Köşk seçimi için ülke dışında kullanılan oylar Türkiye’de sayılacak. Dışarıda kayıtlı 2,8 milyon seçmenden 232 bini, 10 Ağustos’taki cumhurbaşkanı seçimi için oy kullandı. Uygulama ilk olduğundan sürecin planları masa üzerinde yapıldı. Bu da ‘müdahale’ tartışmalarına yol açtı. YSK’nın talimatları doğrultusunda kuryelere çuvalları yanlarından hiç ayırmamaları talimatı verildi. Tek kuryelerden tuvalete gitmeleri durumunda bile çuvalı yanlarına almaları istendi.
Zaman'da yer alan haber şöyle:
YSK’nın gönderdiği turuncu çuvallara toplanan oylar önce Milano’daki konsoloslukta güvenli odaya alındı. Pazartesi öğle saatlerinde oda üç kişi tarafından Başkonsolos Aylin Sekizkök nezaretinde açıldı. Mühürlenen çuvallar diplomatik kuryeler tarafından büyükelçilik aracıyla havaalanına götürüldü. Uçak İstanbul’a indiğinde arka kapıya özel bir araç ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri geldi. Çuvallar bu araçla Bakırköy’deki merkeze götürüldü.
Yurtdışındaki seçimlerin uygulamasını tamamen Dışişleri Bakanlığı yürüttü. Ancak tüm detaylar YSK tarafından belirlendi. Kararlar YSK tarafından alındı. Dışişleri personeli, ellerinde YSK’nın yolladığı talimatnamelerle işlem yaptı. Partilere Türkiye’de olduğu gibi sandık kurullarına müşahit görevlendirme imkânı verildi. Oy verme birkaç gün sürdü. Her akşam kullanılan oyların zarfları sayılarak torbalara konuldu. Oy değil, kapalı zarflar sayıldı. Mühürlenen torbalar güvenli odalara müşahitler eşliğinde alındı. Güvenli odalarda üç kilit bulundurma şartı uygulandı. Birçok misyondaki odalarda aslında iki kilit bulunurken harici üçüncü kilitler takıldı. Bu üç anahtarın üç parti müşahidine verilmesi benimsendi. Ancak bazı şehirlerde partiler müşahit bildirmediğinden büyükelçilik ve başkonsolosluk yetkililerinden komisyon oluşturularak anahtarlar bu kişilere teslim edildi.
Örneğin Milano’da AKP ve MHP hiç müşahit bildirmemiş. Dört sandık olmasına rağmen CHP ise bir müşahit bildirmiş. Bu kişi talep etmediğinden anahtarlara sahip olacak komisyon üyeleri tamamen başkonsolosluk yetkilerinden oluşmuş. Her gün sayılan zarflar güvenli odaya alınmış. Ancak odada kamera bulunmuyor.
Pazartesinden itibaren oyların Türkiye’ye taşınma süreci başladı. Bunun için iki farklı seçenek devreye sokuldu. Oyların büyük bir bölümü Avrupa’da yer aldığından iki özel uçak ayarlandı. Bu iki uçak Avrupa’nın yedi şehrinde toplanacak oyları Türkiye’ye getirecek. Oyların yüzde 83’ünün bu yolla getirilmesi planlanıyor. Geriye kalan yüzde 17’lik kısım da diplomatik kuryeler vasıtasıyla tarifeli uçuşlarla taşınacak. Mesela İtalya’nın Milano kentindeki oylar kuryelerle taşındı Türkiye’ye. Pazartesi öğlen saatlerinde güvenli oda, anahtara sahip üç kişi tarafından Başkonsolos Aylin Sekizkök nezaretinde açıldı. Oy torbaları YSK tarafından yollanan turuncu çuvallara yerleştirildi. 6 çuvalın ağzı bağlandıktan sonra teker teker mühürlendi; mührün zarar görmemesi için üzeri bantla sarıldı. Ardından çuvallar 3 diplomatik kurye tarafından büyükelçilik aracına yüklenerek havaalanına götürüldü. Bir kurye en fazla iki çuval taşıyabiliyor.
Çuvallar diplomatik evrak statüsünde bulunduğundan havaalanında arama yapılmadan uçuş kapısına taşındı. Yolcular uçağa alınmadan hemen önce diplomatik kuryeler çuvalları uçağa taşıdı. Ardından yolcular uçağa alındı. Her bir çuval için de bilet alınarak koltuk ayrıldı. Üç kurye yanındaki iki koltuğa çuvalları yerleştirip emniyet kemerini bağladı. Kolay iniş sağlanması ve tuvalete ihtiyaç duyulması durumunda yakın olması için en arka sıradaki koltuklar tercih edildi. Yolcuların şaşkın bakışları arasında seyahat başladı.
Milano-İstanbul uçuşu yaklaşık 2,5 saat sürdüğünden diplomatik kuryeler seyahat boyunca yerlerinden kalkmadı. Milano’da yaklaşık 10 bin oy zarfı bulunduğundan üç diplomatik kurye görevlendirildi. Ancak bazı ülkelerde bu sayı çok düşük olduğundan sadece bir kuryenin görevlendirildiği durumlar da oldu. YSK’nın talimatları doğrultusunda kuryelere çuvalları yanlarından hiç ayırmamaları talimatı verildi. Tek kuryelerden tuvalete gitmeleri durumunda bile çuvalı yanlarına almaları istendi. Uçak İstanbul’a indiğinde hemen arka kapıya özel bir araç ve Dışişleri Bakanlığı yetkilileri geldi. Kuryeler çuvalları araca taşıdı. Aracın Bakırköy’deki merkeze götürüldüğü öğrenildi. Bundan sonraki süreç ise bilinmiyor. Uçaktan çıkışa kadar Türk diplomatların işlerini büyük özen ve dikkatle yerine getirdiği görüldü.
İleri teknoloji çağında oyların sayılmak üzere mühürlü çuvallarla Ankara’ya taşınması tartışılıyor. Çünkü birçok alanda Türkiye’nin çok gerisinde kalan Mısır bile, Abdülfettah El Sisi’yi cumhurbaşkanlığına taşıyan seçimlerde yurtdışında kullanılan oyları yerinde saydı. Tartışmalara yol açan randevu sisteminin ise özellikle Alman makamlarından gelen talep üzerine uygulamaya konulduğu öğrenildi. Alman yetkililer yaklaşık 1,5 milyon oyun ülkelerinde kullanılacağına dikkat çekerek Türk yetkililerden muhtemel yığılmalara karşı tedbir istedi; aksi durumda güvenliğin sağlanmasında sıkıntılar yaşanabileceğini bildirdi. Yetkililer randevu oranının yüzde 6’larda kalmasının sadece sisteme getirilen eleştirilerle izah edilemeyeceğini vurguluyor. Dışişleri yetkilileri oyların Ankara’ya getirilmesi kararının kanunla alındığını hatırlatarak bu konuda yorumdan kaçınıyor. Ancak Dışişleri yetkililerinin “Yerinde sayıma altyapımız müsait” mesajı verdiği öğrenildi. AKP’nin oyların sayılmadan taşınmasında neden ısrar ettiği ise soru işaretlerine yol açtı. ABD ve birçok Avrupa ülkesinde mektupla oy kullanma imkânı bulunuyor. Teknolojiyle birlikte elektronik oy uygulaması da ciddi bir seçenek olarak görülüyor.