Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un bundan beş ay önce yeniden adaylığını koymayacağını açıklaması Başbakan Angela Merkel'i ikileme sürüklemişti. Devletin en yüksek makamı için aday aramak Merkel'e yaramıyor. Horst Köhler ve Christian Wulff görev süresi dolmadan cumhurbaşkanlığından ayrılmış, 2012 yılında da Hür Demokrat Parti'nin aday gösterdiği Joachim Gauck seçilmişti.
Başbakan bu kez de istemeyerek ve ağırdan alarak aday aramaya başlamış ve korktuğu da başına gelmişti. Seçiciler Kurulu'nda Hristiyan Birlik partileri çoğunlukta olduğu ve istedikleri kişiyi cumhurbaşkanlığına seçtirme imkânları bulunduğu halde, muhafazakâr kanat uygun bir isim üzerinde anlaşamadı. Aradan aylar geçti ve üzerinde durulan isimlerden ret cevabı alan Angela Merkel yine aday çıkaramadı.
Sosyal Demokratların zaferi
Sosyal Demokrat Parti Genel Başkanı Sigmar Gabriel eline geçen fırsatı değerlendirip partili arkadaşı Frank-Walter Steinmeier'i cumhurbaşkanlığına aday gösterdi. Dışişleri Bakanı Steinmeier cumhurbaşkanlığı makamında aranan bütün vasıflara haizdi. Steinmeier, ölçülü, görmüş geçirmiş, diplomatik ve insanlara yakınlığı olan bir politikacı olarak tanınır. Hitabet gücünün fazla olduğu ve diplomatik belirsizlikleri aştığı söylenemez. Donald Trump'u ‘nefret vaizi' olarak adlandırıp seçildikten sonra onu kutlamaktan imtina etmekle sözlerine kesinlik kazandırabileceğini göstermiş oldu.
Steinmeier'i Angela Merkel de takdir ediyor. Hem beşeri duruşu hem de siyasi düşünceleri, onun da Başbakan gibi pragmacı olduğunu gösteriyor. Merkel açısından tek sakınca Steinmeier'in kendi partisinden olmaması. Eylül 2017'deki genel seçimler öncesinde Merkel açısından Sosyal Demokrat Partili bir adayda karar kılması mümkün değildi. Steinmeier'in büyük koalisyonun ortak adayı olmaması için epey direndi ve hatta Baden-Württemberg eyaletinin Yeşiller partili Başbakanı Winfried Kretsschmann'ı tercih edebileceğinin sinyallerini verdi.
Mantık eşittir itibar kaybı
Birlik kanadının küçük ortağı Hristiyan Sosyal Birlik ise Kretschmann'a karşı olduğu için Steinmeier'in adaylığına onay verdi. Nihayet Almanya'nın en sevilen politikacısı olan Steinmeier sayesinde seçmenin gözüne girilebilirdi. Hristiyan Sosyal Birliği de karşısına alıp köşeye sıkışan Angela Merkel'in mücadeleyi bırakmaktan başka çaresi kalmamıştı. Merkel şimdi ‘mantığın adayından' söz ediyor. Her türlü yoruma açık bir tanımlama.
Karar sadece Hristiyan Demokrat Birlik lideri açısından mantıki sayılmaz. Çünkü başka bir aday üzerinde durması mümkün değildi. Steinmeier formülünde anlaşmaya varılması Merkel'e itibar kaybettirdi. Koalisyon ortağının adayının kabul edilmesi aynı zamanda Birlik partileri açısından tam bir çaresizlik belgesi yerine de geçer. Muhafazakâr kanat nasıl olur da adaylığı kabul edecek bir isim çıkaramazdı?
Güvensizliğe son verilmeli
Ancak son aylarda ayrılmanın eşiğine geldiği hissini uyandıran büyük koalisyon ortaklarının son anda birlik sinyali vermiş olmaları, farklı grupların benzer seçilme şansıyla kendi adaylarını cumhurbaşkanlığı seçimine sokmasından evlaydı. Mantığın bazen galebe çalmasının siyasi dalgalanmaların ve güvensizliğin arttığı bir dönemde rahatlatıcı etkisi oldu.
Frank-Walter Steinmeier istikrar, devamlılık ve dengenin korunmasını herkesten iyi becerebilecek bir isim. Dışişleri Bakanı dağınıklığın ve Batılı dünyanın siyaseten tükendiği hissinin önüne dikilebilecek bir Cumhurbaşkanı olacak. Ama bedeli dışişleri bakanlığını bırakması olacak. Çünkü bu görevde diplomatik yeteneğin her zamankinden fazla aranır olduğu bir dönemden geçiyoruz. Steinmeier'in cumhurbaşkanlığı sarayına çıkmasından sonra arkasında bırakacağı boşluğun en kısa zamanda doldurulması gerekecek. Ama akıl ve mantıkla, lütfen. Almanya siyasi deneylerle yeterince zaman kaybetti.
© Deutsche Welle Türkçe
Sabine Kinkartz