Yorum: Almanya siber güç değil

Yorum: Almanya siber güç değil

Günde ortalama 3 bin 500 siber saldırı, tank ve jetlerin dünyasında ülkeyi savunmak zorunda kalmayan Alman silahlı kuvvetlerini ‘savaşın' yepyeni bir boyutuyla tanıştırdı. Gerçi internet üzerinden yapılan saldırıların çoğu zararsız çıkıyor. Ama aralarında ciddiye alınması gerekenler de bulunuyor. Son derece tehlikeli sayılan siber saldırıların orduya muazzam zararlar verdirebileceği kesin.

Son derece gizli askeri sırları, ya da siber saldırganın kontrolü ele geçirebileceği silah sistemlerini düşünmek yeter. Bir yurtdışı misyonunda harekât planlarının hackerlerin eline geçmesi askerleri hayati tehlikeye atabileceği gibi orduyu hedef alan siber saldırılar Almanya'nın milli güvenliği üzerinde de giderilmesi mümkün olmayan etkiler yaratabilir.

Tercih edilen işveren olabilmek

Almanya durumun ciddiyetini kavradı, ancak probleme henüz çözüm bulunabilmiş değil. Tabii orduda da askeri iletişim ağlarını denetleyen uzmanlaşmış kadrolar var. Ama sayıları yeterli değil. Siber saldırılarla baş edebilecek kapasitede eleman bulmak zor. Aynı zamanda silahlı kuvvetlerin ödediği ücret özel şirketlerdekinden daha az ve dijitalleşmeye savunma bakanlığının öncülük ettiği de söylenemez. Eğitim merkezlerinde ortaya çıkarılan skandallar da orduya zarar veriyor. Bu ortam kadar ordunun enformasyon ve telekomünikasyon branşındaki hızlı gelişmeyi geriden takip etmesi de programcı genç yetenekleri caydırıyor.

Savunma bakanlığı ayrı dünyalarda olunduğunun farkında. Bu nedenle ‘siber saldırılarla mücadele merkezi' kurarak aradaki farkı kapatmaya çalıyor. Ordunun siber teknoloji birikimi bu merkezde birleştirilecek. Bazı ülkeler bu adımı çok daha önce atmıştı. Aynı zamanda Münih'teki silahlı kuvvetler akademisinde uzman eleman da yetiştirilecek.

Zihniyet değişikliği şart

Yapılan hamlelerin meyve vermesi uzun zaman alacak. Silahlı kuvvetlerin dijital teknoloji uzmanları için cazip bir işveren durumuna gelmesi gerekiyor. Savunma bakanlığı bu nedenle askerlerin fiziki formlarında aranan standartları düşürüp, yüksek öğrenimi yarıda bırakan gençlere subaylık kariyeri yapabilme imkânı tanıyor ve aynı zamanda siber teknoloji branşındaki yeni kurulmuş özel şirketlerle işbirliği yapma imkânlarını araştırıyor.

Bütün bu önlemler akıllıca atılmış bir adım olabilir. Ancak aşılması gereken önemli bir engel var ki o da, orduya hâkim olan zihniyettir. Askerler ‘sivillerin dünyasına' pek güvenmezler. Orduda atılganlık, esneklik ve farklı bölümler arasında işbirliği yapma alışkanlığı fazla gelişmemiştir. Oysa dijital alemde başarının sırrı bu engellerin aşılmasında yatmaktadır. Hava, kara ve deniz kuvvetlerini bünyesinde birleştirip, bağımsız bir komutanlığa bağlanacak olan siber savunma merkezinin kurulması isabetli bir adımdır. Ama bu adımı yenilerinin izlemesi gerekir. Merkezin tam işler hale gelmesi 2021 yılını bulacak. Siber alemde dolaşan saldırganlar herhalde o kadar beklemeyeceklerdir.

© Deutsche Welle Türkçe

Nina Werkhäuser