Alman strateji uzmanı Carl von Clausewitz "Savaş siyasetin başka araçlarla devamıdır” demişti. Clausewitz dış politikayı kast etmiş olmalıydı. ABD Başkanı Donald Trump ise savaşı iç politikanın başka araçlarla devamı olarak görüyor olmalı. Trump içerde üzerindeki baskı artınca, özel savcı Robert Mueller'in Rusya bağlantısıyla ilgili soruşturmayı ısrarla sürdüreceği anlaşılınca ve porno yıldızı Stormy Daniels'in açıklamaları belden aşağıya inince dışa karşı daha da saldırganlaştı.
Trump'ın Suriye stratejisi yok
Trump'ın her an başlayabileceğini duyurduğu füze saldırılarının aslında Suriye halkıyla ilgisi yok. Öyle olsaydı Suriye'nin geleceğiyle ilgili tutarlı bir stratejisi de olurdu. Trump askerlerini Suriye'den çekeceğini açıkladıktan bir hafta sonra Suriye'yi bombalayacağını duyurdu, Rusya'yı tehdit etti, Esad'ı da "hayvan" diyerek insanlıktan çıkardı. Rusya ve Suriye devlet başkanları hakkında ne düşünürsek düşünelim, onlarsız Suriye'de ne savaş biter, ne acılar diner, ne de ölümler son bulur. Trump'ın Twitter kanalıyla yaydığı gerginliği tırmandırma mesajı, diplomatik alışkanlıklardan fersah fersah uzaklaştığını gösterir.
"Başkomutan"ın mesajı, Rus hedeflerine saldırıldığı takdirde sadece roketlerin değil, aynı zamanda roketlerin fırlatıldığı platformların da tahrip edileceği şeklindeki karşı tehdide yanıt özelliği de taşıyordu. Oysa açıktan açığa yapılan bu tehdit Kremlin'den değil, Trump'ın muhatabı sayılamayacak olan Beyrut'taki Rus büyükelçisinden gelmişti. Rusya'nın kesinlikle doğrudan ABD ile çatışmaya girmek istemeyeceği aşikârdır. Henüz tamamen ortan kaldırılamayan IŞİD ile mücadeleyi Amerikan ve Rus kurmaylarının birlikte koordine ettikleri de nedense unutuluyor.
Trump taraftarlarının ucuz alkışları uğruna Suriye'deki alev alev yanan ateşe körükle gidiyor. Hiç olmazsa bazı Amerikalı senatörler Suriye'deki hedeflerin vurulmasının ne anlamı olacağını soruyorlar. Ancak Beyaz Saray kurmayları arasına katılan yeni Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'un nasıl bir şahin olduğu da unutulmamalı. Bolton yıllardır İran'a savaş açılması lehinde konuşuyor. Bolton, feci sonuçlar doğuran Irak'ı işgal kararını da doğru buluyor.
Trump'ı kim durdurabilir?
ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'ya da CIA başkanlığı sırasında "şahin" lakabı verilmişti. Trump'ın plan ve yöntemlerine itiraz, gelse gelse Savunma Bakanı James Mattis'ten gelebilir. Mattis savaşın ne olduğunu çok iyi biliyor. Üstelik Mattis bir yıl önce Han Şeyhun'a yapılan kimyevi silah saldırısını araştırmak için daha fazla zaman olmasına rağmen, saldırıdan Şam rejiminin sorumlu olduğuna dair kanıt görmediğini söylemişti. Şimdi ise Youtube'da yayımlanan videolar Rusya ve İran ile çatışmaya girilmesine yetecekmiş gibi davranılıyor.
Uluslararası alanda sadece Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in taraflara itidal çağrısında bulunması hayret vericidir. Avrupalı müttefikler ve NATO ortakları şimdiye kadar Trump'ın tehdidini eleştirmekten kibarca kaçındılar. Hatta İngiltere ve Fransa muhtemel askeri operasyona katılacaklarını duyurdular. Halbuki Avrupa, Suriye'deki savaşın tırmanmasının etkisini coğrafi yakınlığı nedeniyle doğrudan hissedecektir. Bu etki de yeni bir mülteci akınıyla sınırlı kalmayacaktır.
Matthias von Hein, DW
© Deutsche Welle Türkçe