Yorum: Halep trajedisinde Batı'nın sorumluluğu

Yorum: Halep trajedisinde Batı'nın sorumluluğu

Batılı politikacılar yıllardır Suriye krizinin silahla çözüme kavuşturulamayacağını söyler dururlar. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, himayesindeki Beşar Esad ve onların İran ve Lübnan'daki müttefikleri bu yargıya katılmıyorlar. Doğu Halep haftalarca açlığa mahkum edilip sistematik şekilde bombalandıktan sonra Suriye ordusu Şii müttefikleriyle birlikte muhalefetin elindeki son kaleyi de almak için toplu taarruza geçtiler. İnsanların akıbeti umurlarında değil. Onlar için sadece askeri zafer ve düşmanın aşağılanması önem taşıyor.

ABD ve Avrupa Birliği ise ne yapıyor? Pratik anlamda hiçbir şey. Batı uyarıyor, kınıyor, konferanslar tertipleyip kararlar alıyor. Ama aslında sadece seyrediyor. Bu nedenle, düşeceği anlaşılan Halep, Batı'nın izlediği Suriye politikasının yeni bir siyasi ve ahlâki iflas beyanıdır. Putin ve Esad'ın ABD'deki başkanlık seçimi yüzünden meydana gelen otorite boşluğundan yararlandıklarını öne sürmesi gülünç kaçıyor. İkisinin de böyle ‘boşluğa' ihtiyacı yok. Barack Obama Suriye politikasında Donald Trump'ın seçim zaferi yüzünden ‘topal ördek' olmadı. O zaten topallıyordu.

Otorite boşluğu şimdi doğmadı

Obama selefi George Bush'un Irak'ta yaptığı hataların Suriye'de tekerrür etmesini istemiyordu. Bu sözde pasifist tutum Obama ve bütün Batı'yı Suriye trajedisinin suç ortağı yaptı. Pasif kaldıkları için ABD'nin dış politikadaki güvenirliği azalan müttefikleri Suudi Arabistan ve Türkiye'ye kendi çıkarları doğrultusunda Suriye'yi etnik ve mezhebi savaş alanına çevirme cesaretini verdi.

Suriye'yi nefret ve şiddet sarmalından kurtarmak kadar krize siyasi ya da askeri ‘çözüm' bulmak da zorlaşıyor. Esad Halep'i de alırsa, Rusya'nın himayesindeki yenilmezliğini ve devrilemezliğini bütün dünyaya göstermiş olacak. Ilımlı ve radikal muhalefet ise kırsal kesimlerde mücadeleye ve kazandığı Sünni müttefiklerini silahlandırmaya devam edecek. Terör milisi IŞİD'in de bu hesaba dahil edilebileceği unutulmamalı. Çünkü Rusya ve Şam rejimi iddia ettiklerinin aksine IŞİD ile ciddi bir şekilde mücadele etmediler.

Savaş suçlusunun iktidarı

Halep trajedisi çoktandır bilinen bir gerçeği sembolleştirmektedir. Şöyle ki: Günümüzün en büyük savaş suçlusu Beşar Esad, Rusya ve İran desteğini çekmediği ve ABD de seyirci kalmaya devam ettiği sürece iktidarda kalacaktır. Ancak, Donald Trump muhalefetin endişelendiği gibi Suriye'de Rusya ile sınırlı da olsa işbirliği yapsa bile Esad Suriye'yi barışa kavuşturamaz. Savaşın ve ölümlerin sonu gelmeyecektir.

© Deutsche Welle Türkçe

Rainer Sollich