Yüksekova'da doğumda ölen kadının yakınları tarafından darp edilen doktor komada

Yüksekova'da doğumda ölen kadının yakınları tarafından darp edilen doktor komada

Yüksekova Devlet Hastanesi’nde görevli Kadın Doğum Uzmanı Dr. Soner Pul, normal doğumun ardından aniden yaşamını yitiren 22 yaşındaki Güllü Bülbül’ün yakınlarının saldırısıyla komaya girdi.

Akşam gazetesinden Yaşar Kaplan'ın haberine göre, ilçeye bağlı Kısıklı Köyü’nde yaşayan Güllü Bülbül, önceki gün doğum sancıları tutunca Yüksekova Devlet Hastanesi’ne getirildi. Bülbül, ilk bebeğini normal doğumla dünyaya getirdikten sonra ani kalp durması sonucu yaşamını yitirdi. Bunun üzerine Bülbül’ün yakınları doğumu gerçekleştiren Dr. Soner Pul’a tepki gösterdi. Hastane önüne toplanan Bülbül’ün yakınlarıyla görüşen hastane yönetimi, idari soruşturma başlatıldığını bildirdi. Ayrıca hasta yakınlarına isterlerse savcılığa doktor için suç duyurusu yapabilecekleri söylendi.

 

50 kişi saldırdı

 

Daha sonra adli soruşturma çerçevesinde Güllü Bülbül’e otopsi yapılması için Cumhuriyet Savcısı hastaneye geldi. İfadeler alındıktan sonra 40- 50 kişilik grup Dr. Pul’a saldırıp öldüresiye dövdü. Aynı hastanenin yoğun bakım servisinde tedavi altına alınan doktorun hayati tehlikesinin devam ettiği belirtildi. Olayın ardından hastane yönetimince yapılan yazılı açıklamada, “Arkadaşımıza yapılan bu saldırıyı nefretle kınıyoruz ve sorumluların bulunması için yapılan çalışmaların bizzat takipçisi olacağımızın bilinmesini istiyoruz” denildi.

 

Doktorlar iş bıraktı

 

Başhekim Nuretdin Kuzhan, olayla ilgili soruşturma başlatıldığını, güvenlik kamerası görüntülerinin incelendiğini, ancak henüz gözaltına alınan kimse olmadığını söyledi. Yüksekova’da görevli doktorların saldırıya tepki olarak iş bıraktığını belirten Dr. Kuzhan, acil servis dışında hizmet verilmediğini söyledi.

Olayın ardından hastane çevresinde geniş güvenlik önlemi alan polis acil servis önünde zırhlı araçlar konuşlandırdı. Hastane içinde de kontrollerini sıkılaştırdı. Güllü Bülbül’ün ölümüne sıvı embolisinin neden olduğu sanılıyor.

 

Sağlık personeli kendini güvensiz hissediyor

 

Sağlık Bakanlığı’nca yayımlanan “Tıbbi Sosyal Hizmet Dergisi”nde, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetle ilgili bir araştırmanın sonuçları yer aldı. “Sağlık Alanında Şiddet Araştırması” başlıklı makaleye göre Hatay ve Diyarbakır’da 542 sağlık çalışanına anket uygulandı. 341’i hemşire ve sağlık memuru, 84’ü doktor, 50’si teknisyen, 12’si psikolog ve fizyoterapist, 52’si memur ve 3’ü de eczacı olan katılımcıların yüzde 57’si en az bir kere şiddete uğradıklarını belirtti. Ankete katılanların yüzde 47.2’si, çalıştıkları birimleri “güvenli bulmadıklarını”, yüzde 44.3’ü “kısmen güvenli”, yüzde 8.5’i ise “güvenli” bulduklarını belirtti. Şiddet en çok çalışma odalarında yaşanırken, bunu koridorlar, hasta odaları, hastane bahçesi ve hastane dışı mekanlar izledi. 

 

'Eşimi yerde kıvranırken gördüm'

 

Van'da yapılan otopsisinin ardından Yüksekova'ya bağlı Kısıklı (Dêlezi) köyünde toprağa verilen eşinin doktorların ihmalkârlığı nedeniyle hayatını kaybettiğini iddia eden Fesih Bülbün, “Doktorun darp edilmesini kesinlikle tasvip etmiyorum. Darp etme olayını sonradan öğrendim, haberim yoktu.”dedi.

Dün akşam saatlerinde doğum hastası olan eşiyle beraber Yüksekova Devlet Hastanesi’ne gittiklerini belirten Bülbün, “Eşimi doğum nedeniyle doğumhaneye aldılar. Orada kimseyi içeriye almadılar. Ondan sonra kendisine ilaç mı verdiler ne verdiler bilmiyorum. Ben camdan görüyordum. Eşim sürekli çırpınıyordu. Kendisini duvarlara vuruyordu. Ben hemşirelere ya eşimin ablası ya da kardeşim içeriye girsin dedim kabul etmediler. 2 tane kadın vardı içeride onlar doğum yaptı onları çıkardılar. Sonra beni içeriye çağırdılar. Ben sezeryan yapılır o nedenle imza istiyorlar herhalde dedim. İçeri girdiğimde eşimi yerde gördüm. İlgilenen yoktu. Orada bir ebe vardı bana yardım etti. Doktor doğum masasına çıkarmamızı istedi. Hemşireler ya da başka kimse yardım etmedi. Benle o kadın beraber eşimi doğum masasına yatırdık. Beni dışarıya çıkardılar. Ben dışarıya çıktım.”dedi.

Yaklaşık 2-3 dakika sonra tekrar kendisini içeri çağırdıklarını belirten Bülbün, “İçeri girdiğimde tekrar eşimi yerde kıvranırken gördüm. Birkaç kez kendisine seslendim bana karşılık vermedi. O sırada tekrar eşimi yerden alarak masaya yatırdık. Doktor orada bana yardım et dedi ben de doktora yardım etmeye çalıştım. Eşimin kollarından tuttum. Ben orada tekrar doktora gerekiyorsa sezeryan yapmasını önerdim. Bana gerek olmadığını söyledi. Sezeryana alsam eşin kilolu dikiş tutmaz dedi. Ben de sen daha iyi bilirsin dedim. Benim eşim çok zorluk çekti. Çocuğu zorlayarak çıkardıklarını düşünüyorum. Doktora giderek eşimin kanamasının devam ettiğini söyledim. Ben doktora bebeği bırakıp eşimle ilgilenmesini istedim. Doktor da bana tamam eşiniz biraz dinlensin dikiş yapacağız dedi. Orada eşimin başında beklemeye başladım. Oluk oluk kan akıyordu. Bir süre sonra tekrar doktoru çağırdım doktor geldi ve dikiş atmaya başladı. Dikişten sonra da kanama devam ediyordu. Doktor orada da benim çıkmamı istedi, çıktım. Bana siz gidin biz serviste getireceğiz dediler. Hemşireler benden çocuk servisine giderek çocuğun sevkini yapmamı istediler. Çocuk servisinden sevki aldım benden sevki fakslamamı istediler. Faksı yaptırdım.”dedi.