç klasik olmayan sinemanın örnekleri aslında" diye konuştu.
Akay, son 3 yılda ilk filmlerini çeken birçok genç yönetmenin Uluçay'ın hikayelerinden ilham ve cesaret olarak işe başladıklarını ifade etti. Uluçay'ın ilginç üsluplar denediğini vurgulayan Akay, "Biz onu bedenen kaybettik ama kazandık diye düşünüyorum. Çok ilginç bir kazanımı oldu Türk sinemasının Ahmet sayesinde. Kısa filmleri biraz daha dikkatle incelendiğinde en azından Türkiye'de hiç denenmemiş araçların ve duyguların bir araya geldiğini görüyoruz" dedi. Akay, Uluçay'ın tamamlayamadığı "Bozkırda Deniz Kabuğu" filminin seyirciye ulaştırılabilmesi için filmin yapımcısından bilgi alıp gerekli çalışmaların yapılması gerektiğini belirterek, şunları kaydetti: "Ben arzu da duyuyorum. Eminim birçok yönetmen arkadaşım da bu konuyla ilgilenmek isteyecektir. Yarım kalan 'Bozkırda Deniz Kabuğu' filmi ile ilgili yapılabilecek bir şey varsa bu konuda örgütlenelim. Hem sinema, hem de Ahmet için çok değerli bir final, katkı olacaktır diye düşünüyorum." Yönetmenler kuşağı...Yönetmen Mustafa Altıoklar da 1990'lı yıllarda kendisi, Yeşim Ustaoğlu, Reha Erdem, Nuri Bilge Ceylan ve kendilerinden sonra Yüksel Aksu gibi isimlerin yer aldığı bir "yönetmenler kuşağı" oluştuğunu anlatarak, "Ahmet Uluçay da o döneme damgasını vurmuş kısa metrajcı arkadaşlarımızdan biriydi" dedi. Altıoklar, sözlerini şöyle sürdürdü: "O günlerden bugünlere birlikte yürüdük. Biz şehir çocukları hep şikayet ettik. Ahmet, Kütahya'nın bir köyünde hiç şikayetsiz çok değerli eserler bırakarak göçtü gitti. Yarım kalmış bir projesi söz konusu. Ahmet Uluçay bizim Film Yönetmenleri Derneği'nin onur üyesiydi. Onun bu yarım kalan işinin tamamlanması için dernek, onur üyesinin bu kadar onurlu bir işini üstlenmekten onur duyacaktır. Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum." Yönetmen Reis Çelik de bazı insanları tarif etmenin zor olduğunu, Uluçay'ın da bunlardan biri olduğunu söyledi. Çelik, "Çok şey söylemeye gerek yok. Ahmet Uluçay sinemamızın Aşık Veysel'i, Nasreddin Hocası, Pir Sultan Abdal'ı. Öyle geldi, öyle gidiyor. O, bozkırda küçük bir sinema ampulü yakmıştır. O, ülkemizin sinemasında sonsuza kadar hiç sönmeden yanacak kadar güçlü bir ışık yakmıştır" diye konuştu. Senarist ve yönetmen Safa Önal da Uluçay'ın karşısında eğilmeyi hak eden biri olduğunu söyledi. Önal, "Ankara Sinema Günleri"nde jüri üyesi olduğunu ve orada "Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak" filmini izleme şansını bulduğunu anlatarak, bütün seyirciler ve jüri üyeleri gibi büyük bir şaşkınlık ve hayranlık duyduğunu dile getirdi. 'Hem zanaatkar hem sanatçı'Yönetmen Yeşim Ustaoğlu, Uluçay'ın sohbetlerine katılmanın bir ayrıcalık olduğunu ifade ederek, "Son günlerinde dahi bizleri şaşırttı. Dün hala döneceğini düşündük. Uzun bir mücadele verdi. Her şeyden önce söylemek istediğim o inanılmaz bir baba, bir eşti" dedi. Ustaoğlu, Uluçay'ın eşinin ve kızının törene katılamadığını bildirdi. Yönetmen Pelin Esmer de Uluçay'ın çok özel bir sinemacı olduğunu belirterek, şöyle devam etti: "Yıllar önce Yavuz Özkan'ın sinema atölyesinde öğrenciyken oraya kısa filmlerini alıp gelmişti. Kara kara bu işi nasıl becereceğiz, sinemayı nasıl yapacağız diye düşünürken kısa filmlerini hayranlık ve şaşkınlıkla izlemiştik. O filmleri izledikten sonra bu işin o kadar imkansız olmadığına dair bir inanç verdi bana. Kendi adıma çok teşekkür ederim." Esmer, Uluçay'ın Türk sineması için çok önemli bir yaratıcı ve üretici olduğunu vurgulayarak, "Hem zanaatkar, hem sanatçıydı. Yarım kalan filminin tamamlanması için ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Yarım kalmayacak ve vizyona çıkacaktır" diye konuştu. Şişli Kaymakamı Mehmet Öklü de Uluçay'ı yıllar önce Kastamonu'da bir şairler şöleninde gördüğünü anlatarak, "Uluçay'ın şiirleri de var. Sanıyorum onlar yakınları tarafından toplanacak ve kitap halinde yayımlanacaktır. Sineması da üniversitelerde okutulacak kadar derin. Böyle bir sinema konsepti armağan ettiği için ona teşekkür ediyorum" dedi. 'Filminin tek karesinde oynamak için...'Uluçay'ın oğlu İdris Uluçay da babasını değil, yakın arkadaşını kaybettiğini dile getirerek, "Bazen hastalığı için kaygılanırdım. Bana 'Hayır, daha anlatacak yüzlerce hikayem var, onları anlatmadan bir yere gitmem' derdi, ama sözünü tutmadı" diye konuştu. Kardeşi Kamil Uluçay ise ağabeyinin sağlık durumundan bahsedilmesini istemediğini belirterek, hastalığı kabul etmediğini söyledi. Uluçay, ağabeyinin küçüklüğünden beri sinema hevesi olduğunu dile getirerek, aynı zamanda roman da yazdığını kaydetti. Tiyatro sanatçısı Sumru Yavrucuk da Uluçay'ın dünyanın en basit hikayelerinden başyapıtlar ortaya çıkardığını belirtti. Yavrucuk, çok üzgün olduğunu ifade ederek, "O tekti, o teki kaybettik. Onun filminin tek karesinde yer almak için her şeyi verirdim" diye konuştu. Bazı sevenlerinin gözyaşlarını tutamadığı törende, Uluçay ile ilgili paylaşılan bazı anılar da salondakileri zaman zaman güldürdü.
Ahmet Uluçay'ın cenazesi, yarın (2 Aralık 2009) ikindi namazının ardından doğum yeri olanKütahya'nın Tavşanlı İlçesi'ne bağlı Tepecik Beldesi'nde toprağaverilecek.
Ahmet Uluçay kimdir?
1954 yılında Kütahya’nın Tavşanlı ilçesi Tepecik köyünde doğdu. İlk olarak 1960 yılında, ilkokuldayken köye gelen bir seyyar sinemacı sayesinde beyaz perdeyle tanıştı. Çocukluğundan başlayarak gittikçe büyüyen bir tutkunun başlangıcı kaçınılmaz oldu sonra. İsmail Mutlu isimli bir arkadaşıyla birlikte 12 yaşında sinema makinası yapmak için işe koyuldu. Üç yıllık uğraştan sonra bir ahırda köylülere film göstermeye başladılar. Sinema çöplüklerinden film toplayıp, kareleri birbirine ekler, birkaç saniyelik görüntüler elde ederek köyün bir ahırında dağları, deniz ve ormanı seyrederlerdi.
Ailesi bu tutkusunun önüne geçmek istemiş. Gerekçeleri; “Sinema ve resim gibi işler zengin çocukların işidir.” Ama o dönem kamyon muavinliği ve inşaat işçiliği yapan Ahmet Uluçay`ı vazgeçirmek mümkün olmamış. Almanya`da çalışan işçi bir köylüleri bir kamera getirmiş. Kötü bir kamera tabii. Fakat, köyde tavukçulukla uğraşan İsmail Mutlu ve bir maden işletmesinde işçi olarak çalışan Şerif Akarsu ile hemen işe koyulmuşlar. “Tepecik Köyü Arkadaş Sinema Grubu”nu kurmuşlar. İlk filmleri için kolları sıvadıklarında, kameranın aküsü olmadığı için sadece elektrik olan yerlerde çalışabilmişler. Ama sonuç olarak 1992 yılında ilk filmleri Optik Düşler ortaya çıkmış.
İsmail ile birlikte filmi Anadolu Üniversitesi`ne bağlı sinema bölümüne götüren Uluçay ilk gösterimini şöyle anlatır: “Bizi dekana çıkardılar. Dekan Prof. Dr. Dursun Gökdağ bizi görünce ve dinleyince şaşırdı. Herhalde köy düğünü çekip getirdiğimizi düşündü. Ama yine de salonu hazırlattı. Filmi seyrettikten sonra şaşkınlığını gizleyemedi. Filmi İsmail kurguluyordu. Eğer sinemaya devam etseydi bu gün en iyi görüntü yönetmenlerinden biri olurdu.”
İlk kez 1994 yılında 6. Ankara Uluslararası Film Festivaline katılarak belgesel filmi Optik Düşler ve kısa film Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak isimli yapıtlarıyla tanınan Ahmet Uluçay 11 filmiyle 22 ödül kazandı. 2004 yılında vizyona giren, 2001 yapımı ilk uzun metraj filmi olan Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak’ı kendi köyünde ve köyünden insanlarla, müthiş bir dille çekti. Yurt içinden ve dışından topladığı birçok ödül, bu büyük yapıt için az gelecek kadar.
Yönetmenin filmografisi
Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak – 2001 Eylül
Yönetmenliğini yaptığı belgesel filmler
Optik Düşler – 1993
Bizim Köyün Orta Yeri Sinema – 1995
Bizim Köyde Bayram Sabahı – 1998
Yönetmenliğini yaptığı kısa filmler
Koltuk Değneklerinden Kanat Yapmak – 1994
Minyatür Kozmosta Rüya – 1995
İnci Denizin Dibinde – 1996
Epilectic Film – 1998
Uzun Metrajın Resmi – 1999
Exorcist – 2000
Kaza – 2007