Yorum: Trump'ın eli kolu bağlandı

Yorum: Trump'ın eli kolu bağlandı

ABD'nin Rusya'ya uygulayacağı ek yaptırımlar Temsilciler Meclisi'nde kabul edildi. Yaptırımlara, Rusya'nın ABD'deki başkanlık seçim kampanyasına müdahale ettiğine dair iddialarla Kırım yarımadasını ilhak etmesi gerekçe oluşturuyor. Yaptırımlar paketi şimdiye kadar uygulanmakta olan cezalandırıcı önlemlerin genişletilmesini öngörüyor. Temsilciler Meclisi aynı zamanda İran ve Kuzey Kore'ye yeni yaptırımlar uygulanmasıyla ilgili teklifi de onayladı.

Kongre Başkan'a ket vurdu

Yaptırım kararları Cumhuriyetçi ve Demokrat partilerin işbirliğiyle hazırlandı ve aynı zamanda Başkan'ın ilerde yaptırımları yumuşatma yetkisine de kısıtlama getirildi. Yaptırım yasası Rusya yaptırımlarında değişikliğe gitmeden önce Başkan'ın Kongre'nin onayını almasını şart koşuyor. Böylece ABD Kongresi bir anlamda Başkan Donald Trump'ın elini kolunu bağlamış oluyor.

'Olağanüstü bir gelişme'

Önce yaptırımların genişletilmesine karşı çıkan Beyaz Saray'dan şimdi onaylayıcı sinyaller geliyor. Teorik olarak Başkan yaptırımları veto edebilir. Ancak Kongre'deki iki partili çoğunluk Başkan'ın vetosunu geçersiz kılabilir. Bu durumda Beyaz Saray yaptırımların neden değiştirildiğini kapsamlı bir şekilde gerekçelendirmek zorunda kalır. Yasama organı da 30 gün zarfında Başkan'ın kararını onaylayabilir ya da geri çevirebilir.

Georgtown Üniversitesi Almanya ve Avrupa Etütleri Merkezi'nden Jeffrey Anderson Amerikan iç politikası açısından 'oldukça sıra dışı bir gelişmeden' söz ediyor. Anderson, Cumhuriyetçilerin kontrolündeki Kongre'nin ve özellikle de birçok Trump taraftarının bulunduğu Temsilciler Meclisi'nin Başkan'ın yetkilerinin kısıtlanmasına onay vermesinin birkaç ay öncesine kadar tasavvur edilemeyecek bir gelişme olduğu görüşünde. Jeffrey Anderson, "Bu gelişme Trump'ın Rusya konusundaki manevra alanının ne kadar daraldığını gösterir" dedi.

Yaptırımların başlaması zaman alabilir

Senatör Bob Corker muhabirlere yaptığı açıklamada yasanın yürürlüğe girmesi için yapılması gereken çok şey olduğunu söyledi ancak tarih vermekten kaçındı.

Smith College öğretim üyesi Marc Lendler Cumhuriyetçi tabanın, göç ve serbest ticaret gibi Trump'un eski muhafazakâr görüşlerinden taviz verdiği konuların aksine Rusya yaptırımlarında Başkan'a ters düştüğünü söyledi. Lendler Rusya söz konusu olduğunda Cumhuriyetçi parlamenterlerin Başkan ile kavgaya tutuşmayı ve kırmızı çizgiler çekmeyi göze aldıklarını belirtti.

Hedefte asıl İran vardı

Daha önce kararlaştırılan yaptırımlar Rusya'yı Kırım'ın ilhakından ve Doğu Ukrayna anlaşmazlığından dolayı cezalandırmayı öngörürken cezalandırıcı ek önlemler aynı zamanda Kongre'nin Başkan'ın Rusya'ya yumuşak davranmasından ve özellikle de Devlet Başkanı Vladimir Putin'i sempati beslemesinden duyduğu memnuniyetsizliği yansıtıyor.

Yaptırım yasa paketi aslında İran'ı hedef alacak şekilde hazırlanmıştı. Rusya'nın cezalandırılması, Trump'ın yakın çevresiyle Rusya arasındaki ilişkilerin gün ışığına çıkması üzerine gündeme alındı.

Lendler bu nedenle Rusya yaptırımları yasasının aynı zamanda Başkan'a yapılmış bir uyarı yerine de geçtiğini ve Trump'ın Rusya konusunda Kongre'nin işbirliği yapmasını bekleyemeyeceğini söyledi.

Atlantik aşırı etkileri

ABD'deki Trump'ın dış ilişkileriyle ilgili tartışmalar, yeni yaptırımların zaten gergin olan Atlantik aşırı ilişkileri daha da olumsuz bir mecraya sürükleyebileceğini unutturuyor. Çünkü Avrupa işletmelerinin enerji sektöründe daha fazla Rus – Amerikan ortak projelerine ihtiyacı var. Yeni yaptırımlar, nakil boru hattı inşasında Rusya ile birlikte çalışan şirketlerin cezalandırılmasını da öngörüyor.

Büyük enerji şirketlerinin bulunduğu Almanya ve Avusturya'dan ABD Kongresi'nin yaptırım kararına tepki gelmesi gecikmedi. Almanya Hükümeti yeni yasanın Alman şirketlerini de yaptırım kapsamına almasından endişe ediyor. 'Nord Stream II' boru hattı gibi diğer Avrupa ülkelerin de katıldığı enerji projelerinin yaptırımlardan etkilenme ihtimalinin doğması üzerine Avrupa Birliği misillemeye başvurulabileceğini duyurdu.

Koordinasyonsuzluk

Rand Corporation'un Avrupa güvenlik uzmanı Stephen Larabee Avrupa ile ABD'yi birbirinden daha da uzaklaştıran mevcut durumu 'gereksiz ve amaca zararlı' bulduğunu söyledi. Trump yönetimini bu konuda ev ödevini yapmadığı gerekçesiyle eleştiren Larabee, "Washington'un Avrupa ile istişarede bulunması gerekirdi. Bu durumda Beyaz Saray'ın Dışişleri ve Maliye Bakanlıklarıyla koordineli çalışması gerekirdi ama böyle bir şey söz konusu olmadı" dedi.

Jeffrey Anderson daha önce Rusya ile ilgili yaptırımlar kararlaştırılırken ABD ile Avrupa'nın ortak hareket ettiklerini ve bunda Obama ile Merkel arasındaki dostluk ilişkisinin önemli rol oynadığını söyledi. Obama'nın Beyaz Saray'dan ayrılmasıyla sıkı ilişkilerden eser kalmadığını belirten Anderson sözlerini şöyle tamamladı: "Artık 'önce Amerika' politikası geçerli. Bu politikayı da en kararlı şekilde, Amerikan demokrasisini Rus müdahalesine karşı korumak için kolları sıvayanlar savunuyorlar."

© Deutsche Welle Türkçe

Michael Knigge