Savcı Muammer Akkaş’ın ikinci yolsuzluk operasyonu kapsamında gözaltına alınmasını istediği Mısır asıllı Türk işadamı Usame Kutub, bir dönem BM’nin terör listesine giren Suudi işadamı Yasin El Kadı ile 15 Şubat gecesi İstanbul Merter’de geçirdiği trafik kazasının suikast girişimi olduğunu iddia etti.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın El Kadı’yı kaza sonrasında hastanede ziyaret ettiği ve hastanedeki tüm kayıtların silindiği iddialarıyla ilgili Kutub, “Bu kazadan sonra Başbakan veya yakını kimse ile görüşmedim. Ancak Başbakanımızın kazadan haberdar olduğunu ve suikast ihtimalinden dolayı tedirgin olduğunu duydum. Bence de bu normal bir kaza değildi. Suikast veya başka bir komplonun sonucuydu”
Kutub o gece yaşananları ve 2’nci dalga operasyonla ilgili görüşlerini Hürriyet’ten Toygun Atilla’ya şu sözlerle anlattı:
“Medyada da yer alan 15 Şubat’taki trafik kazası doğrudur. O gün Yasin El Kadı ile Ankara’daydık. Saat 23.30’da tarifeli uçakla İstanbul’a geçecektik. Uçağı kaçırdık. İşadamı Latif Topbaş’ın özel uçağı ile İstanbul’a geldik. Polis olduğunu bildiğim İbrahim Yıldız bizi karşıladı. Yasin El Kadı hakkında bir suikast tehlikesi olduğu için polis tarafından karşılandığımızı biliyorum. Bizi evlerimize bırakacaktı. Gece 02.00- 03.00 sularıydı. Merter civarında yol boşken bir araba yan tarafımızdan şiddetle çarptı. Çarpışmanın ardından da kaçtı. Bizi ambulansla hastaneye kaldırdılar.”
Başbakan Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın El Kadı’yı hastanede ziyaret ettiği ve hastanedeki tüm kayıtların silindiği iddialarını sorduğumuz Kutub şöyle devam etti: “Bu kazadan sonra Başbakan veya yakını kimse ile görüşmedim. Ancak Başbakanımızın kazadan haberdar olduğunu ve suikast ihtimalinden dolayı tedirgin olduğunu duydum. Bence de bu normal bir kaza değildi. Suikast veya başka bir komplonun sonucuydu.” Usame Kutub, Yasin El Kadı ile birlikte kazanın olduğu gece Ankara’da MİT Müsteşarı ile görüştükleri söylentisi için de, “MİT müsteşarı Hakan Fidan ile samimiyetim veya özel görüşmem yok. Kendisini basın ve televizyonlardan tanıyorum. Birkaç defa da benim de davetli olduğum düğün vs gibi özel davetlerde gördüm. Kendisi ile yaptığım herhangi bir görüşme yok” dedi.
Kutub’un “Yasin El Kadı’nın tüm dünyada arandığı ve Türkiye’ye girişinin yasak olduğu söyleniyor. Siz ne diyorsunuz” sorusuna yanıtı da şöyle: “Yasin El Kadı babamın arkadaşıdır. Kendisine amca diye hitap ederim. Çok sevdiğim ve saygı duyduğum bir insandır. Ailece görüşürüz. En son 3 Aralık’ta Türkiye’den ayrıldı. Bu süre içinde sıkça kendisi ile görüştüm. Kendisi İnterpol tarafından aranan bir kişi değil. Türkiye’ye sürekli gidip geliyor. Ortada esrarengiz bir hava estiriliyor. Ancak THY ve Suud Havayolları’nın tarifeli uçaklarının kayıtlarına bakılırsa Türkiye’ye giriş çıkışları zaten anlaşılır.”
Kutub, Türkiye’de resmi olarak bir ticari faaliyete geçişini 2010 yılı olarak belirtiyor: “İşadamı Cengiz Aktürk ve Suudi bir işadamı ile birlikte Eros adlı kozmetik firması kurduk. Kozmetik ürünlerimiz Türkiye’deki en önemli mağazalarda satılıyor. İthalat yapıyoruz. Bunun dışında Türkiye’de kendime ait bir şirket yok.
Bize birileri tarafından bir iftira atılıyor. Yurtdışına gitmeyeceğim ve sonuna kadar burada olacağım. Son yıllarda Türkiye’nin kalkınması için Körfez sermayesini buraya taşıdık. Çok çaba gösterdik. Bu soruşturma Türkiye’ye döviz girişini engellemeye çalışan birileri tarafından mı yapılıyor? Onların arkasındaki gruplar mı var? Bunları düşünmüyor değilim. Şu anda bile Körfez sermayesi Türkiye’ye girmekten çekince duyuyor. Endişeli. Türkiye cazibesini kaybetmeye başladı. Döviz akışı kesilmeye başladı. Türk ekonomisine yönelik önemli bir operasyon yapılıyor.”
Hürriyet’te yer alan haberin tamamını okumak için tıklayın