Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, 43 seçim bürolarının saldırıya uğradığını belirterek, ‘Bu saldırıları düzenleyenler bize seçim kampanyasını baskıyla, silahla, şiddetle, tehditle var etmeye çalışanlar, gelip bize demokrasiden bahsediyorlar. Bu utanmazlıktan başka bir şey değildir’ dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, Diyarbakır’da partisinin düzenlediği dayanışma yemeğine katıldı.
Burada bir konuşma yapan Yüksekdağ şunları söyledi:
“Bütün seçim kampanyamızda, bütün insanlık değerlerine sahip çıktık ve bütün siyaseti bütün insanlık değerlerine sahip çıkmaya çağırarak sürdürüyoruz. Ama bu çağrımıza AKP hükümetinin nasıl yanıt verdiğini bütün Türkiye çok iyi biliyor.
Partimizin başarı merdivenlerini birer birer tırmanmasına razı olmayan bunu hazmedemeyen Cumhurbaşkanı ve AKP hükümeti her gün partimizin saldırıyla karşı karşıya kalmasına sebep oluyor. Her gün ırkçı linç çetelerinin Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın söylemiyle düğmesine basılıyor.
Bugüne kadar 43 seçim büromuz saldırıya uğradı, sayısız arkadaşımız yaralandı, arkadaşlarımız gözaltına alındı, tutuklama müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. Aynı zihniyet bu saldırıyı düzenleyenler bize seçim kampanyasını baskıyla, silahla, şiddetle, tehditle var etmeye çalışanlar gelip bize demokrasiden bahsediyorlar. Bu utanmazlıktan başka bir şey değildir."
“Siyaseti öğrenmeden önce bir insan, bir parti önce ayıbı öğrenecek. Siyasetten önce de ayıp diye bir şey vardır. Bunlarda utanma diye bir duygu yok, bunlar utanmayı, ayıbı öğrenmemiş. Bizi şiddet ve silahla ilişki kurduğumuzu itham ederek baskı altına almaya çalışırken, halkımızın bakış açısını bulandırmaya gerçekleri karartmaya çalışırken kendileri her gün bize karşı şiddet uyguluyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan her gün şiddeti bize teşvik ediyor.
Seçim meydanlarında konvoyla yoldan koruma ordusuyla, askeri yığınakla geçerken bile yanlarında yürüyen 18 yaşındaki bir genç kıza tahammül edemeyip tutuklatan bir zihniyettir bunlar. Ama her yerde partimize ırkçı, linççi çetelere saldırtırken demokrasiyi, demokratik değerleri, seçim güvenliğini zerrece ağızlarına almıyorlar."
“Seçim meydanlarında bir taraftan Başbakan bir taraftan Cumhurbaşkanı bize karşı kampanya yürütüyor. Bize karşı bir saldırı siyasetini kullanıyor, ama bugüne kadar çıkıp 43 seçim büromuza saldırı düzenlendiğini çok iyi bilmelerine rağmen bu saldırılar dursun, bu saldırlar durdurulacak demediler.
Biz 2015 genel seçimlerinin barış ve güvenlik içerisinde yaşama geçmesi için elimizden gelen bütün sorumluluk ve gayreti ortaya koyuyoruz. Ama şiddeti kışkırtan, çatışmayı gerilimi, saldırıyı kışkırtan bizzat hükümet ve Cumhurbaşkanıdır. Bir kez olsun bu sadırlarının durdurulması için bir tutum almadılar. Saldırı yapanların hiçbiri gözaltına bile alınmadı. Adeta yaptınız yine yapın diyorlar, yeni saldırıların önünü açıyorlar. Parti binaları ve arkadaşlarımıza saldıranlara güvendesiniz mesajı veriyorlar. Biz arkadaşlarımıza saldırılanların arkasında kimin olduğunu çok iyi biliyoruz. Bir zat işte bu hükümet vardır."
“Cumhurbaşkanı Erdoğan için başkanlık diye bir şey de yok, olmayacak. Türkiye’yi ve tüm Türkiye halklarının umudunu, geleceğini bir kişinin başkanlık heveslerine teslim etmeye hiç niyetimiz yok.
AKP hükümetinin topluma tepeden bakan kibrine, küstahlığına Türkiye halklarının geleceğini emanet etmeye hiç niyetimiz yok."
Davutoğlu’nun Demirtaş için ‘Sana Selahattin demeyeceğim” sözleri ile ilgili Yüksekdağ, “Sorun değil biz de zaten sana Başbakan demiyoruz. Sen Cumhurbaşkanı yardımcısısın hiçbir zaman bir Başbakan gibi hareket etmedin ki, hala da bir Başbakan gibi hareket etmiyorsun. Cumhurbaşkanı’nın yardımcısı, yaveri hatta onun yanında gezen bir çocuk gibi hareket ediyorsun. Çocukça sözler sarf ediyorsun" dedi.