Yüksek kur, uzun vadelerle yapılan satışlar, artan maliyetler üreticileri olumsuz etkiliyor. Boya Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Permolit Boya markasını bünyesinden bulunduran Akçalı Şirketler Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) M. Akın Akçalı, boya sektörünün yüzde 60-70’nin dışa bağımlı olduğunu hammaddenin yurt dışından geldiğini söyledi. Şu anda 350 olan boya üreticisinin 100’e düşebileceği ifade etti.
Cumhuriyet'ten Şehriban Kıraç'ın haberine göre Akçalı, şöyle konuştu:
“Bundan dolayı dövizdeki dalgalanmanın boyaya etkisi büyük. Bir de en büyük handikapımız Türkiye’deki boya sektörünün uzun vadeli satışları olması. Yüzde 60-70 döviz girdisiyle boya üretip 150 gün, 180 gün, 210 gün gibi vadelerle Türk Lirası ile satışlar yapıyoruz. Şu ana kadar bu tahsilatların yapılmasında büyük sorun yaşamadık. Büyük bir arıza çıkmadı diyelim. Ama bugün inşaat firmalarında oluşacak kötü bir gidişat bizi de direkt etkileyecektir."
Dövizdeki hızlı yükselişin sektörü olumsuz etkilediğini belirten Akçalı, “Gönül ister ki TL ile dolar kuru eşitlensin. Ama yok öyle birşey. Ama belli bir seviyeye gelsin ve orada kalsın. Herkes de ona göre planını programını yapsın. Ama bu şekilde büyük dalgalanmalar olduğu zaman çok büyük riskler taşıyoruz. Özellikle dövizle borcu olan firmalar için büyük sıkıntılı bir dönem. Faizlerin yüksek olmasından dolayı finansman giderleri çok yükseldi” diye konuştu.
Şirket olarak ellerinden geldiğince öz sermayeyle yatırım yapmaya çalıştıklarını dile getiren Akçalı, şunları kaydetti:
“Ancak şöyle bir durum var; hedeflemiş olduğumuz büyüme oranları sektörümüzdeki kârlılık oranının üzerinde. Öyle olduğu zaman uzun dönemde muhakkak krediye ihtiyaç duyuyorsunuz, belli bir noktadan sonra öz sermayeniz yeterli gelmiyor."
Sektördeki genel borçluluk oranıyla ilgili olarak da Akçalı, devamıdna şöyle konuştu:
“Zorda olan firmalar var tabii ki, yani cirolarının yüzde 70, yüzde 80 kadarı kredi ile dönen firmaları biliyoruz. Şu anda sektörde 350 civarında üretici var. Bundan beş sene önce 1000’ler civarındaydı. Merdiven altı üretici de çok var. Eskiden ilk beşteki ilk ondaki firmalar sadece birinci kalite boya üretirdi. Bugün her firma her kalite ürünü imal ediyor. Döviz girdisi yüzde 60-70 olunca, satışlar da uzun vadeli ve TL olunca firmalar üzerinde büyük yük oluştu. Çünkü 60-70 dövizli olan tarafı genelde nakit olarak ithal ediyorsunuz, aksi takdirde rekabet edemiyorsunuz. Öyle olunca kuvvetli firmalar daha çok ayakta kalıyor, diğer firmalarsa sektör değiştirmek zorunda kalıyor.".
Dört yıldır Nijerya’da 1996’dan bu yana ise Rusya’da üretim tesislerinin bulunduğunu geçen yıl da İngiltere’de ofis açtıklarını dile getiren Akçalı, “Rusya’da günlük 100 ton, Nijerya’da 40 ton üretim yapıyoruz. Şu anda Avrupa’da yatırım için arayışlarımız var. 2018 sonunda bu yatırıma başlamayı planlıyoruz. Büyük bir tesis düşünüyoruz. Yüksek faizler ve dövizden dolayı şu andaki ekonomik koşullar altında yurt içerisindeki yatırımın geri dönüşü çok uzun yıllar alacak. Biz de yurtdışına gidiyoruz, yatırım yapıp orada kazanıp Türkiye’ye getirmeyi düşünüyoruz. Türkiye’de yıllık üretim kapasitemiz 50 bin ton. Bunun yüzde 10’unu 22 ülkeye ihraç ediyoruz. Biz yüzde 100 yerli sermayeli ve 36 yıllık bir firmayız” dedi.
Sektörde 15 bin kişinin çalıştığına işaret eden Akın Akçalı şu bilgileri paylaştı:
-Boyanın iki senede bir değiştirilmesinde fayda var. Eskiden evler sobalıydı, her bayram ev boyanırdı. Şimdi bir taraftan doğalgaza geçildi, evler az kirleniyor. Ayrıca artık daha kaliteli ve silinen boyalar üretildi. için boyama süreleri uzuyor.
- Boya rengini kadınlar seçiyor. Bu yıl gri tonları moda oldu.
-Bir evin büyüklüğüne göre boyama maliyeti 300 TL ile 1000 TL arasında değişiyor.
-Şu anda Türkiye’de kişi başına boya tüketimi 10 litre. 5 yıl önce bu 6 litrelerdeydi. Sektörün yüzde 60’ı inşaat boyasıdır, yüzde 40’ı sanayi boyası. Sanayi boyasının içine otomobil, mobilya, makine boyaları giriyor.
Akçalı, firmalarında 200 kişi çalıştığını kaydederek, fabrikalarının İstanbul Esenyurt’ta bulunduğunu, ancak İstanbul çevresindeki Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) yer bulamadıklarını söyledi. Akçalı, “OSB’ler birçok kişi için rant kaynağı haline geldi. Buraların iyi denetlenmesi gerekiyor. Gerçekten üretim yapmak isteyen sanayicilere yer verilmesi lazım. Maliyetler çok yüksek olduğu için bazı OSB’lere giremedik. Yakınımızdaki OSB’lerden yer istediğimzde şu anda birçoğunun faliyet göstermeyen veya yatırım yapmayan insanların elinde olduğunu görüyoruz. Bu nedenle OSB’lerde yer bulamıyoruz. Bugün yatırım maliyetine baktığınız zaman arsaya yatırdığınız para ölü bir para” ifadesini kullandı.
Akçalı, 2016’dan 2017’ye geçerken inşaat boyalarında yüzde 4’e yakın bir büyüme olduğunu belirterek, “2018’in ilk altı ayında bir artış var gibi gözükse de, ikinci altı ayda biraz tonajda kayıp olacağını düşünüyoruz. Ama yine de geçen yılla başa baş biter. Türkiye iç pazarında dekoratif boyada yani inşaat boyasında 480 bin tonluk satış var. Bu da 2.1 milyar TL’lik satış anlamına geliyor” dedi.
Akçalı, maliyet baskısı ve uzun vadeli satışlardan dolayı zaman içinde sektördeki firmasayısının 50 ya da 100 kadar inebileceğini, bazı hammadelerin yurtiçinde üretilmesinin şu anda mümkün olmadığını anlatarak, “Sektörde yüksek kârlılıklar varken bu yatırımlar amorti edilebilirdi. Ama şu anda devlet desteği olmadan bir yatırım yapmak çok zor. Bu yatırımlar 500 milyon dolar ile 1 milyar dolar arasında değişiyor. Bu yatırımlar yapılmadan boyayı yerlileştirmek zor” dedi.