Yorum: Protesto gösterileri Orban rejiminin sonunun yaklaştığını mı haber veriyor?

Yorum: Protesto gösterileri Orban rejiminin sonunun yaklaştığını mı haber veriyor?

Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın konu algılama hissinin ve iktidar içgüdüsünün çok kuvvetli olduğu söylenir. Gerçekten de son yıllarda bu teşhisi doğrulayan sayısız örneğe rastlamıştık. En çarpıcısı da Orban'ın mülteci krizini kendi amaçlarına nasıl alet ettiğiydi. Orban mülteci krizi sayesinde oylarını rekor düzeye çıkartıp, hafife alınmayacak bir güç konumuna geldi.

Ancak Macaristan hükümetine gösterilen tepkilerin artması ve sokaklara taşan protesto eylemleri karşısında Orban'ın içgüdüsünden şüphe duyulur oldu. Mesai saatlerinin uzatılmasını öngören yasa ile diğer anti demokratik yasa ve uygulamalar her gün binlerce Macar tarafından protesto ediliyor. Macaristan Başbakanı şimdiye kadar protesto eylemleriyle ilgili açıklama yapmadı.

Karşıtlarına insaf tanımıyor

Yakın çevresi, dostları ve sadık medya ise protesto gösterilerine katılanlarla eylemcileri destekleyenlere ateş püskürüyor. Protestolara ‘provokasyon', ‘Soros ajanları', ‘yabancı suçlular', ‘göçmen dostları', ‘saldırgan azınlıklar' ya da ‘Hristiyanlık ve Noel nefreti' gibi yakıştırmalar yapılıyor. Macaristan'da hiçbir şey onun iradesi dışında yapılamadığından, bu yakıştırmalar Orban'ın hoşuna gidiyordur. Yakın çevresindekiler bile onun çizgisinde kaldıklarından emin olmadan ağızlarını açmıyorlar.

Orban rejiminin eleştiriye etiket yapıştırma tarzı şimdiye kadar protestoları körüklemekten başka bir şeye yaramadı. Budapeşte yönetiminden gelen suçlamalar saçmalığı da aştığından, insanın adeta nefesi kesiliyor. Orban sisteminin mantığına uygun olması da asıl endişe kaynağı.

Orban retoriğinin giderek toplumun yararını ve sorumluluk bilinciyle sürdürülebilir yönetim şeklini gözeten demokratik rekabetten uzaklaştığı görülüyor. Onun yerine ölüm kalım mücadelesi, savaş ve barış, iyi ile kötü, aydınlıkla karanlık öne sürülüyor. Şekil zamanla içeriğe dönüşüyor. Macaristan Başbakanı iktidarı kontrol mekanizmalarını birer birer susturdu ya da ellerini kollarını bağladı. Filozof Gaspar Miklos Tamas uzun süre önce Orban'ın iktidarı kendi isteğiyle devretmeyeceğini söylemişti. Artık çoğu Macar da Orban'ın seçimle görevden uzaklaştırılamayacağına ve rejimine sadece şiddet kullanarak son verilebileceğine inanıyor.

Gösterilerde de aşırılık artıyor

Şu günlerde isyanın ilk işaretleri gelmeye başladı. Geçen hafta Macaristan parlamentosunda Avrupa'da benzeri görülmemiş olaylar yaşandı. Başkanlık kürsüsü işgal edildi, genel kurul salonunu güvenlik güçleri bastı ve muhalefet protesto çığlıkları eşliğinde genel kurulu terk etti. Sokak gösterilerinde de radikal söylemlerin artmaya başladığı görülüyor.

Orban'ın aşırı kavgacı yönetim tarzını değiştireceği sanılmıyor. Macaristan ve Macar halkı için üzücü bir durum. 30 yıl önce Doğu Avrupa'daki demokratik gelişmesinin öncülüğünü yapan Macaristan maalesef karanlık bir geleceğe doğru yol alıyor.

Keno Verseck

© Deutsche Welle Türkçe