CNN'in tecrübeli muhabiri Ivan Watson, Cezire Kantonu'nda Kürtlerin esir aldığı Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanlarıyla konuştu. Watson, esirlerin 'pişman' göründüklerini ve IŞİD'e katılmayı 'hata' olarak kabul ettiklerini belirtiyor.
ABD merkezli yayın kuruluşu CNN’in daha önce Türkiye’de de görev yapan muhabiri Ivan Watson, Suriye’nin kuzeyinde bulunan Cezire Kantonu’nda esir tutulan IŞİD militanlarıyla konuştu.
Gözleri bağlı militanların nemli, gri bir odaya teker teker getirildiğini belirten Watson, hapishaneden izlenimlerini paylaştı.
Neşe İdil’in Radikal’deki çevirisine göre, Kürtlerin mahkûmların tutulduğu hücreleri gizli tuttuğunu ifade eden Watson, ilk tutuklu odaya geldiğinde, muhafızdan göz bandını açmasını istemiş. Militanın parlak ışığa alışmak için gözlerini kırpıştırdığını anlatan ünlü muhabir, tutuklunun, karşısında yabancı birinin oturduğunu görünce şaşırdığını belirtti. İkinci tutuklu odaya getirildiğinde ise korkudan titriyormuş. Watson'ın, kendisini tanıtmasının ve “Eğer kendinizi rahat hissetmiyorsanız konuşmak zorunda değilsiniz” sözlerinin ardından görüşme başlamış.
Watson, karşısına gelen her esirin, 'arada hızlı bir şekilde, görüşmeyi izleyen korumalara bakış atanlar olsa da' kendisiyle konuştuğunu söylüyor. 'Süleyman' adlı Suriyeli bir adam, terör örgütüne, 'ailesinin güvenliğinden korktuğu için katılmak zorunda kaldığını' belirtiyor. Daha önce IŞİD kontrolü altındaki topraklara hiç gitmediğini söyleyen Süleyman, Kürt üslerinden birinin dışına uzaktan kumandalı araba bombası yerleştiren ve patlatan bir IŞİD hücresinin parçası olduğunu itiraf ediyor. Bombanın kendi yeğenini öldürdüğünü söyleyen militan, bu 'iş' için 3 bin 600 dolar para almış. “İslam ve adalet için savaştıklarını söylediler” diyor Süleyman ve ekliyor, “Bize yalan söylüyorlardı. Fakirliğimizden yararlandılar.”
Korumaların odaya getirdiği bir sonraki tutukluyu Watson, “Zar zor adam” sözleriyle niteliyor. 19 yaşındaki Kerim, Suriye’deki IŞİD cephelerinde bir yıldan daha uzun süre boyunca savaşmak için 2 bin dolar aldığını belirtiyor. Watson, Kerim’in bunu kanıtlayabilecek çatışma yaralarının olduğunu söylüyor. 19 yaşındaki militan, tişörtünü kaldırınca karnındaki pembe ve kahverengi korkunç yara ortaya çıkıyor. “Karnımdan üç kez vuruldum” diyen Kerim’in sağ kolunda yine kurşun yaraları bulunuyor.
IŞİD’in savaşçılarına çatışmalardan önce uyuşturucu verdiğini söyleyen Kerim, “Bize uyuşturucu verdiler. Sizi, yaşamanız ve ölmenizi umursatmayacak şekilde çatışmaya gönderen halüsinojenik haplar” sözleriyle yaşadıklarını anlattı. Terör örgütünün, birlikte çatışmaya gittiği diğer militanlara “eş” sözü verdiğini belirten Kerim, IŞİD militanlarının birçoğunun yabancı olduğunu ifade etti. Yabancı militanlarla Arapçanın Suriye lehçesini bilmedikleri için iletişim kurmakta zorlandığını söyleyen Kerim, Çin’den IŞİD’e katılan biriyle tanıştığını da sözlerine ekledi.
Kürtler tarafından yakalanmadan önce IŞİD’in birçok esiri başını keserek infaz ettiğini gördüğünü anlatan Kerim, “IŞİD ne zaman bir bölgeye gitse, oradaki insanlar onların İslamî hukukuna uymadığı zaman dinsiz kabul ediliyor. Her şey IŞİD’in yolunu takip etmeli. Yüzünü kapamayan kadınlar bile... Kadınların başları kesilirdi” dedi.
Watson, görüştüğü son tutuklunun, eski bir öğretmen ve iki çocuk babası Jaber olduğunu belirtiyor. Jaber’in de arabayla yapılan bir bombalı saldırıya dahil olduğunu ifade eden ünlü muhabir, militana “IŞİD’le devriye gezerken beni bulsaydın ne yapardın” sorusunu soruyor. “Kaderin ölüm olurdu” diyen militan, “Çeşitli ölüm şekilleri var – sana kesinlikle işkence yaparlardı, başını veya ellerini kesebilirlerdi. Başına basit bir şekilde kurşun sıkmazlardı” yanıtını vermiş. Konuşma bitiminde korumanın, Jaber’in göz bandını yeniden bağladığını ve militanı odadan çıkardığını belirten Watson, esirlerin dış dünyada olanlardan haberinin olmadığını söylüyor.
Muhabir, Süleyman’a ABD öncülüğünde kurulan ve aralarında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin de bulunduğu koalisyonun, IŞİD hedeflerine bombardıman düzenlediğini anlatınca, militanın çok şaşırdığını ifade ediyor. “Umarım hepsini öldürürler” diyen Süleyman’ın gözlerinde yaşların biriktiğini anlatan Watson, görüştüğü üç kişinin de IŞİD’e katılmayı bir hata olarak kabul ettiğini vurguluyor. Tutuklular, Kürtlere kendilerini serbest bırakmaları için yalvarsalar da, Kürtler esir tuttukları kişilerin bu durumda büyük olasılıkla yeniden IŞİD’e katılacağını söylüyor.