Yorum: Nefret dolu ve silik düello

Yorum: Nefret dolu ve silik düello

İkinci kez canlı yayında kozlarını paylaşan Başkan adayları Hillary Clinton ve Ronald Trump arasındaki ikinci söz düellosu nesnel tartışma olmaktan çok psikolojik savaşa benziyordu. Milyarder işadamı Trump kadınları aşağılayan kazak erkek tarzındaki konuşmasının video kaydına nasıl tepki gösterecekti? Hillary Clinton, kocasının evlilik dışı ilişkileriyle ilgili olarak rakibinin söylediklerine nasıl karşılık verecekti?

Karşılıklı ithamlar canlı yayından önce başlamıştı. Trump yayından bir saat önce alelacele basın toplantısı düzenledi ve üçünün Bill Clinton'ın cinsel tecavüzüne uğradığını söylediği dört kadını medya mensuplarının karşısına çıkardı.

Canlı yayından önceki şaşırtma girişimi

Bu manevra hiç şüphesiz Hillary Clinton'a sürpriz saldırı amacını taşıyordu. Trump Demokrat rakibinin kafasını karıştırarak, geçen haftadan bu yana uğradığı kaybı telafi etmek istemişti. Zorunlu el sıkışma sırasında birbirlerinden nasıl iğrendikleri yüzlerinden okunuyordu.

ABD Başkanlığı için yarışan adaylar arasındaki ikinci canlı yayın hor görme ve nefret havası içinde geçti. Mimik ve jestlerinden karşılıklı antipatilerini dışa vurmakla birlikte iki aday da kontrollü davranarak hakaretamiz sözler söylemedi. Hillary Clinton'dan bu dikkati göstermesi zaten beklenebilirdi. On yıllardır aşırı disiplin gerektiren nice olayla karşılaşmıştı. Aynı zamanda canlı yayınlarda programına açıklık getirmeye çalışıyordu. Bayan Clinton sempatizanlarına ve kararsız seçmene neden Başkanlık görevine daha uygun olduğunu ve Beyaz Saray'a hangi siyasi planları taşıyacağını anlatmaya çalışıyor.

Trump'un niteliksizliği

İkinci söz düellosunu kazanmak için elinden bir şey gelmeyecek olması haksızlık olarak algılanabilir. Kazanabilmesi Trump'un işi terbiyesizliğe vurmasına bağlıydı. Ama Trump bunu yapmadı. Donald Trump yine hiçbir soruya tutarlı cevap veremedi ve bol keseden yaptığı vaatleri nasıl yerine getireceğine açıklık kazandırmadı. Onu körü körüne destekleyenler bu yüzden ona kırgınlık duymayacaklardır. Trump sempatizanları da Clinton'dan en az onun kadar nefret ediyor. Adaylarının, Başkan seçildiği takdirde Clinton'ı içeriye attırmaya çalışacağı şeklindeki sözleri hoşlarına gitti. Mitinglerinde üzerinde ‘Clinton hapse' yazılı tişörtlerin kapışılması, taraftarlarının Trump'u nasıl kayıtsız şartsız desteklediğini göstermiyor mu?

Ancak Trump bu tuhaf seçimin sonucunu belirleyecek olan kararsız ve bağımsız seçmen kitlesini kaybetti. Clinton'ın bu kitleyi net ifadeleri ve yakınlığıyla ikna etmiş olması mümkündür. Bu şov devam edecek. İkinci canlı yayından gelen en iyi haber 8 Kasım'a bir gün daha yaklaşılmış olmasıydı. O tarihte kampanya geride kalmış olacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Ines Pohl