Yorum: Schulz Merkel'i yenemedi

Yorum: Schulz Merkel'i yenemedi

Sosyal Demokrat Parti (SPD) haftalardır bir sevinç dalgası yaşıyordu. Berlin’de geçen hafta pazar günü yapılan parti kongresi tam bir kutlamaya dönüşmüş, sevinçte havalara uçan delegeler yeni parti liderine yüzde 100 onay vermişlerdi. Artık Sosyal Demokratları hiçbir şey tutamaz gibi görünüyordu. Parti lokomotifinin makinisti Martin Schulz'un SPD'ye şifa getireceğine inanılmıştı.

Almanya’da bu yıl yapılacak üç eyalet seçiminden ilkinde bu umutlar şimdilik suya düştü. İlk bakışta sosyal demokratlar açısından sonuç hayal kırıcı gibi. Zira Saarland eyaletinde yapılan anketlerde Sosyal Demokratlar koalisyon ortağı Hristiyan Demokratlar ile başa baş görünüyordu. Ama gerçekte Sosyal Demokratlar ile Hristiyan Demokratlar arasında yüzde 10’dan daha fazla oy farkı olduğu ortaya çıktı. Hristiyan Demokratlar popüler adayları Saarland Başbakanı Annegret Kramp-Karrenbauer öncülüğünde oylarını artırmayı başarabildi.

Sosyal Demokrat Parti'nin gerçeğine hoş geldiniz!

Parti merkezinde düş kırıklığı

Bu kadar havalanmanın acı sonucu bu. Aslında objektif olarak bakıldığında SPD iyi bir gelişme göstermişti. Ocak ayındaki anketlerde seçmenden yaklaşık yüzde 24 dolayında onay alacakmış gibi görünüyordu. Bununla kıyaslandığında eyalet seçiminde alınan sonuç yine de partinin başarı hanesine kaydedilebilir. Ama bu durum partilileri memnun etmişe benzemiyor. Parti merkezinde seçimi izleyen partililer ya kazanmayı ya da en azından başa baş bir sonuç bekliyordu.

Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) merkezinde ise partililere sevinç hâkimdi. Çünkü Sosyal Demokratlar seçimi almış olsaydı 2017 seçim yılında bu başarı onları kamçılayabilir, Hristiyan Demokratlar ağır bir krizin içine düşebilirdi.

Hristiyan Demokratlar derin nefes aldı

Mülteci politikaları nedeniyle sürekli eleştirilen Başbakan Angela Merkel, eyaletteki seçim sürecinde pasif kaldığı, sürece dahil olmadığı ve atağa geçmediği için de eleştiriliyordu. Ama Saarland'da beklenmeyen bu zafer Merkel'e sadece soluk alma imkanı tanımakla kalmadı, izlediği siyasi rota konusunda da seçmenden onay almış oldu.

Hristiyan Demokrat Birlik de (CDU) bu seçim sonucu ile motive oldu. Seçmenin pekala seferber edilebileceği ortaya çıktı. Partililer bu durumun diğer iki eyalet Schleswig-Holstein ve Kuzey Ren Vestfalya'da da seçim kampanyasını canlandırmasını umut ediyorlar. Öte yandan bu her iki eyalette hükümetin başında olan Sosyal Demokrat politikacılar Thorsten Albig ile Hannelore Kraft'ın da en az Saarland Başbakanı kadar popüler oldukları biliniyor.

Parti bitti, şimdi iş zamanı

Almanya'da hükümetin başında olan politikacılar seçmenden genelde büyük prim alıyor. Seçmen eğer sadece çok daha iyi bir seçenek varsa, ancak o zaman iş başındaki politikacıyı seçmeyebiliyor. Politikacının karizması önemli ama sonuçta içerik olarak neler savunduğu da önem kazanıyor. Yani burada her iki özelliğin birbirini tamamlaması gerekiyor.

Saarland'taki seçimden sonra Sosyal Demokrat Parti derin bir soluk almalı. Bu, onun kendine gelmesi için mutlaka yararlı olacaktır. Heyecan iyi bir şey ama ufku sislendirmemesi gerekiyor. Sosyal Demokratların gözlerindeki pembe gözlüğü indirmeleri zamanı geldi. Parti yapma zamanı geçti, şimdi çalışma zamanı.

Seçim programı

Sosyal Demokrat Parti'nin geleceği nasıl gördüğüne ilişkin olarak Almanya çapında geçerli bir program hazırlaması gerekiyor. Siyasal hedefler neler, ne gibi seçenekler sunulmak isteniyor? Kiminle koalisyonlara girilmek isteniyor? Yeşiller Partisi ile mi? Sol Parti ile mi? Yoksa sonunda her şey yine büyük koalisyona mı dönüştürülmek isteniyor?

Seçmen bunları bilmek istiyor. İnsanların ilgisini çekecek olan, merak konusu olacak olan siyasi bir irade ortaya konulduğunda, daha fazla sayıda seçmen sandık başına gidiyor. Bunun da demokrasiye katkısı büyük.

© Deutsche Welle Türkçe

Sabine Kinkartz