Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesindeki 3'üncü Hudut Tabur Komutanlığı 12'nci Hudut Bölüğü’nde görevli astım hastası 20 yaşındaki er Orhan Öztep'in telefon kullandığı için ceza olarak rakımı yüksek sınır karakoluna gönderilmesinin ardından üstlerine “nefes alamadığını” söylediği ve komutanı tarafından öldüresiye dövüldüğü iddia edildi. ‘Hava değişimi’ raporuyla 1 aylığına evine gönderilen oğlunun dayak sonrası dilinin tutulduğunu söyleyen anne Muazzez Öztep, sorumlularla ilgili suç duyurusunda bulunacağını ifade etti.
Orhan Öztep, askere gitmek için 19.5 yaşında başvurdu. 3 ay önce Asker Alma Daire Başkanlığı Öztep'i vatani görevini yapması için ilk görev yeri Sivas'a gönderildi. Acemi eğitimini Sivas'ta tamamlayan Öztep, daha sonra usta birliği görevi için Ağrı'ya görevlendirildi. Ağrı'ya geldiğinde Doğubayazıt ilçesindeki 3'üncü Hudut Tabur Komutanlığı 12'nci Hudut Bölüğü'nde mesleği olan aşçı olarak görevlendirildiğini anlatan Öztep, burada bir süre kaldıktan sonra, tuşlu telefon kullandığından dolayı bölük komutanı tarafından ceza olarak Üzengili Jandarma Karakolu'na gönderildiğini söyledi.
Karakolun bulunduğu bölge yüksek rakımlı olmasıyla kendisinin de astım hastası olduğundan dolayı zaman zaman rahatsızlık yaşadığı ve buradan gitmek isteğini birkaç gün sonra karakolu ziyaret edecek bölük komutanına iletmeye kararını veren Öztep, şu iddialarda bulundu:
"Telefonu kullanırken bir uzman çavuş tarafından yakalanmam üzerine bölük komutanı tarafından Üzengilli Jandarma Karakolu'na gönderildim. Karakolun bulunduğu yerin rakımı yüksek olduğundan dolayı nefes almaktan güçlük çekiyordum. Karakol komutanın yanına gidip, zorluk yaşadığımı söyledim. Bölük komutanın 2 gün sonra buraya geleceğini ve ona anlatmamı istedi. Üsteğmen olan bölük komutanı karakolumuza geldiğinde beni yanına çağırdı. Ne sıkıntım olduğunu sordu, burada nefes almadığımı, zorluk çektiğimi anlattım. Bunları söylememle elindeki çay bardağını yere fırlattı, beni dövmeye başladı.
Hırsını alamayınca kafamı duvara vuruyordu. Oradaki asteğmene, bir silah getirmesini istedi. Asteğmen gitmek istemeyince bölük komutanı bunun bir emir olduğunu söyledi. Asteğmen daha sonra silah ve bir şarjör getirdi. Silahı görmemle düşüp bayıldım. Astım krizine girmişim. Bana müdahale edilmesine izin vermedi. İki asker tarafından dışarı çıkarıldım. Bölük komutanı oradaki askerlere 'Bırakın gebersin' diyordu. Bir süre sonra kendime gelince bölük komutanın karşısına çıktım. Beni psikyatriste göndeceğini söyledi. 'Git buraya gelme' dedi. Psikyatri servisine gittim burada bana ilaç yazılarak 30 gün rapor verildi.”
Ağabeyi tarafından Doğubayazıt'tan alınarak Diyarbakır'a getirilen Öztep, suç duyurusu için gittiği askeri birlikte askerleri görmesi üzerine çok korktuğunu belirterek, "Asker gördüğümde çok korkuyorum. Askeri birliklerin önünde bile geçmiyorum" dedi.
Türkiye İş Kurumu bünyesinde çalışmaya başladığını ifade eden anne Öztep de, "Oğlumu sağlam askere gönderdim onlar ise yarı bir halde gönderdiler. Bunlar görevden alınsın. Benim canım yandı, başkasının canı yanmasın. Oğlumu bu hale koyunlar cezaları bulsun” diye konuştu.
“Patlama tarzında konuştuğu ve kekemelik olduğu görüldü"
Er Öztep'in dayak iddiasından sonra gönderildiği Doğubeyazıt Devlet Hastanesi'nden, "uyum bozuklukları" tanısı raporu ile 1 ay hava değişimine gönderildiği belirtilirken, Diyarbakır Selehaddin-i Eyubi devlet Hastanesi’nden verilen raporda şöyle dendi:
"Askeri personel olduğu ve bu görevde iken ruhsal baskı gördüğünü beyan eden hasta değerlendirildi. Hastanın konuşurken patlama tarzında konuştuğu ve kekemelik olduğu görüldü. Buna sebep olacak beyinsel kusur olmadığı çekilen beyin tomografisi ile anlaşıldığı, hastanın psikiyatri hekimi tarafından psikiyatrik muayeneye tutulması gerekmektedir ve önerilir. Şu an için hayati riski yok. Basit tıbbı müdahale ile giderilebilir." (DHA)