T24- Avrupa Birliği (AB)-Avrupa Merkez Bankası (AMB)-Uluslararası Para Fonu (IMF) ''Troykası''nın, yeni sert önlemler karşılığında Yunanistan'a 100 milyar avroluk yeni yardım paketi talebinde bulunduğu bildirildi.Atina'da yayımlanan Kathimerini gazetesi, ''IMF'nin, Yunanistan'ın, mali krizden çıkmasına yönelik açıklanan ekonomik programa tam olarak uymaması nedeniyle ortaya çıkan yeni ihtiyaçların karşılanmasına yönelik 80-100 milyar avroluk yeni yardım paketi karşılığında yeni sert önlemler talebinde bulunduğunu'' belirterek, ''yeni yardım paketinin hazırlanması ve mali yardımın Haziran ayındaki 5. taksidinin serbest bırakılması için, Yunan Telekomu (OTE) ile Yunanistan Elektrik Kurumunun (DEH) ve Atina Elefterios Venizelos Havalananın kesin bir süreç içerisinde tamamen özelleştirilmesini talep ettiğini'' yazdı.Kathimerini, ''Troyka'nın, Yunanistan'ın bu yıl içerisinde kamu kuruluşlarından işten çıkarmaları da içeren 6-7 milyar avroluk yeni önlemler alması gerektiğine inandığını'' belirttiği haberinde, ''Avro grubu, yeni yardım paketi ve mali yardımın haziran ayındaki 5. taksidi için, devlet hazinesini rehin olarak istiyor'' ifadelerini kullandı.Troyka'nın Yunanistan'a yeni yardım vermeyi kararlaştırması halinde memorandumun genişletilmesi, ya da yeni bir anlaşma yapılması gerekeceği belirtilen gazete haberinde şu ifadelere yer verildi:''Yeni memorandumda, kesin tarihlerle daha sert yeni önlemler olacak. Troyka bu konudaki hedeflerin ne şekilde tutturalacağına ilişkin kesin ve açık analizler talep ediyor. Her çeşit yeni yardım için Yunanistan'ın garanti vermesi gerekecek. Yeni anlaşmanın AB ülkeleri parlamentolarında da onaylanması lazım. Bu durumda daha önce Yunanistan'a başka ekonomik yardım yapma niyetinde olmadığını açıkça belirten Almanya'nın itirazlarının ortadan kaldırıması gerekecek.''Troyka yetkilileri kısa bir süre önce başkent Atina'da, mali kriz ve önlem reformları ile ilgili yaptıkları incelemelerin ardından düzenledikleri basın toplantısında, ''Yunanistan'da, özelleştirme yoluyla önemli gelir getirebilecek üç kaynak bulunduğunu tespit ettiklerini, bu kaynakların da borsada hisseleri olan ya da olmayan şirketler, bu şirketlerdeki devlete ait tahviller ve ticari değeri bulunan taşınmaz mal varlıkları olduğunu'' söylemişlerdi.